8 Mart'ımız kutlu olsun. Bu vesileyle beni çok heyecanlandıran bir toplantıyı ve duygularımı paylaşmak istiyorum.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Kadın Girişimciler Kurulu İstanbul Başkanı Meltem Kurtsan'ın daveti üzerine (Ben de yayıncılık yaptığım için şirket ortağı olarak İTO üyesiyim) İTO İstanbul Kadın Girişimciler Grubu'nun düzenlediği 8 Mart toplantısına katıldım.
Toplantıda 100'e yakın kadın vardı. Bunların hepsi iş kadınıydı kendi firmaları olan veya firmalarında yüzde 50 ortak olan kadınlar...
Ve yapılan oda seçimlerinde şu ana kadar 151 kadının yönetime seçildiği açıklandı. Toplantının ilk bölümü resmi konuşmalardı.
Ben de konuşsam, siz de konuşsanız, Tanıl Küçük'le neredeyse aynı konuşmayı yapardık. Pozitif ayırımcılıktan bile söz etti. (İlk başta karşıymış ama Aynur Bektaş onu ikna etmiş) Nimet Çubukçu da çok iyi konuştu, "Eğer savaş kararları verilen masalarda kadınlar otursalardı..." dedi.
Ayaklara bağlanan taşlardan söz etti. İTO başkanı da bünyelerindeki kadın girişim gruplarına büyük destek verdiklerini söyledi, toplantıda bulunan kadınlar da teyit ettiler.
Şu an şehirler tam aklımda kalmadı ama Anadolu'da şehirlerde başkanlığa kadınlar seçilmiş. Bir de borsa başkanı kadın var. Bunlar yüzyılı aşkın tarihi kuruluşlar. Tarihte ilkler gerçekleştiriliyor. Kadınların görüşü: Evet bunlar ilk ama yetmez!
Toplantının ikinci yarısında aday olup kazanan ve kaybeden kadınlar deney paylaştılar. Birden Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği'nin (KADER) resmen kurulmasından önce Maçka Teknik' teki amfide düzenlenen toplantı gözümün önüne geldi.
Kadınlar bilinçli, hırslı ve bir şeyler yapmak istiyor. Nasıl ayaklarının kaydırıldığını, tehdit edildiklerini, kimi kadınların umursamaz davranışlarını , nasıl çetin mücadele ettiklerini, erkeklerin engelleme çabalarını anlatıp durdular. Tepsiyle verilmiyor, mücadele edeceğiz dediler.(Maçka amfisinde de benzer sözler yankılanmıştı.)
Sloganları;" yönetim kadının hakkıdır..." Konuşanların kimisi "ben kadın olarak engellenmedim" dediyse de kadınlar için bir şeyler yapma kararlılıklarını dile getirdi. Dört yıl sonraki seçimlere hazırlanıyorlar.
Bu kurul 50 kişilikmiş, şu anda oluşmuş, şimdi komisyonlar kuracaklar, dışarıdan isteyenlerin de (İTO üyelerinin) dışardan katılımına açık. Misafir olmak destek olmayı ve öneri götürmeyi engellemiyor.
İşte böyle, bu 8 Mart Türkiye'de böyle bir ilkle kutlanıyor. Seçimle ve atamayla gelen bütün karar organları için çalışan bütün KADER 'liler ve bütün kadınlar için çok sevindirici.
Beni duygulandıran bir başka şey daha şey daha var. Ben 8 Mart'la İlerici Kadınlar Derneği üyesi iken tanıştım. O günlerde 8 Mart ' ı kutlamak biz IKD' liler için ( ve tabi öteki kızkardeş örgütlerin üyeleri için de) tutuklanma nedeniydi.
Etkinliklerimiz polis tarafından izlenir, kutlamalarımız sanki büyük suçmuş gibi gösterilirdi. Bugün "Anneler Günü" gibi ticarileştirilmeye çalışılsa da Cumhurbaşkanından Diyanet'e kadar herkes kutlama mesajı yayınlıyor. İş kadınlarının 8 Mart'ı mücadele kararıyla kutlayacağı ise o günlerde aklımın ucundan bile geçmezdi.
Bu vesileyle 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü'nün kadınların mücadele ve dayanışma gününün bu şekilde kadın hareketinin her yanını sarması için mücadele etmiş bütün kadın arkadaşlarımı (ve erkekleri) sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Bu uğurda hayatını verenlerin anıları önünde saygıyla eğiliyorum.
Sevgiler
* Ayşe Bilge Dicleli