1919'da dadaist sanatçı Marcel Duchamp, Leonardo Da Vinci'nin Gioconda'sına (Mona Lisa) usturuplu bir bıyıkla sakal takarken devrimci bir iddiası vardı, oysa bugün Berlusconi hükümetinin kadınlar günü münasebetiyle bastığı demode poster utanmaz bir provokasyon gibi görünüyor.
Bir zamanlar İtalyan Komünist Partisi'nden Belediye Başkanıyken Forza İtalya sayesinde Kültür Bakanlığına yükselen Sandro Bondi, Raffaello'nun "Başörtülü kadın" resmine kabaca eklenen kıl örtüsüyle memlekette kadına reva görülen muameleyle baş edilebileceğini düşünmüş olmalı.
Müze, arkeolojik alan, kütüphane ve arşiv gibi devlet müesseselerine girişin kadınlar için bedava olduğu söz konusu günde sakal-bıyıklı kadın görüntüsü Benetton'un defalarca skandal yaratan fotoğrafçısı Oliviero Toscani'nin tarzını hatırlatmakla kalmıyor, hareketin neye hizmet ettiği konusundaki kuşkuyu da pekiştiriyor.
Memleketinde Zeki Müren'e Türkiye'de tapıldığı kadar sevilen Mina, 1981'de Salome albümünün kapağında sakalla arzı endam etmekle kalmamış, 1987 Rane Supreme albümünün kapağında da body building salonundan fırlamış çıplak bir erkek vücuduna kafasını monte ettirerek kalabalık gay hayranlarına göz kırpmıştı;
Başbakanı çocuk fuhşundan 6 Nisanda yargılanacak bir hükümetin, "donna barbuta, sempre piaciuta" (sakallı kadın daima sevilir) deyişine atıfta bulunan fotoşop hareketi ise gündem oluşturmak için uydurulmuş sevimli bir formül herhalde.
6 Nisanda adaletin pençesinden bir kez daha nasıl kurtulacağı heyecanla beklenen lideri teşhir eden, "Kalp Hırsızı Ruby" lakaplı Karima El Mahroug (17) ile ilişki yaşadığı iddiaları unutturulmaya çalışılıyor adeta.
Öte yandan geçtiğimiz günlerde Karima, Avusturya'nın Berlusconi'si olarak tanınan Richard Lugner'in özel jetiyle Viyana Operasındaki bir açılışa gitmekle kalmadı, kendisinden bahseden bazı gazetelerde millî değer gururu psikozunun da ortaya çıkmasına sebep oldu.
Askerî taciz
Bugünlerde medyaya düşen başka bir taciz olayı ise askeriyeye leke sürdürecek cinstendi. Sicilyalı Müslüman bir aileden adı açıklanmayan kadın asker, ikisi erkek, biri kadın olmak üzere üstleri tarafından grup seks için zorlanmıştı.
Geçmişte çeşitli vesilelerle cinsel tacize uğramış, Kosova'da görevli oldukları sırada da üstlerinden biri, kadın teğmen, İsveçli iki erkek askerle ilişkiye girmesi için baskı yapmıştı; reddedince kiliseye gitmeye ve Hıristiyan ayininde Noel şarkıları söylemeye mecbur bırakılmıştı.
Buna benzer diğer birçok örnekte olduğu gibi olayı üstlerine şikâyet ettiğinde, "unut gitsin" cevabıyla karşılaştıktan sonra başka bir birliğe tayin talebi de reddedilince, işini kaybetme riskini göze alarak durumu askerî mahkemeye ihbar etmek zorunda kalmıştı.
İtalyan kadınının durumu
Her halükârda İtalyan iş dünyasında mobbinge uğrayanların ve işini kaybedenlerin çoğu kadın.
Kriz döneminde işe alınan kadınların sayısı da düşmüş durumda. Centilmenlikleriyle ünlü erkeklerin yurdunda yükselen bir değer varsa o da kadına yönelik şiddet.
Eğitim düzeyi yüksek ve ekonomik olarak gayet zengin olan FVG bölgesinde bile sadece geçen sene "Şiddet Karşıtı Merkezler"e başvuru yapan kadınların sayısı 6 bin 400.
İstatistiklere göre 16 ile 70 yaş arası kadınların yüzde 33.9'u hayatlarının bir döneminde mutlaka fiziksel şiddete veya cinsel tacize maruz kalıyorlar. Yapılan açıklamada "Yalnız değilsiniz, taciz ve kötü muamele karşısında sessiz kalmayın, başınızı dik tutun" dendi.
Ülkenin güçlü sendikalarından Cisl'den İris Monassi'nin beyanatı anlamlıydı: "Sesimizi haysiyetimizin müdafaası için yükseltelim, şu anda bizi yönetenlere ve tecavüzcülere ellerini indirmelerini söylüyoruz, yeni nesilleri cesaretlerini yitirmeyip amaçlarına ulaşmaları için destekleyeceğiz".
Aynı işi yapıp erkeklere göre düşük maaş alan kadınların ülkesi, Avrupa Birliği (AB) memleketi İtalya'da, Batı medeniyetinin önüne geçilemeyen cinsiyetlerin yakınlaşması sendromundan muzdarip, gittikçe efemineleşen erkek cinsine inat, dişilere de sakal- bıyık uzatmak kalıyor galiba!
Annem, eşim Savarona, arkadaşım Gözde ve İmroz'lu kadınlara (BB)