Engellilerin istihdamı için özel sektörde yüzde 3, kamuda yüzde 4 kota sistemi var ancak engelliler iş bulmalarının çok güç olduğunu yineliyor. Çalışan engelliler, iş bulmak ve sürdürebilmekteki engellerini bianet'e anlattı:
Erdal Gür, doğuştan yüzde 70 bedensel engelli, 15 yıldır çalışma hayatında. "21 yaşıma kadar hiç sokağa çıkmazdım" diyor. Bir gün bir arkadaşı ona Bağcılar'da kontörlü telefon işi bulmuş. İki yıl sonra benzer bir yer açmış, sonra markette kasiyerlik. 10 yıldır hem bu işi hem de bir su firmasının bölge bayiliğini yürütüyor:
"Okuma şansım olsa polis ya da doktor olmak isterdim ama imkânım yoktu. Okuma yazmayı altı aylık kursta öğrendim. Bilgisayar kullanmayı da meslekte, kendi kendime."
Serbest meslekten markete geçerken endişelenmiş, "Gelen müşteriler engelli olduğum için alışveriş yapmazlar mı? Dışlanır mıyım? Market müşteri kaybeder mi?" diye düşünmüş ama böyle bir durum olmamış. Bazı engellileri dışlanmaktan korkarak çalışmayı denemedikleri için eleştiriyor; "Çabalarlarsa yapabilirler" diyor.
Gür, zorunlu olduğu için engellileri çağıran iş yerlerinin, kolaya kaçtığını söylüyor:
"İki-üç engelliyi çalışıyor gibi gösterip, maaş vermeden sigorta ödüyor, vergilerinden indirim yaptırıyorlar. Bana da teklif ettiler ama kabul etmedim. Çalışabileceğiniz iş ortamı bulursanız da işe ulaşım zor. Araçlar bize göre değil, işveren servis sağlamalı. Kartal'da oturuyorum, Kadıköy'deki işe nasıl gelip gidebilirim? 153 Engelliler Masası İstanbul'da getir götür hizmeti veriyor ama limitli. Karşıya iki kere gidip geldiğinizde hakkınız bitiyor."
"Sandalyedekilere patates doğratıyorlar"
Suat Avcı, Batmanlı. 11 yaşından beri çalışıyor; kışları okulun kantininde, büfede, yazları dekorasyon, boya, fayans... 1999 depremine Çınarcık'ta çalışırken yakalanmış ve hayatı değişmiş. 10 yıldır ortopedik engelli, tekerlekli sandalyede.
Çalışmayı bırakmamış, şimdi masa başında. Dragos'ta Fiziksel Engelliler Vakfı'nda çalışıyor; hem belediyeler, şirketlerin projelerinin engellilere uygunluğunu kontrol ediyor hem de uzmanlarla birlikte, sonradan engelli olanlara nasıl yaşayacaklarını anlatıyorlar: Sandalyeden yatağa yaralanmadan nasıl geçilir, nasıl tuvalete gidilir, iş nerede aranır...
Avcı'ya göre, iş için en büyük engel okuyamamak, işverenler ise engellilerin eğitim düzeyinden bihaber: "Yüksek okul mezunu olacak, İngilizce'yi tam bilecek diyorlar. Lise bitirmiş bir engelli bulurlarsa dua etmeliler. Ben lise üçü dışarıdan bitirdim çünkü okulda asansör yoktu. Üniversite sınavına üçüncü, KPSS'ye dördüncü katta girdim. Hocalar yardım etmek yerine terslediler. Bir eğitimci bunu yaptıktan sonra..."
Avcı, işverenlerin çok hafif sakatlıkları olan engelliler aradığını, tekerlekli sandalyelileri en baştan "iş göremez, gelip gidemez" düşüncesiyle gerçi çevirdiğini dile getiriyor. Özel sektörde işe alınanların nasıl çalıştırılacakları ise kurumun ve oradaki elemanların bakış açısına göre değişiyor: "Tekerlekli sandalyede bir arkadaşıma, 'masa başı' raporu olduğu halde, soğan patates soyduruyorlar; yasak olduğu halde."(YC/EÜ)