İsveç son bir kaç gündür Türkiye'nin gündeminde. İsveç'te tedavi göremediği gerekçesiyle Sağlık Bakanlığı'nın gönderdiği ambulans uçakla Malmö'den Türkiye'ye getirilen Emrullah Gülüşken Türkiye'de tedavi altına alındı. Bu durum, İsveç'te Korona Virüs salgını sonucu Covid19 hastalığının geldiği boyut da merak konusu oldu.
Başından beri İsveç'in salgın ile mücadelesi de kimi eleştiriler alıyor, zira ülkede sağlık otoriteleri "Toplum bağışıklığı", diğer adıyla "sürü bağışıklığı" yöntemini tercih etti. İngiltere'de başarılı olmayan ve vazgeçilen bu yöntem İsveç'te nasıl sonuç veriyor? İşte Karantina Atlası bu soruların cevabını bulmak için bu kez Stockholm'deydi. Bu bölümde, son bir buçuk yıldır İsveç'te yaşayan film yapımcısı Nadir Öperli'ye kulak veriyoruz.
Nadir Öperli'den satır başları
Karantina: İsveç önlemleri geçmişte ve günümüzde elde ettiği bilimsel verilere dayanarak aldığını iddia ediyor. Karantina ya da kısmi ve toplu kapatma politikalarını uzun süre sürdüremeyeceği için anlamlı bulmuyorlar. Bu politika eleştiriliyor da. Devlet de eleştirilerdeki örneklerin hep kısa süreli verilere dayandığını söylüyor.
Okullar: Lise ve üzeri eğitimde online eğitime geçildi. Daha çok evden çalışmaya yönlendiren bir sistem var. ilkokul, ortaokul ve anaokulu risk grubunda olmamaları nedeniyle açık. Ayrıca, aşı bulunamazsa, en çok lise ve altı grubun bu virüsü kapıp bağışıklık kazanmasına ihtiyaç duyulacağı söyleniyor.
Açık yerler: Spor merkezleri zinciri iki hafta kendi inisiyatifiyle kapandı. Diğer zincirler kapatmayınca iki hafta sonra tekrar merkezleri açtılar. Belediye yüzme havuzları, restoran kafe barlar açık. Toplu taşımada yüzde 50 kapasite azaltıma gidildi.
Kitlesel bağışıklık: Temel politika mümkün olduğu kadar insanların düşük yoğunlukta bu virüsü kapması en azından aşı bulunana kadar adı konmamış bir kitlesel bağışıklık uygulamasına dayanıyorsa da bu resmi devlet politikası olarak açıklanmıyor.
Sayılar: İsveç’te ölüm nedeni belirlenmeden kimse defnedilemiyor, ya da kendi ülkesine gönderilemiyor. Ölüm nedeni belli değilse otopsi yapılması zorunlu. Verilere müthiş bir güven var. Koronayla ilgili kamu kurumlarındaki bilim insanları konuşuyor genelde. Mart ayında bir ulusa sesleniş konuşması yaptı başbakan. İkinci Dünya Savaşı'ndan beri hiç yapılmamış ulusa sesleniş konuşması.
Eleştiriler: Geçtiğimiz hafta 22 farklı alandan bilim adamı politikanın yanlışlığına dair bir açıklama yaptı. Herkes savunuyor diyemem ama hükümetin oylarının arttığı söyleniyor. Bunlar hep kısa vadeli verilere dayalı şeyler. Yine bir yıllık sürece bakmak gerekir bence. Bir yılın sonunda bu politikanın aslında yanlış olduğu da ortaya çıkabilir.
Emrullah Gülüşken ve üç çocuğu: Türkiye’ye geri götürülmesiyle ilgili haberleri Türk basınından takip ettim. İsveç basınında Türkiye’de medyasındaki kadar yer bulmamış ama önemli mecralarda, İsveç devlet televizyonda, devlet radyosunda haber olmuş tabii.
Özel bir uygulama değil: Emrullah bey’e özel bir uygulama değildi aslında yapılan. Gerçekten birçok İsveçli hatta riskli yaş gurubunda olan İsveçliler de 65 yaş üzeri eğer solunum güçlülüğü çekmiyorlarsa evde tedaviye yönlendiriliyorlar. Belli ilaçlar tavsiye ediliyor. Emrullah beyin Türk olduğu için İsveç’te hastaneye alınmadığı şeklinde Türk medyasında yer verildiğini görüyorum. Öyle bir şey yok genelde burada oturumunuz varsa çok eşit bir sağlık politikası var.
Sağlık tesisleri: İsveç’te nüfusa oranla hem hastane kapasitesi hem de yoğun bakımı kapasitesi çok yetersiz. Bu da son 20 yılın Neo-liberal politikalarına, Sosyal demokrat hükümetlerin zayıflaması ve sağlık sektörüne yapılan yatırımların azaltılmasına bağlanıyor.
Korona hattı: Kişi kendinden şüphelenmesiyle öncelikle sağlık hattını arıyor. Hattın yönlendirmesiyle kişisel bir tanı konuyor. Ne aşamada olduğunuza bağlı olarak yönlendirmeler yapılıyor. Durumunuz ağırlaşırsa tabi ki hastaneye yatırılıyorsunuz. Aslında iyileşen Türk vakalar da oldu. Hatta birisi 82 yaşındaki Nuri Yıldız idi. Nuri Yıldız yeni okudum. Sadece Emrullah beyin durumunu yaşamıyor buradaki Türkler.
İsveç hakkında
Karantina AtlasıPandemi çağındayız, Korona virüs ile mücadele ederken bir yandan da bundan böyle hayatımızı nasıl sürdüreceğimizi, eski normale dönmenin mümkün olup olmadığını düşünüyoruz, yeni normalin ne olacağını da hiç kestiremiyoruz. Bazılarımız karantina altındayız, evlerimizde çalışıyor, yaşamlarımızı türlü kısıtlamalar altında sürdürüyoruz, bazılarımız ise salgına rağmen işyerlerine gitmek, üretmek, ya da hasta tedavi etmek zorunda. "Karantina Atlası"nda, korona virüs salgını sırasında dünyanın pek çok ülkesinde yaşayan Türkiyelilerin bu yeni durum ile nasıl baş ettiklerini konuşuyor, onların hikayelerini anlatıyoruz. | |
TIKLAYIN / Avustralya'da Günlük Yaşam ve İkinci Dalga Beklentisi
TIKLAYIN / İsrail / Dr. Ümit Kurt İkinci Kez Karantinada
(MU/DB)