Özürküt, göçmenlik konularında çok temkinli olunmasından yana. Avrupa'da göçmen endüstrisinden, kurslardan ve entegrasyon programlarından geçimini sağlayan lobilere dikkat çekiyor. Bu lobiler oldukça göçmenlik konularında ciddi adımlar atılmasının zor olduğunu belirtiyor:
"Hiçbir zaman üzerindeki göçmenliği kaldıramıyorsun. Bazıları, 'Ben 7 kuşaktır burada yaşıyorum... Ne göçmeni?' diye soruyor haklı olarak. Yunanlı bir yazar 20 kitap yazmış İsveç dilinde ve adama hala 'Sen göçmensin' diyorlar."
249 milletvekilinden biri
Sol Parti Özürküt, kendisini göçmen milletvekili olarak tarif edenlere kızıyor. "Ben göçmenleri değil, İsveç halkını temsil ediyorum. Parlamentodaki 249 milletvekilinden biriyim. Ne göçmeni?" diyor.
"Benim bir iç dinamizmim var. Burada doğmuş İsveçliyi de iyi anlıyorum. Ben enternasyonalim. Ve hep enternasyonal kalacağım. İnsanları belirleyen etnik özellikleri değil, dünya görüşleri. Bu açmazı göremeyenler bir adım ileri gidemezler."
"Göçmen kimliğini hakim olan uluslar diğerlerini sistemden dışlamak amacıyla mı kullanıyor?" sorusuna "Evet" yanıtını veriyor
"Çünkü bu kimlikle sonradan geleni marjinalize etmeye çalışıyorlar."
"Bir 'kimliğe' dayanırsan, gerisin"
Özürküt, daha da ileri gidiyor: "Buralarda bir kimliğe dayanırsan, bir kimliğin varsa geri durumdasın."
Ya insandan gelen engeller? "Tabii var, olmaz olur mu. Sistem ve göçmenlik lobileri, 'Seni sistemden dışlayacağım, hatta marjinalize edeceğim' dedikçe sevinenleri görmek üzücü."
Peki Sol Parti? "Sol Parti'nin zaten fazla olan ideolojik taleplerini göçmen kimliğinle karşılaman mümkün değil. Kendini eşit göremeyen partinin taleplerini karşılayamıyor. Yine de etnik temelde değil, sosyalizm ve sınıf temelinde düşünen için bu o kadar zor değil.Sol Parti, sorunlara sınıf temelinde baktığı için başardığını düşünüyor."
İsveç sosyalist bir toplum mu?
Özürküt, Sol Parti'nin İsveç'te hükümet olan Sosyal Demokratlara dışardan destek vermesini de şöyle yorumluyor: "Böylece sosyal demokratları göreceli olarak sola çekiyoruz. Kendi sağındakilerle ittifaklarını da engelliyoruz. Her seçimde de tabanlarımız birbirine kayıyor."
Konuşmamızın son bölümü sosyalizmin sorunlarına ilişkin. Denildiği gibi, İsveç sosyalist bir toplum mu? Hemen "Hayır" diye itiraz ediyor Özürküt:
"İsveç'te kapitalizmin babası var. Ancak unutmayalım, ideal anlamda düşünürsek sosyalizmdekine yakın bir insan tipi yaratabilmiş bu ülke. Bu insan tipinin de sosyalist toplumu yaratırken büyük uyumsuzluklar yaşamayacağını düşünüyorum."
İnsan hakları dışında bağımsız
İsveç Parlamentosu milletvekili Sermin Özürküt Dış İlişkiler Komisyonu üyesi olarak Türkiye hakkında ne düşünüyor:
"İnsan hakları ihlallerini, bu konudaki her iddiayı yakından izliyoruz. Ama bunların dışında her ülkenin bağımsız olduğunu düşünüyoruz."
Özürküt kimdir?
Geçtiğimiz Eylül ayında yapılan Genel seçimlerde Sermin Özürküt Sol Parti adayı olarak milletvekili seçildi. Özürküt, Ankara Basın Yayın Yüksek Okulu'nu bitirdi, uzun yıllar TRT'de çalıştı.
12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrasında da politik nedenlerle İsveç'e geldi. İki oğlunu da İsveç'te büyüttü. İsveç'e yerleştiği günden beri de Sosyal Demokratların daha solunda yer alan Sol Parti'de çalışıyor. Önce sıradan bir üye ve aktif bir militan, ardından Belediye Meclisi üyeliği ve parlamento. (İT/NM)