Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi (İstinaf), Jandarma Genel Komutan Yardımcısı Korgeneral Musa Çitil’in şikayeti üzerine yargılanan gazeteciler Ömer Çelik, Hamza Gündüz, Selman Çiçek, Çağdaş Kaplan, Abdulvahap Taş, İnan Kızılkaya ve Kemal Sancılı hakkında verilen beraat kararını onadı.
Yerel mahkemenin beraat kararının yerinde olduğuna hükmetti, Çitil’in istinaf talebini de esastan reddetti.
MLSA’nın aktardığına göre istinaf incelemesi duruşmalı yapıldı. İnan Kızılkaya ve Kemal Sancılı İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi’nden, Hamza Gündüz Hakkari 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nden SEGBİS’le duruşmaya katıldı. Ömer Çelik ise mazereti nedeniyle duruşma değildi.
Duruşmayı Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) avukatı Ülkü Şahin’in yanı sıra sivil polisler de izledi. Mahkeme başkanı, delilleri tekrar tartışmak için duruşma açmaya karar verdiklerini söyledi.
TIKLAYIN - Korgeneral Musa Çitil terfi üstüne terfi ederken operasyonlarını yazanlar yargılanıyor
Kızılkaya ususal basındaki haberleri hatırlattı
İlk savunması alınan Özgür Gündem gazetesi eski Sorumlu Yazı işleri Müdürü İnan Kızılkaya, haberin yayınlandığı Özgür Gündem internet sitesinden sorumlu olmadığını, gazetenin KHK ile kapatılması ve bütün bilgilerine el konulması nedeniyle kimin sorumlu olduğunu bilmediğini söyledi.
Çitil hakkındaki haberlerin ulusal basında da çıktığını ifade eden Kızılkaya, suçlama konusu yapılan haberin ifade özgürlüğü kapsamında ve toplumu ilgilendiren bir haber olduğunu, kamu görevlisini hedef göstermediğini, bu konuyla ilgili ulusal basında çok sayıda haber çıktığını söyledi.
Sancılı: Haber verme sınırları içerisinde
Özgür Gündem gazetesi eski İmtiyaz Sahibi Kemal Sancılı ise daha önce verdiği ifadelerini tekrar ettiğini söyleyerek, Musa Çitil’in kamuoyunda tanınan biri olduğunu, kendisiyle bir husumetinin olmadığını belirtti.
Mahkeme Başkanının “Gazetenin imtiyaz sahibi bu haber için bir şey yapamaz mıydı?” sorusuna cevap olarak Sancılı, imtiyaz sahiplerinin gazetede yayınlanan habere müdahale edemeyeceğini, etik olmadığı için kendisinin de müdahale etmeyeceğini anlattı.
Sancılı, suç unsuru olarak gösterilen haberin, haber verme sınırları içinde ve eleştiri amacıyla yapıldığını belirterek, beraatini istedi.
Avukat Korkmaz: Çitil hakkındaki bilgilerin haber değeri var
Sancılı ve Kızılkaya’nın avukatı Sercan Korkmaz ise dava dosyasında yer alan haberlerin açık kaynak araştırmasıyla toplandığını, gazetenin kapatılması nedeniyle haberlerin hangi internet sitesinde yayınlandığının belli olmadığına dikkat çekti.
Çitil’in kamu görevi nedeniyle toplumun tamamı tarafından bilindiği hatırlatan Korkmaz, yüksek rütbeli bir kişi olan Çitil’in daha 13 köylünün öldürülmesiyle ilgili yargılanıp beraat etmesine rağmen hakkındaki bilgilerin haber değeri taşıdığını söyledi. Haberin içeriği incelendiğinde Çitil’in hedef gösterildiği veya ifşa edildiği anlamının çıkmadığını aktardı.
Gündüz: Sorumluluğum yok
HakkariMedya.com haber sitesi sahibi gazeteci Hamza Gündüz ise haber yayınlanmadan aylar önce web sitesine mahkeme kararıyla erişim engeli geldiğini anlattı. İfade için çağrıldığında haberin içeriğinden haberdar olduğunu kaydeden Gündüz, bu haberin yayınlanmasında kendi sorumluluğu olmadığını, haberi kimin yayınladığını hatırlamadığını söyledi. Mahkeme başkanı “Bu haberi DİHA’dan mı aldınız?” diye sordu; Gündüz “Evet” cevabını verdi.
Avukat Temur: Kendini ifşa etti
Gazeteci Ömer Çelik ve Hamza Gündüz’ün avukatı Resul Temur ise, müvekkillerinin yerel mahkemedeki savunmalarında gazeteci olduklarını söylediklerini hatırlattı. Yargıtay 9. Ceza Dairesinin verdiği bir kararda, haber niteliği olan yayınlarda ismi yayınlanan kişinin isminin yayınlanmasının hedef gösterme olmadığını açıkça belirttiğine dikkat çekti.
İnternette Musa Çitil ismiyle arama yapıldığında, Sur’da yapılan operasyon ve 90’lı yıllarda Mardin’de öldürülen köylülerin davası haberleri çıktığını hatırlatan Temur, Çitil’in ulusal bir kanalda yayınlanan mektubunda kendini ifşa ettiğini söyledi. Temur, müvekkillerinin haberde hedef gösterme kastının olmadığını belirterek, haklarında beraat kararı verilmesini istedi.
"Yerel mahkemenin kararı yerinde"
Esas hakkındaki mütalaasını açıklayan duruşma savcı, gazeteci Ömer Çelik’in dinlenmesinin yargılamaya yenilik katmayacağı gerekçesiyle vazgeçilmesine karar verilmesini talep etti. Yerel mahkemenin yedi gazeteci hakkında verdiği beraat kararında bir isabetsizlik olmadığını, katılan tarafın istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmesini istedi.
Duruşmaya kısa bir ara veren mahkeme, gazeteciler hakkında “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” suçu yönünden verilen beraat kararının yerinde olduğuna hükmederek, Çitil’in istinaf talebini esastan reddetti.
Ne olmuştu?
Şubat 2016'da kapatılan Dicle Haber Ajansı (DİHA) ve Özgür Gündem yayımlanan "Kuşatmanın adı 'Bayrak 12', başındaki isim Musa Çitil" başlıklı haberi sonrasında gazeteciler Ömer Çelik, Hamza Gündüz, Selman Çiçek, Çağdaş Kaplan, Abdulvahap Taş, İnan Kızılkaya ve Kemal Sancılı'ya dava açıldı.
Gazeteciler "terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek" ve "örgüt propagandası" yapmakla suçlandı. Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi 2019'da yargılanan gazeteciler hakkında beraat kararı verdi. Çitil dosyayı istinafa taşıdı.
Musa Çitil hakkında |
Musa Çitil’e, Derik Jandarma Komutanı olarak görev yaptığı dönemde, Mardin’in Derik ilçesinde 1993-94 yılları arasında 13 kişinin öldürülmesiyle ilgili 11 Ekim 2012’de dava açıldı. Çitil hakkında 13 kez ağırlaştırılmış hapis cezası istendi. İddianamede, Çitil'in öldürülen köylüler ile ilgili “terörist” diye tutanak tuttuğu belirtildi. Derik Savcılığı’nın yürüttüğü faili meçhuller soruşturması kapsamında ilçede iki ayrı yerde toplu mezar kazısı yapıldı. 17 Şubat 2012’de Dargeçit Bağözü Köyü’ndeki kazıda bir kuyunun içinde yanmış insan kafası ve bazı kemikler bulundu. Adli Tıp Kurumu’un raporuna göre, bulunan kemiklerinden biri gözaltında kaybedilen 19 yaşındaki Mehmet Emin Aslan’a aitti. Davanın müdahillerinden İbrahim Dölek ifadesinde, Çitil'in 1993'te kendisini tehdit ederek, işkence yaptığını anlattı: “O dönem yüzbaşı rütbesinde olan Çitil beni tehdit etti. Başıma silah doğrultarak terörist olduğumu itiraf etmemi istedi. Bizi gözlerimizi bağlayarak önce Derik Tabur Komutanlığı'na sonra İlçe Jandarma Komutanlığına götürdüler. Kömürlük gibi bir yerde, altı gün boyunca çok kötü şartlarda, gözlerimiz bağlı şekilde bekletildik. Tazyikli soğuk su, elektrik verme ve Filistin askısı gibi yöntemlerle birkaç kez işkence yapıldı. Üç kişi sorguluyordu bizi. Sorgulayanlardan birisinin Çitil olduğunu Köseveli köyündeki sesinden tanıdım.” Çitil, Çorum 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne nakledilen davada yaptığı savunmasında, “yöneltilen hiçbir suçlamayı kabul etmediğini, görev yaptığı o dönemde yasalar çerçevesinde hareket ettiğini” söyledi. 21 Mayıs 2014’teki karar duruşmasında da beraat etti. Karar, Yargıtayca onandı. Ardından Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanlığı görevine atandı ve Tümgeneralliğe terfi etti. Bu sırada Diyarbakır, Sur’daki operasyonu yönetti. İçişleri Bakanlığının 21 Temmuz 2017 tarihli kararıyla da Jandarma Genel Komutan Yardımcısı görevine atanan Çitil bir yıl sonra da Korgeneralliğe terfi etti. |
(HA)