Gün Gün Üç Aylık Medya/İfade Özgürlüğü İhlalleri -Tam Metin
Düzenlemeler, Tepkiler, Hak Aramalar
2001- 2019 Medya Gözlem Raporları
Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
31 Mart Yerel Seçimleri, yüzde 90’ı iktidar kontrolünde olan medya sektörünün kamusal yayın yapması beklenen TRT ile birlikte farklı düşünenleri, muhalefet partilerini hedef almada kaygı verici bir “propaganda” faaliyeti yapmaktan çekinmediklerini gösterdi.
Avrupa Parlamentosu temel hak ve özgürlüklerin çiğnendiği gerekçesiyle Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik müzakerelerini resmen askıya alınmasını tartışıyor.
BİA Medya Gözlem Raporu, Ocak – Şubat – Mart 2019 döneminde 204 gazeteci ve medya temsilcisinin toplam 10 ağırlaştırılmış müebbet, 2 bin 89 yıl hapis ve 1 milyon 901 bin TL manevi tazminat istemiyle yargılandığını gösteriyor.
Rapora göre, Hürriyet'ten Yeni Şafak'a kadar birçok medya kuruluşunun "yeni süreç"te gazeteci ve köşe yazarıyla ilişkilerini kesti. Yargılamalarda gazetecilerin biri "casusluk"tan, yedisi "örgüt üyeliği"nden, dördü "örgüt propagandası"ndan, üçü "Cumhurbaşkanı'na hakaret"ten; üçü "hakaret"ten adli para cezası veya tazminata; biri "haberleşmenin gizliliğini ihlal"den, bir diğeri de "soruşturmanın gizliliği ihlal"den mahkum edildi.
Ayrıca, dört gazete yetkilisi de Basın Kanunu'ndaki "18 yaşındaki mağdurları haberleştirdiği" veya "tekzibi uygun şekilde yayınlamadığı" iddiasıyla adli para cezasıyla cezalandırıldı.
Cumhurbaşkanı seçildiği Ağustos 2014'te Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik yayınlar ve düşünceler nedeniyle yaygın şekilde kullanılmaya başlanan TCK'nın 299. Maddesi, 1 Nisan 2019'a kadar en az 57 gazetecinin hapis, ertelemeli hapis ve para cezasına mahkum edilmesine zemin oluşturdu.
BİA Medya Gözlem Raporu'nda "öldürülen gazeteciler", "hapisteki gazeteciler", "saldırı, tehdit ve engellemeler", "cezasızlık / hak aramaları", "soruşturmalar, açılan-süren davalar, kararlar", "hakaret, kişilik hakları ve tazminat davaları", "yasaklamalar, kapatmalar, toplatmalar", "Anayasa Mahkemesi", "AİHM" ve "RTÜK" gibi bölümler yer alıyor.
Hapis gazeteciler
Türkiye'de 106 gazeteci, gazetecilik ve politik davalar kapsamında 1 Nisan'a hapishanede girdi. 2019'un Ocak-Şubat-Mart döneminde birçok ceza dosyası ya karar aşamasına geldi ya da sonuçlandı: Hapisteki 106 kişiden 41'i hükümlü 30'u halen yargılanıyor; 22'sinin dosyası İstinaf Mahkemesi'nde. 13' gazeteciyle ilgili soruşturma halen sürüyordu.
Olağanüstü Hal'in (OHAL) ilan edildiği 20 Temmuz 2016'dan bugüne kadar "Fethullah Terör Örgütü /Paralel Devlet Yapılanması – FETÖ/PDY" ile bağlantılı operasyonlar kapsamında tutuklanan 64 gazeteci ve medya temsilcisi 1 Nisan itibariyle cezaevindeydi. Bunlardan daha önce tutuklanan ikisi darbe girişimi sonrası "FETÖ" davalarına dahil edildi.
Cezaevinde bulunanlardan 31'i Kürt medyası çalışanları veya Kürt Sorunu kapsamına giren şartlar dahilinde hapishaneye gönderilenlerdendi.
Gözaltılar
Ocak-Şubat-Mart 2019 döneminde 9 gazeteci gözaltına alındı. Gazetecilerden 6'sı "Kürt Sorunu" bağlantılı soruşturmalar çerçevesinde gözaltı yaşadı.
İngiltere merkezli Morning Star gazetesinin dış haberler editörü Steve Sweeney, yerel seçimleri izlemek üzere Türkiye'ye giriş yaparken gözaltına alındı ve bir geceyi nezarethanede geçirdikten sonra sınır dışı edildi.
Geçen yılın aynı döneminde 23 gazeteci, foto-muhabiri veya medya çalışanı gözaltına alındı. Gazetecilerden 17'si özellikle TSK'nın Afrin'e yönelik operasyonu sonrasında "Kürt Sorunu" bağlantılı soruşturmalar çerçevesinde gözaltı yaşadı.
2018 yılının tamamındaysa 47 haberci gözaltına alınmıştı; bunlardan 36'si Kürt Sorunu kapsamına giren gelişmeleri izlerken Emniyet Müdürlükleri veya Terörle Mücadele Şubeleri'nde gözetim altında tutulmuştu.
Saldırılar
Ocak-Şubat-Mart 2019 döneminde 4 gazeteci saldırıya uğradı; biri de ölümle tehdit edildi. Bu dönemde saldırıların çoğunluğu Nevşehir, Konya ve Nazilli'de yaşandı ve yerel gazetecileri hedef aldı.
Geçen yılın aynı döneminde 2 haberci saldırıya uğramış; 1 gazeteci ve iki medya kuruluşu da tehdit edilmişti. 2018 yılının tamamındaysa en az 19 gazeteci ve 1 medya kuruluşu saldırıya uğramıştı.
Ayrıca, Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda da Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı öldürülmüştü. Diğer yandan, 70 gazeteci ve 4 medya kuruluşu da tehditle karşılaşmıştı.
TCK ve TMK
Ocak- Şubat- Mart 2019 döneminde 10 gazeteci veya medya temsilcisi “Devletin birliğini bozmak” suçlamasıyla toplam 10 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanıyordu. 10’u da “Casusluk” veya “Devlete ait gizli belgeleri temin ve yayımlamak” iddiasıyla toplam 520 yıl hapis istemiyle yargılandı. Bunlardan ikisi “casusluk”tan aklanırken bir diğeri 5 yıl 10 hapse mahkum edildi.
60 gazeteci, “örgüt yöneticiliği”, “örgüt üyeliği”, “örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek”, “örgüte yardım” gibi suçlamalar nedeniyle toplam 914 yıl hapisle yargılandı; 7’si toplam 33 yıl 4 ay hapisle cezalandırılırken ikisi aklandı. Bunlardan ikisine açılan dava yeniydi.
Söz konusu üç ay içerisinde 64 gazeteci veya medya çalışanı “örgüt propagandası” veya “örgüt açıklamalarına yer vermek” gerekçeleriyle toplam 486 yıl hapisle yargılandı; Biri aklanırken dördü toplam 8 yıl 2 ay 29 gün hapse mahkum edildi.
Beş gazeteci, “devlet kurumlarını aşağılamak” suçlamasıyla 10 yıl hapisle yargılandı; dört haberci “suç ve suçluyu övmek” iddiasıyla toplam 12 yıl hapisle yargılandı; biri bir yıl hapse mahkum edildi. Üç gazeteci, “suç işlemeye tahrik”ten dokuz yıl hapisle; ikisi “kin ve düşmanlığa tahrik”ten altı yıl hapisle yargılanıyordu. İkisi “haberleşmenin gizliliğini ihlal” gerekçesiyle toplam altı yıl hapisle yargılanırken biri ertelemeli 10 ay hapse mahkum oldu.
“Soruşturmanın gizliliğini ihlal”den yargılanan iki gazeteciden biri, ertelemeli 10 ay hapisle cezalandırıldı; bir diğeri de “Atatürk’ün anısına hakaret”ten 4 yıl 6 ay hapisle yargılandı; beraat etti.
Ayrıca, Özgür Gündem ve Cumhuriyet gazetesinden altı gazeteci, “18 yaşından küçük şahısların kimliğini açıkladıkları” veya “tekzibi usule göre yayımlamadıkları” iddiasıyla Basın Kanunu’na dayanılarak toplam 125 bin 664 TL adli para cezasına mahkum edildi. Evrensel gazetesinin bir yetkilisi de bu nedenle 100 bin TL istemiyle yargılanıyor.
Tüm bu suçlamalardan hepsinde 163 gazeteci için istenen cezaların toplamı 10 ağırlaştırılmış müebbet, bin 973 yıl 6 ay hapis cezası oldu. Sanık sayısı ve cezalara ilişkin bu hesaplamaya “hakaret” ve “Cumhurbaşkanı’na hakaret”e dair yargılamalar dahil değil.
Hakaret sanıkları ve şikayetçileri
Ocak-Şubat-Mart 2019 döneminde 27 gazeteci “hakaret” veya “iftira” suçlamasıyla açılan ceza davaları kapsamında toplam 72 yıl 4 ay hapis cezası talebiyle yargılandı; “hakaret”ten yargılanan üçü beraat ederken “iftira”dan sanık birine dava zamanaşımından düştü. Cumhuriyet gazetesi eski muhabiri Pelin Ünker’e 1 yıl 1 ay hapis ve 8 bin 660 TL adli para cezası verildi.
Eleştirel habercilik, iktidar çevrelerinin veya ayrıcalıklı finans çevrelerinin “tazminat” tehdidi altında varlık göstermeye çalışıyor.
Altı gazeteci ve üç medya kuruluşu da “kişilik haklarına saldırı” veya “hakaret” iddiasıyla toplam 1 milyon 901 bin TL manevi tazminat istemiyle yargılanıyordu. Bu tazminat davalarındaniki gazeteci ve bir medya kuruluşu 30 bin TL tazminat ödemeye mahkum oldu.
2018'in ilk üç ayında 30 gazeteci “hakaret” suçlamasıyla açılan ceza davası kapsamında toplam 76 yıl 4 ay hapis cezası talebiyle yargılanıyordu; Biri beraat ederken dördüne dava yeniydi. Sekiz gazeteci de toplam 2 milyon 545 bin TL maddi veya manevi tazminat istemiyle yargılanıyordu; birine dava reddedilirken altısına dava yeniydi.
2018 yılının tamamındaysa, “hakaret” suçlamasıyla 7 gazeteci toplam 4 yıl 9 ay 17 gün hapisle (2 yıl 8 ay 15 günü ertelemeli) cezalandırılırken 1 çizer ve bir medya kuruluşu toplam 18 bin TL tazminat ödemeye mahkum edilmişti.
Erdoğan'a hakaret
Son üç ayda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ilişkin görüş ve eleştirileri nedeniyle toplam dokuz gazeteci toplam 46 yıl 8 ay hapisle yargılandı; 1’i aklanırken 3’ü toplam 28 bin TL mahkum edildi. Ahmet Sever’e dava yeniydi. Gazeteci Perihan Mağden iki ayrı dosyadan da mahkum edilmiş oldu. Gazetecilere TCK’nın 299. Maddesinden açılmış altı soruşturma (Hasan Cemal, Fatih Portakal, Alican Uludağ, Berivan Bila, Nurcan Gökdemir ve Deniz Varlı) sürerken biri (Levent Gültekin) takipsizlikle sonuçlandı. Böylece, sadece son üç aylık dönemde 16 gazeteci Erdoğan’ın sanığı ve şüphelisi olmuş oldu.
Cumhurbaşkanı seçildiği Ağustos 2014’te Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik yayınlar ve düşünceler nedeniyle yaygın şekilde kullanılmaya başlanan TCK’nın 299. Maddesi, 1 Nisan 2019’a kadar en az 57 gazetecinin hapis, ertelemeli hapis ve para cezasına mahkum edilmesine zemin oluşturdu.
Geçen yılın aynı döneminde sekiz gazeteci TCK’nın 299. Maddesinden ve “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten toplam 16 yıl 7 ay 22 gün hapse (3 yıl 2 ay 22 gün hapis ertelemeli olmak üzere) ve 21 bin TL de adli para cezasına mahkum edilmişti. Dört gazeteci de yargılama sonunda aklanmıştı. Ayrıca, yazı, görüş ve eleştirileri nedeniyle 10 gazeteci halen aynı gerekçeyle toplam 46 yıl 6 ay 6 gün hapis istemiyle yargılanıyordu; üç gazeteciye de yeni ceza davası açılmıştı. Ayrıca, gazeteci Ahmet Şık, Evrensel gazetesi yayın yönetmeni Fatih Polat ve Cumhuriyet gazetesi muhabiri Alican Uludağ ile ilgili soruşturmalar da sürüyordu.
2018 yılının tamamında en az 20 gazeteci haber veya yazı yoluyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirdikleri veya kendisine yönelik isnatlarda bulundukları gerekçesiyle toplam 38 yıl 5 ay 4 gün hapis (6 yıl 10 ay 12 günü ertelendi) ve 35 bin TL de adli para cezasına mahkum edilmişti.
Wikipedia'sız iki yıl
Ocak-Şubat-Mart 2019 döneminde iki yayın yasağı çıktı; Wikipedia sansürü sürdü; bir gazete toplatıldı; bir siteye, bir TV programına, bir reklam filmine, bir seçim propaganda videosuna sansür geldi.
Dünyanın en yaygın İnternet ansiklopedisi Wikipedia, birkaç sayfasında Türkiye hükümetini hedef alan içerikler bulunduğu gerekçesiyle 23 aydır Türkiye’de yasak!
Geçen yılın aynı döneminde, 9 İnternet sitesine, 73 İnternet haberine, beş gazeteye, üç gazete yazısına, bir TV, bir TV dizisine, bir mektup, bir rapora sansür getirilmişti. Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın çocuk istismarıyla ilgili verdiği resmi yanıtı “Meclis’i çocuk istismarcılığını koruduğu” şeklinde yorumlayan 35 site haberi de sansüre uğramıştı.
2018 yılındaysa en az 2 bin 950 İnternet haberi, 77 Twit, 22 Facebook paylaşımı, beş Facebook video, 10 İnternet sitesine erişim engellenmiş; üç yayın yasağı (biri geçici) çıkmıştı. Yıl içinde, sekiz gazete, iki TV, iki mektup, bir rapor, bir TV dizisi, bir röportaj sansürle karşılaşmıştı. Dünyanın en popüler İnternet ansiklopedisi Wikipedia, Türkiye’de yılboyu sansürlü kalmıştı.
Anayasa Mahkemesi
Anayasa Mahkemesi (AYM), Ocak-Şubat-Mart döneminde üç kişinin başvurusunda Anayasanın güvence altına aldığı ifade özgürlüğü hakkının hiçe sayıldığına hükmetti; söz konusu dosyada tazminata değil mahkeme gideri olarak 3 bin 94 TL ödenmesine hükmetti.
İktidarın güvenlik politikalarına ters düşmeyecek dosyaları belirli ölçülerde gündemine alan AYM, tutuklulukları üç yıla yaklaşan Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak gibi gazetecilerin özgürlüğü için sözünü söyledi, ne de Cumhuriyet gazetesi çalışanlarının bu kez hükümlü olarak hapsedilmelerine karşı duracak bir duruş sergileyebildi. Bu dönemde tutuklu gazeteci başvuruları bu dönemde gazeteci Salih Turan için sürerken AYM’nin uzun süredir dokunmadığı alanlar arasında İnternet sansürü yer alıyor.
AİHM
Ocak-Şubat-Mart döneminde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), ifade özgürlüğü bakımından, üçü gazeteci olmak üzere toplam dokuz kişinin başvurusunda Türkiye’yi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. Maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle Türkiye’yi 43 bin 060 avro (264 bin 472 TL) tazminat ödemeye mahkum etti.
15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin yaşam hakkı hariç birçok maddesinin askıya alındığı Türkiye’de tutuklu gazetecilerin bir yılı aşkın bekleyen dosyalarını ancak 20 Mart 2018’de karara bağlamaya (Şahin Alpay ve Mehmet Altan kararları) başlamıştı. Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak gibi 15 Temmuz 2016 Darbe girişiminden hemen sonra tutuklanan birçok gazeteci, cezaları onanmadan AİHM’den “haksız tutuklama”ya dair şikayetlerinin değerlendirilmesini bekliyor.
Cezasızlıkla mücadele
Araştırmacı gazeteci Ahmet Şık’ı “İmamın Ordusu” taslak kitabı nedeniyle Mart 2011’de komployla tutukladıkları gerekçesiyle yedi hakim ve savcı hakkında “görevi kötüye kullanmak” ve “hürriyeti kısıtlamak”tan dava açıldı. Ancak dosyayı görüşecek Yargıtay Dairesi değişince dava başlayamadı.
Midyat Emniyet Müdürlüğü’ne yönelik 8 Haziran 2016’daki bombalı saldırıyı haberleştirirken 10’un aşkın gazetecinin güvenlik kuvvetlerinin ve bir grubun saldırısına uğramasıysa yaklaşık üç yıldır cezasız. Evrensel Gazetesi genel yayın yönetmeni Fatih Polat, bir iddianamede gazeteye ait evrensel.net haber sitelerinin “terör örgütü güdümünde yayın yapan” bir medya kuruluşu olan yansıtılmasını yargıya taşıyacaklarını bildirdi.
Rasim Ozan Kütahyalı’ya “hakaret” ettiği gerekçesiyle Fenerbahçe Kulübü eski başkanı Aziz Yıldırım’a adli para cezası verildi. Bir mahkeme, Habertürk gazetesi yazarı Fatih Altaylı'yı sosyal medya üzerinden tehdit ettiği iddiasıyla yargıladığı organize suç örgütü lideri Sedat Peker'i akladı.
Gazeteciler Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı’nın 90’lı yıllarda öldürülmesini de kapsayan Umut Davası, bombacı Oğuz Demir ile Anayasa Mahkemesi’nin yeniden yargılama istediği beş sanıkla ilgili iki ayrı dosya halinde sürüyor.
RTÜK
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Ocak-Şubat-Mart 2019 döneminde haber, film ve program yayınlarından dolayı TV kuruluşlarına 29 para cezası verirken radyo kuruluşlarına bu dönemde herhangi bir işlem yapılmadı. Kurul, TV’lere toplam 1.967.066 TL para cezası verdi.
İşsiz bırakılanlar
Ocak – Şubat – Mart 2019 döneminde en az 40 gazeteci, köşe yazarı veya yazı işleri personeli işten çıkarıldı ya da bağlı bulundukları medya gruplarının editoryal dönüşümleri sonucunda işte ayrılmaya itildi.
Çok değişik siyasi çizgiden medya kuruluşları, uzun yıllardır kendilerine emek veren ancak son dönemde fikirlerini “yeni politik süreçle bağdaştırmadıkları” kalemleriyle yollarını ayırdılar. Bu dönemde, Hürriyet gazetesinin dokuz yıllık okur temsilcisi Faruk Bildirici (Hürriyet), Prof. Dr. Teoman Cem Kadıoğlu (Posta), Aydın Ünal (Yeni Şafak), Çağlar Cilara (TV5), Ahmet Taşgetiren (Cemaat radyosu), Hüseyin Torun (Gaziantep’te gazeteci) ya işten çıkarıldı ya da yaptıkları programlar sonlandırıldı.
Geçen yılın aynı döneminde ise 10 gazeteci ve medya çalışanı işten çıkarılmış; hazırladıkları/sundukları programlar sonlandırılınca işlerine son verilmiş veya çalıştıkları kuruluşlar farklı grupların eline geçince işten çıkmak zorunda bırakılmıştı.
2018 yılının tamamı için ise işten çıkarılanlar veya programları sonlandırılanların sayısı 157’idi. (EÖ/APA)