Mersin'de, Akdeniz Belediyesi bünyesinde kadınlara hizmet veren İştar Kadın Danışmanlık Merkezi'nin çalışanları “örgüt üyeliği ve propagandası” (TCK 314/2; TMK 7/2 ve 5. madde) suçlamasıyla beş aydır tutuklu. İlk duruşmaları 10 Nisan’da görülecek.
İştar’dan psikolog Fahriye Cengiz, iddianamede yer alan suçlamalar arasında 23 Nisan’da alternatif çocuk şenliği düzenleme önerisi, kadın kurultay ve konferanslarına katılmak, toplumsal cinsiyet dersleri vermek, BDP binasına girip çıkarken görüntülenmek gibi şeyler olduğunu söylüyor.
Polis, başvurucu kadınların dosya özetlerinin olduğu sabit disklere el koyduğu gibi, bir kadının psikolog seansı notlarına da mahkeme izni olmaksızın el koymuş. Cengiz, bu notların kadının aleyhine delil olarak kullanıldığını anlatıyor:
“DTK üyesi olan ve iki ay önce cezaevinden çıkan bir kadın, psikolojik destek için bize ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’na (TİHV) başvurmuştu. Polis dosyaları incelerken kadınla ilgili psikoloğun seans notlarının da olduğu dosyayı almış. Bu kadın da 25 Eylül’deki KCK operasyonunda gözaltına alındı ve psikoloğa anlattıkları aleyhine delil olarak kullanıldı. Bu kadının bir çocuğu gerilla ve psikoloğa bununla ilgili insani kaygılarını anlatmış. Ama bu bile suç olarak önüne çıkarılmış. Bu belgelere mahkeme izni olmadan el konulması hem hukuk dışı hem de etik değil.”
Polis: Bakalım benim eşim de başvurmuş mu?
Cengiz, operasyonun tamamen hukuk dışı olduğunu söylüyor ve baskın sırasında polislerin gece bekçisinin telefonunu alıp, merkezdeki telefonların da fişini çekerek kurum temsilcilerinin baskından haberdar olmasını engellediğini anlatıyor:
“İştar’a baskın olduğunu işe geldiğimizde gördük. Arkadaşımız Menice Ürün baskının sonlarına doğru içeri girdi ve onun aktardığı kadarıyla, polisler başvuru dosyalarını ellerine almışlar ve aralarında ‘Aaa, bu kadın bizim komşu’, ‘Acaba benim eşim de başvurmuş mudur’ diye konuşup espri yapıyorlarmış.”
Cengiz: “Acaba biz gerçekten suç mu işliyoruz, dedirttiler”
Merkeze yapılan baskınlar ve tutuklamalar, kadınlara verilen hizmeti aksatmış durumda. “Örgüt propogandası yapmak” suçlaması hem başvuran kadınlar hem çalışanları ürkütmüş. Cengiz, “İstenilen psikoloji yaratıldı” diyor.
“Suçlamalar, baskılar ve operasyonlarla buraya bakış açısı değişti. Hem başvurucularımız ciddi anlamda azaldı hem çalışanlar. İştar, Mersin yerelinde akademi gibi görülen bir merkezdi ve birçok psikolog ve sosyolog İştar’da çalışmaya can atarken gönüllülüklerini bile sonlandırdılar.
“Polisin dosyalara el koyması başvurucular arasında tedirginlik ve endişe yarattı. Birçoğu çok kaygılı bir şekilde buraya geldi, psikoloğa anlattığı özel şeylerin polisin elinde olmasına tepki gösteren de oldu, üzülen de oldu, yanımızda yer alanlar da.
“Sığınmaevindeki güvenlik görevlisi bile gözaltına alındı. Burada kalan kadınlar ‘Sen Kürtsün, sen Türksün’ diye kendi aralarında tartışmaya başladılar. Sığınmaevine bireysel başvurular da azaldı.
“Yani istenilen psikoloji yaratıldı. Herkes bir an durup ‘acaba biz suç mu işliyoruz gerçekten’ diye düşündü. Bu algı bizim içimizde bile yaratıldı.”
25 Eylül 2012’de gözaltına alınıp tutuklanan Roza Yaruk ve Besime Gülhan Yağ’ın ilk duruşması 10 Nisan’da. 3 Kasım’da gözaltına alınıp tutuklanan Menice Ürün, Nazan Dündar ve İshak İregür’ün ise ilk duruşması 24 Nisan’da. (ÇT)