İstanbul’un 7. tepesi, Kocamustafapaşa Tepesi’nde yer alan Bulgur Palas ya da özgün adıyla Bolulu Habip Bey Konağı İBB Miras’ın yürüttüğü restorasyonun ardından açıldı.
ÖZLEM ALTIPARMAK YAZDI
Bulgur Palas ve Bedia Hanım'ın İmzası
Yenikapı metro – Marmaray duraklarından yaklaşık 15 dakika yürüme mesafesindeki yapı, 20. yüzyıl İstanbul sivil mimarisinin dikkat çeken örneklerinden de biri. Aksaray sokaklarında ilerlerken tepede kendini gösteren Bulgur Palas’ı İstanbul’da pek çok eseri bulunan İtalyan Mimar Giulio Mongeri’nin tasarladığı düşünülüyor.
Diğer altı tepe de görünüyor
Seyir terasının da bulunduğu yapıdan İstanbul’un diğer altı tepesi de görünüyor; Sultanahmet, Çemberlitaş, Süleymaniye, Şehzadebaşı, Beyazıt Camii, Fatih Sultan Mehmet Camii, Yavuz Sultan Selim Camii ve Edirnekapı Mihrimah Camii…
“Bulgur Palas” olarak anılmasının sebebi ise tahıl ticaretiyle zenginleşen Bolulu Mehmet Habib Bey’in “Bulgur Kralı Habib Bey” adıyla ünlenmesi.
1912 yılına tarihlenen ve uzun yıllar Osmanlı Bankası’nın arşiv binası olarak hizmet veren binayı İstanbul Büyükşehir Belediyesi 2021’de satın aldı. KİPTAŞ ile sürdürülen çalışmalarla bir kültür-sanat mekânı olarak tasarladı ve restore etti.
İlk sergi: Magnum Photos
Bina açılışını ise dünyaca ünlü fotoğraf ajansı Magnum Photos’un bir sergisiyle yaptı.
Bugünkü açılışa İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Magnum Photos Baş İşletme Yetkilisi Marine Mérindol, İşbirlikleri Direktörü Clara Berbessou ve Magnum Photos’un Türkiye’deki ilk üyesi olan fotoğrafçı Emin Özmen de katıldı.
Paris, Londra ve New York merkezli fotoğraf ajansı Magnum Photos bu yıl 77. yaşını kutluyor. Magnum ve İBB kalıcı bir işbirliğine gitti ve bu kapsamda ilk olarak “Magnum İstanbul’da” sergisi açıldı.
Sergi, 1947’de Robert Capa, Henri Cartier-Bresson, George Rodger ve David Seymour tarafından kurulan Magnum Photos’un geniş arşivine bir bakış sunuyor. Binanın en üst katı ise eserleri TIME, New York Times, Washington Post, Der Spiegel, Le Monde, Paris Match, Newsweek gibi dünyaca ünlü medya kuruluşlarınca yayınlanan Emin Özmen’e ayrılmış.
Marine Mérindol bundan sonra atölyeler, eğitimlerin de olacağını belirtiyor:
Fotoğrafa odaklı faaliyetler
“Magnum İstanbul’da sergisi olarak burada olmaktan çok mutluyuz. Emin Özmen'in fotoğraflarının da sergide yer almasıyla İstanbulla da önemli bir bağ kurduk.
Burada yapacaklarımız eğitim aktiviteleri, çocuklara yönelik atölyeler, fotoğrafa odaklı faaliyetler olacak ve yıl boyunca devam edecek."
2017’de yaptıkları “Magnum Manifesto” kitabından ilhamla “Magnum İstanbul’da” sergisini yaptıklarını söylüyor Mérindol:
“Bununla bağ kurarak seslerin çeşitliliğine odaklı bir seçki yaptık. 1950’lerden bugüne kadar hikayemizi anlatan fotoğrafları seçtik. Yıllar boyunca Magnum’un nasıl büyüdüğünün, nasıl geliştiğinin hikayesi. O kitap 2017’den sonra ekibimize dahil olan Emin Özmen’i kapsamıyordu. Onun eserlerini de sergiye ekleyerek yeni nesil fotoğrafçılarımızın temsilini gerçekleştirmiş olduk. Bu şekilde hem şehirle bağlantılı oldu hem de çağdaş bir seçki yapmış olduk.”
Su, İstanbul ve Emin Özmen
Fransa – Türkiye arası çalışan Emin Özmen, İBB ve Magnum’un işbirliği yapmasından önemli bir isim.
Fotoğraflarında insan odaklı bir yaklaşım benimseyen Özmen, İstanbul'u tüm çelişkileri ve ironileriyle, kavraması imkansız bir şehir olarak görüyor. 2022'de ise ilk kez su ve suyun İstanbulla ilişkisiyle ilgili uzun vadeli bir projeye başladı. Sergide yer alan fotoğrafları da bu seriye odaklanıyor.
Magnum’un Türkiye’de yaklaşık on yıl aradan sonra böyle bir sergi açtığını söyledi.
“Uzun yıllardan sonra böyle bir yapının ilk kez kamuya açılması da önemli. Müthiş bir bina, müthiş bir manzara.
“Bina arşiv binası olarak kullanılıyormuş. Magnum’a da dünyanın görsel arşivi dersek iyi bir mekanda hayat bulmuş oldu diyebiliriz bu sergi için."
"İstanbul'u tarif etmesi zor, anca fotoğrafını çekebilirim"
Emin Özmen İstanbul'u fotoğraflamakla ilgili olarak ise şunları söyledi:
"İstanbul’u tarif etmek çok zor, şiir gibi bir şehir. Evim burası. Başka hiçbir şehirde hissedemeyeceğiniz duyguları, kokuları, renkleri barındıran şiir gibi bir şehir. Yani Ara Güler’in zamanından bu yana çok değişmiş olsa da bugün yine kendine özgü, tarif etmesi çok zor bir yanı var. Benim için tarif etmesi zor, anca fotoğrafını çekebilirim.”(AÖ)
Kütüphane, restoran, seyir terası
Tarihî yapıda; 135 kişilik kütüphane, sergi salonu, öğrenci kulüplerinin kullanımına tahsis edilen alanlar, restoran, çok amaçlı etkinlik alanları ve İstanbul manzarasına sahip seyir terası bulunuyor.
“Magnum İstanbul’da” sergisi, 31 Ağustos'a dek pazartesi hariç her gün 10.00 – 19.00 saatleri arasında Bulgur Palas’ta ücretsiz olarak ziyaret edilebilir.
Adres: Aksaray Mah. Kargı Çıkmazı No: 5 Fatih/İstanbul
Ulaşım: Tramvay - Yusufpaşa (10 dk. yürüme mesafesi)
Metro/Marmaray - Yenikapı (15 dk. yürüme mesafesi)
Otobüs - Haseki ve Cerrahpaşa durakları