Mediha Ayer, evinin sağlam olmasına karşın, çocuklarının okulunun sağlamlığından şüphe duyduğunu "ancak kaderci bir toplum olduğumuz için" bu konuda ne yapacağını bilmediğini söylüyor.
Perihan Dizel, eski ve ahşap bir evde yaşamasına karşın "parasızlıktan" evini değiştiremeyeceğini, bunun için depremden korkmanın gereksiz olduğunu düşünüyor.
Erhan Elveren'e göre herkes inşaat işlerini bilen birine yaşadığı yerin kolon ve kirişlerini kontrol ettirmeli.
İstanbulluların depreme hazırlık önerileri...
"STK'lar öncü olsun"
Mediha Ayer (50), emekli: Deprem Şurası'nın toplandığını televizyondan biliyorum. Sitede oturuyoruz ve 1999 depreminden sonra binalarımızı kontrol ettiler. Evdeki eşyalarımızı sabitledik.
Evimizin sağlam olduğunu bildiğim için deprem konusunda rahatım ama çocuklarımın gittiği okullar konusunda kuşkuluyum. Depremden sonra okullarında hiçbir tadilat yapılmadı. Çocukları okula göndermekten başka çaremiz olmadığı için korksak da yapacak bir şey yok. İstanbul'daki binaların yüzde 80'nin depreme dayanıksız olduğunu zannediyorum. Belediyelerin önce eski binaları yıkması, okulları güçlendirmesi gerekiyor.
Kaderci ve boş vermiş bir toplum olduğumuz için depreme hazırlık için kendi evimin sağlam olduğunu bilmekten başka yapacak bir şeyim yok. Sivil toplum kuruluşları deprem konusunda ne yapabileceğimiz konusunda biraz daha aktif olsalar, bize yol gösterseler, çocuğumun okulu konusunda bir şeyler yapabilirim.
1999 depremi gibi deprem olduktan sonra ağlamanın bir yararı yok. Okulların, devlet daireleri ve hastanelerin bir an önce güçlendirilmesini istiyorum.
Zeki Eryüzlü, (36), mobilyacı: Büyükçekmece'de yani deprem bölgesinde oturuyorum. Evim sağlam ve 5. katta olduğu için depremden zarar göreceğimizi zannetmiyorum. Ama dün deprem olduğunda sokaktaydım ve ne yapacağımı bilemedim, her yanım binaydı. İstanbul'da sokaklar çok dar olduğu için bir deprem olsa ne itfaiye ne ambulans girebilir.
İstanbul'daki eski tüm binaların yıkılması gerekir. Devletin ve belediyelerin temel görevi bu zaten. Ama askerlerden başka devletin hiçbir kurumu çalışmıyor, vatandaşlar da devlete güvenmiyor. Ben kendim güvende olabilirim ama parası olmayan, sağlam yerlerde oturmayanlar ne yapacak?
"Depreme karşı bilinçlendik"
Cemile Oruç, (20) öğrenci: Depremden korunma konusunda insanların bilinçlendiğini görüyorum. Evlerini kontrol ettiriyorlar, deprem kutusu alıyorlar. Devlet kurumlarının binaları sağlamlaştırmak için bir projesi olmalı ama ondan önce, sokak çocukları, kötü yerlerde yaşayan, karnını doyuramayan insanlar gibi devletin sorumlu olduğu bir çok konu var. Yaşam hakkını korumak devletin göreviyse, bu konuda para sıkıntısından söz edilemez.
Perihan Dizel, (30), gündelikçi: Depremden korkmuyorum. Kocam beni dövdüğü için annemin evinde kalıyorum. Dün deprem olduğunda annem çok korktu, aslında ben de korktum ama o paniklemesin diye belli etmedim. Her şey Allah'a kalmış. Kasımpaşa'da oturduğumuz ev de ahşap ve çok eski. Ama parasızlıktan dolayı başka bir yere de taşınamayacağımıza göre, depremi düşünmeden evimizde oturuyoruz.
Erhan Elveren, (35) serbest: Eski bir binada oturuyorum, işyerim de 150 yıllık bir binada olduğu için depreme dayanıklı. İnşaat işlerinden anladığım için kolonları ve kirişleri kontrol ettim. Herkes bu işten anlayan birine bu şekilde bir kontrol yaptırırsa yeterli. Zaten binayı taşıyan kolonlardır. Herkes bu şekilde önlemini alsa yeterli. (ÖG/EÜ)