30 Mart’ta yapılacak yerel seçimler için geri sayım sürüyor. Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) yayınladığı verilere göre İstanbul’daki seçmen sayısı 9 milyon 997 bin 24...
Seçim tartışmalarının en fazla İstanbul üzerinden yapıldığını söylemek mümkün. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve muhalafet partilerinin liderleri, yerel seçimlerle ilgili konuşmalarında belki de en çok İstanbul’dan bahsediyorlar.
Öne çıkan partilerin adayları
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olarak mevcut Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ı gösterdi. Topbaş 2004’ten beri İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ise üç dönem Şişli Belediye Başkanlığı yapmış olan Mustafa Sarıgül’ü aday gösterdi.
Halkaların Demokratik Partisi (HDP) diğer partilerden farklı olarak, eş başkanlık sistemiyle seçim yarışına dahil oldu. HDP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için gösterdiği adaylar Sırrı Süreyya Önder ve Pınar Aydınlar.
Yurttaşlar konuşuyor
Başbakan Erdoğan geçen hafta bir mitingdeki konuşmasında ‘’Bu seçim artık bir genel seçime dönüşmüştür’’ dese de, ‘sokaktaki ses’ pek de öyle değil. Yurttaşların sorunları daha ‘yerel’.
İstanbul’da yaşayanların İstanbul’la ilgili gündemleri, dertleri neler? Geçtiğimiz dönem boyunca bu sorunların çözümü konusunda kent yöneticilerinin performansını nasıl değerlendiriyorlar? Bu soruların cevabını İstanbul’un farklı noktalarında yaptığımız sokak röportajlarıyla aradık. Yurttaşlara kentin yönetimine katılım konusunda ne düşündüklerini sorduk.
Ortak sorun trafik
Aldığımız yanıtlar büyük ölçüde aynı konular üzerine yoğunlaştı. ‘’İstanbul’un en temel sorunu nedir?’’ şeklindeki sorumuza en çok ‘’trafik’’ yanıtı verildi. Soruyu yanıtlayanların yaşları, cinsiyetleri ve muhtemelen sosyo-ekonomik durumları farklı da olsa verilen ‘trafik’ yanıtı ortaktı.
Trafik sorununun çözümüne yönelik söylenenler de oldukça karamsardı. Verilen yanıtlarda ‘’İstanbul’un çok büyük bir nüfusa sahip olması, trafik sorununu çözümsüz kılıyor’’ gibi bir algı öne çıktı. Altı çizilen bir diğer nokta ise toplu taşımalarla ilgili daha fazla çalışma yapılmasının gerekliliğiydi. Yurttaşlar bu konuya gerekli önemin verilmemesinden yakındı.
‘’Konuşursam ağır konuşurum’’
Video-röportajı hazırlarken, görüşmek istediğimiz önemli sayıda yurttaşın, konuşmalarının videoya alınıp yayınlanmasından çekindiklerini gördük. Birçok kişi ‘’video kaydı mı olacak? O zaman kalsın’’ gibi yanıtlar vererek röportaj yapmayı reddetti. Bunun iki nedeni var: ‘’Ya güzel konuşamazsam?’’ endişesi ve ‘’Ya konuştuklarımdan dolayı başıma iş açılırsa’’ korkusu… Bir kadın yurttaş röportaj yapıp yapmama konusunda 20-30 saniye durup düşündükten sonra şöyle deyiverdi: ‘’Aman kalsın şimdi, çok doluyum; konuşursam ağır konuşurum. Benim de sizin de başınıza iş açılır’’.
Başımıza bir iş açılır mıydı, açılmaz mıydı bilemiyoruz ancak bu algının kendisinin bile kamusal tartışmaların önünü tıkadığını söylemek mümkün.
Kadınlar daha az konuştu
Dikkat çekici bir diğer nokta ise, sorularımıza yanıt veren kadın sayısının erkek sayısına oranla çok düşük olduğuydu. Karşılaştığımız bu durum röportaj yaptığımız her yerde aynıydı. Örneğin Beşiktaş’ta da, Üsküdar’da da; Şişli’nin merkezinde de, Gülbağ Mahallesi’nde de…
Geçen dönem için neler söylendi?
İstanbul’la ilgili sorduğumuz diğer soru, geride bıraktığımız dönemde sorunların çözümü konusunda kent yöneticilerinin performansıyla ilgili oldu. Sorumuza verilen yanıtlar ise genelde yapılanların yeterli olmadığı yönündeydi. Görüş belirten yurttaşların bir kısmı, önemli çalışmalar yapılsa da gereken mesafenin katedilemediği şeklinde yorumlar yaparken, diğer kısmı sorunlara belediye tarafından sunulan çözüm yollarının doğru olmadığını söyledi.
Son günlerde ülke gündeminde geniş yer tutan yolsuzluk tartışmaları verilen yanıtlara da yansıdı. Hizmetlerin yetersiz olduğundan şikayet eden kimi yurttaşlar, yerel hizmetler için parasal kaynakların yetersizliğinin bahane edildiğini söyleyerek yolsuzluk iddialarının altını çizdi.
Yerel yönetimler ve katılım
Yerel yönetimlere katılım bağlamında fikirlerinin ne kadar önemsendiğini düşündüklerini sorduğumuzda gelen yanıtlar yine ortaktı. Geride bıraktığımız dönemde sunulan hizmetlerin yeterli olmadığını düşünenler de, yapılanların görece yeterli olduğunu söyleyenler de katılım konusunda aynı noktada birleşti. Soru yönelttiğimiz yurttaşların neredeyse tamamı kent yöneticilerin yurttaşların fikirlerini dikkate almadığı yönünde görüş bildirdi. (SY/HK)
* 2014 Yerel Seçim Videorama Dosyası'na desteği için Friedrich Ebert Stiftung Derneği'ne teşekkürlerle...