İstanbul Üniversitesi yönetiminin talebi üzerine mahkeme polise bir yıl boyunca üniversitede arama emri verdi. Polisten önce çantalarına baktığımız öğrencilerden kitap, mp3, selpak, cüzdan, telefon çıktı...
İstanbul Üniversitesi (İÜ) öğrencileri polisin kendilerini ve çantalarını arayacak olmasından duydukları rahatsızlıklarını, yarın (30 Aralık) ve Ocak ayında yapacakları eylemlerle anlatmaya hazırlanıyor.
Kamu Yönetimi öğrencisi Ali Tekin'in çantasından ders notları, defteri ve kalemi çıktı. Tekin "Bunlarla suç işleyemem ki. Bıçak, satır sokmak isteyen öğrenci zaten bunları bahçe demirlerinden sokuyor" dedi.
Hukuk fakültesi öğrencisi Hasan Kaya da polisin öğrencinin üzerini aramasının "özgürlüğü kısıtlayıcı bir uygulama" olarak görüyor. Çantasından fotokopi notları, mp3 çıkan Kaya, "Öğrencinin çantasında başka ne olacak ki" diyor.
"Milliyetçiler satırlarla girebiliyor"
İktisat Fakültesi öğrencisi Cihan Özlü, çoğu zaman zaten Öğrenci Güvenlik Birimi'nin (ÖGB) arama yaptığını anlatıyor.
"Geçen yıl okulun şenliği için yazı yazmak üzere yanımda getirdiğim kartonları içeri almamışlardı. Güvenlikçiler benim kartonumu içeri sokmazken satırlarla sopalarla 35-40 yaşında üniversiteye girenleri seyretmekle yetindi. Sanırım karton daha tehlikeliydi."
Siyasal öğrencisi Dilhun Kurt da "Özel eşyalarımın, özel evraklarımın başkaları tarafından görünmesini istemiyorum" diyor. Dilhun'un çantasından çıkanlar şöyle; kitap, defter ve kalemler...
"Polis en çok yazılı olandan korkuyor"
İktisat öğrencisi Mehmet Akif Coşkun, aramalarda çifte standart uygulanacağından emin: "Milliyetçilerin satırlarına, sopalarına izin veriyorlar. Zaten bu uygulama üzerimizdeki tedirginliği iyice artırmaya yönelik. Kimi kimden koruyorlar, kimi kime aratıyorlar. Sivil polisler zaten asıl olayları provoke edenler. Solcu öğrencilere yönelik baskı daha da artacak."
İktisat'tan Burçak Yıldız da bu uygulamanın "Biz güçlüyüz" imajı vermek için olduğunu savunuyor: "Öğrencileri korkutup geri çekmekten ziyade kendilerini komik duruma düşürüyorlar. Bize gülünç geliyor. Çantaya baksa ne olur bakmasa ne olur. Hocalarımız da bu uygulamaya tepkili."
İktisat öğrencisi Oğuz Yüzgeç de "Muhalif öğrencilerden korktukları için bu tür uygulamalar yapılıyor, şemsiyelerle okula geliniyor. Bildiri, gazete gibi kağıt parçalarını asıl içeri sokmak istemiyorlar. Çünkü onlar en çok düşünceden, yazılı olandan korkuyor" diyor.
"Yürütmenin durdurulması için başvuracağız"
Eğitim Sen'den İstanbul Üniversitesi temsilcisi Hüseyin Yılmaz, uygulamanın üniversitedeki muhalif öğrencileri bastırmaya yönelik bir uygulama olduğunu belirterek, "Bu baskı ortamının giderek artacağını düşünüyoruz. Bu uygulama, yalnızca öğrencileri değil muhalif akademisyenleri de kapsayabilir. Yürütmeyi durdurma kararı almak için başvuracağız" dedi.(BT)