İl Emniyet Müdürlerinin atamaları Resmi Gazete'de yayımlandı. Celalettin Cerrah'ın Osmaniye'ye vali olarak atanmasıyla boşalan İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne İzmir Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın atandı.
Ankara Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz İzmir'e, Kayseri Emniyet Müdürü Orhan Özdemir de Ankara'ya atandı.
Çapkın, İstanbul'a atandığını öğrendikten sonra verdiği ilk demecinde "İstanbul metropol bir kent. Dünya metropol kentleriyle mukayese ettiğimizde huzurlu bir kent. Bu huzuru bir adım daha öteye götürmek bu bayrağı daha ötelere taşımak ilk amacımız" diye konuştu; İstanbul'daki uygulamaları gözden geçireceğini söyledi.
58 yaşındaki Çapkın, Ocak 2011'de yaş haddinden emekli olacak.
Hüseyin Çapkın kimdir?
1951'de İzmir'in Tire İlçesi'nde doğan Hüseyin Çapkın, 1965'te Polis Koleji'ne girdi. 1971'de Polis Akademisi'nden komiser yardımcısı rütbesiyle mezun oldu. İlk olarak 1971 yılında Balıkesir Emniyet Müdürlüğü'nde göreve başladı. Değişik rütbelerde 1975-1984 yılları arasında Ankara Emniyet Müdürlüğü kadrosunda çalıştı. 1984-1985 arasında Yozgat, 1985-1988 Mersin, 1991-1992 Antalya, 1993-1998 Gaziantep, 1998-2001 Manisa, 2002-2003 Adana, 2003-2006 Bursa İl Emniyet Müdürlüğü görevleriyle, 1988-1991 arasında Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı, 1992-1993 yılları arasında ise APK uzmanı olarak görev yaptı. 10 Mayıs 2006'da İzmir Emniyet Müdürlüğü'ne atandı. Çapkın evli ve iki çocuk babası.
Çapkın, Cerrah'ın hatalarını tekrar etmesin
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Türkiye araştırmacısı Emma Sinclair, yeni emniyet müdürünün Cerrah'ın polisin insan hakları ihlalleriyle ilgili hemen her vakada yaptığı hatalı açıklamalardan uzak durması gerektiğini bianet'e söylemiş, özellikle İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün İnternet sitesindeki açıklamaları anımsatmıştı:
"Bu açıklamalarda, basında yer alan, polisin insan hakları ihlalleriyle ilgili iddiaları içeren haberler için sürekli 'yine yalan haber' denerek, hasmane bir dil kullanılıyor. Soruşturma devam ederken, hatta başlamadan önce, olayı kendi versiyonlarıyla anlatıp, iddia sahiplerini ya da mağdurları hedef doğrudan hedef gösteren açıklamalar bunlar. Böylece, diğer iddiaları, özellikle işkence ve kötü muamele iddialarının üzeri örtülüyor. Olayla ilgili bir karine yaratılıyor. Üstelik bu açıklamalar, hep tartışılan olaylarda, hızla yapılıyor. Yeni Emniyet Müdürü bunları tekrarlamamalı. Emniyet bir kurum olarak daha dikkatli olmalı."
HRW, Türkiye'de polis şiddetiyle ilgili 2008 sonunda hazırladığı raporda, şöyle yazmıştı:
"Polisin görevini kötüye kullandığı iddialarının soruşturulduğu durumlarda emniyet müdürlüğü, polisi aklayacak ya da suçu karşı tarafa atacak açıklamalar yapmaktan kaçınmalıdır. Bu tür açıklamalar savcılık soruşturması için izin verme konusunda isteksizlik yaratmakta ve insan hakları ihlallerine karışmış polis memurlarının kurumsal bir cezasızlıktan faydalandığını ima etmektedir." (TK)