Cumhurbaşkanı ve 28. dönem milletvekillerinin belirleneceği seçimlere sayılı günler kalırken, Yeşil Sol Parti’nin seçim çalışmaları da hız kesmeden devam ediyor.
Milletvekili listelerinde en fazla kadın adaya yer veren, Yeşil Sol Parti’nin Diyarbakır altıncı sıra Milletvekili Adayı Sevilay Çelenk.
Çelenk, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema bölümünde öğretim üyesi iken barış imzacısı olması nedeniyle 6 Ocak 2017’de 679 sayılı KHK ile görevinden ihraç edildi.
Barış ve demokrasi, basın ve düşünce özgürlüğü çerçevesindeki çalışmalarıyla mücadelesini sürdüren feminist yazar ve akademisyen Çelenk ile ihraç edilmesini, seçimi, siyasi süreci, yerel yönetim ve kadınların neden Meclis’te olması gerektiğini konuştuk.
"Bize her yer üniversite"
Kamuoyu sizi, Barış İmzacısı olduğunuz için KHK ile görevinizden ihraç edilen bir akademisyen olarak biliyor. Kendinizi tanıtabilir misiniz, Sevilay Çelenk Kimdir?
2017’de barış için imza vermiş çok sayıda meslektaşım ve arkadaşımla birlikte ihraç edilmeden önce, uzun yıllar Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümünde çalışmış olan bir öğretim üyesiydim.
O tarihten bu yana da akademik hayatı “Bize her yer üniversite” diyerek dışarıda sürdürmeye inat ettiğimizi düşünüyorum. Bu anlamda da kendimi bağımsız akademisyen olarak tanımlıyorum. Lisans eğitimim de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde idi.
Uluslararası İlişkiler Bölümünden mezunum. Diyarbakırlıyım, “Hayatımın bir kısmı orada geçti” demeyeceğim, ailem orada yaşadığı için bir ayağı hâlâ orada olan, orada da sivil toplum kuruluşları ile başta medya ve iletişim çalışmaları alanında olmak üzere ortak çalışmalar yapan biriyim.
Kendimi aynı zamanda, feminist bir hak savunucusu olarak da tanımlamak isterim.
İhraçlarımızdan önce de her zaman izole bir akademik hayat yaşamanın uzağında oldum. Kadın örgütleriyle, yaygın medya dışındaki medya kurumlarıyla, mesleki kuruluşlarla, sivil toplum alanındaki birçok oluşumla birlikte son birkaç yıldır giderek daha yoğunlaşan biçimde cinsiyet eşitliği, barış ve demokrasi, medya ve ifade özgürlüğü kapsamındaki çalışmalarla mücadeleyi sürdürüyorum.
Medya demişken, örneğin 1996’da Ankara’da katıldığım kuruluş toplantısından bu yana kendimi bianet’in de bir parçası olarak gördüm. Burada yazılar yazdım ve eğitim programlarına dahil oldum. Üniversiteden ihraç sonrasında Gazete Duvar’da uzun süre yazdım. Medyascope’ta haftalık analiz programları yaptım. Geçen haftaki veda yazıma kadar da orada her hafta yazıyordum. Şimdilik ara verdim.
"Diyarbakır'da hayat yeniden inşa edilecek"
Çözüm sürecinin bitmesinin ardından Diyarbakır’da çok büyük bir yıkım yaşandı. Seçimden sonra nasıl bir Diyarbakır düşlüyorsunuz?
Diyarbakır binlerce yıllık bir medeniyetin kalbinde yer alan bir kent. Dar küçelerinde binlerce yıllık tarihle ve medeniyetle, farklı inançlar ve dillerle içe içe yaşamış bir kent. Müthiş bir potansiyeli olan, çok dinamik çok görmüş geçirmiş, çok yaralanmış ve çok direnmiş bir şehir. Istırap ve direniş şehrin her yanına nüfuz etmiş.
Kentin buradan gelen haysiyetli bir duruşu olduğunu düşünüyorum. Evet çözüm sürecinin bitiminden sonra, sokağa çıkma yasakları döneminde gerçek bir yıkım ve büyük acılar yaşadı. Esasen her zaman çok zulüm gördü. Ama işte yaralarını sararak ya da saramadan hep hak ve özgürlük mücadelesini, barış mücadelesini sürdürdü. Hiçbir kesinti yok bu anlamda.
Diyarbakır seçimden sonra bu iktidarı gönderdikten sonra bu müthiş potansiyeliyle her zamankinden de güzel olacak. Şehri yozlaştırmaya, boyun eğdirmeye çalışanlara inat Yeşil Sol Parti ile birlikte hayatı yeniden inşa edecek. Dönüştürecek.
"Barış siyaseti yapılması gerekiyor"
Diyarbakır’da depremle yıkım yaşayan ve göç alan şehirlerden. Aday olduğunuz kentin sorunları noktasında nasıl bir siyaset yürüteceksiniz? Meclis’e gittiğinizde en çok gündeme getireceğiniz konular neler olacak?
Yeşil Sol Parti’nin çok iyi bir seçim beyannamesi var. Burada her alanda yürütülecek programımız da ayrıntılı olarak yer alıyor. Aday olduğum kent için Meclis’te yukarıdan bir yerden söylenecek sözlerle değil, kağıt üstünde çalışmalarla değil, başta kadınlarla olmak üzere kent halkıyla birlikte, şiddeti, yoksulluğu, sömürüyü ve göz ardı edilmeyi deneyimledikleri yerlerden, kentin hakikatinden yola çıkarak sorunları kavramaya ve çözüm olanaklarını birlikte yaratmaya çalışacağız.
Bu anlamda sadece Amed’de değil her yerde büyük bir adanmışlıkla ele alınması gereken işler var. Eğitimden, medyaya, sağlıktan ekonomiye her alanda yaratılmış tahribatın, liyakatsizliğin uzman kadrolarca ele alınması ve üzerinde çalışılması gerekiyor. En basitinden deprem sonrasında yaşanan devasa bir iç göç var. Bu konuda çok ciddi bir planlama yapılarak depremzedelerin barınma, gıda ve eğitim gibi en temel sorunlarının kalıcı çözümlere kavuşturulması şart.
Bütün bunlar için bu yeniden inşaya kaynak ayırabilmek için esas olarak demokrasi, özgürlükler ve barışa sahip çıkmak gerekiyor. Barış siyaseti yapılması gerekiyor. Özellikle Kürt Sorunu bağlamında barış ve çözüm perspektifinin öne çıkması, istismarcı beka siyasetinin maddi, manevi bütün kaynaklarımızı sömürmesinin önüne geçilmesi gerekiyor.
"Kadın mücadelesini Meclis'e taşıyacağız"
Parlamentoda da en fazla kadın milletvekili temsilini hedefleyen Yeşil Sol Parti’nin kadınlara dönük yapacağı ilk çalışma ne olacak?
bianet’te de haberini yapmış olduğunuz gibi Yeşil Sol Parti’nin çok iyi bir kadın seçim beyannamesi de var. Amed aday listesinde beş kadın adayız. Feminist mücadeleden arkadaşlarımızla birlikte. Örneğin Rosa Kadın Derneği Başkanı Adalet Kaya da bu listede. Onunla, Halide, Ceylan ve Sorgul ile birlikte Meclis’te olmak fikri, Yeşil Sol’un diğer bölgelerden kadın vekilleri, diğer partilerden feminist mücadeleden gelen vekillerle birlikte Meclis’te olmak fikri insanı gerçekten heyecanlandırıyor. Çok önemli bir şey bu.
Bu kadınlar içinde, kadın hareketi ile bağları güçlü, meselelere bakışını oluşturmasında kadın örgütlülüğü ve kadın hareketi içinde yer almanın payının olduğu kadınlar kendilerini güçlü hissedecekler. Yapabileceklerimizi böyle yapacağız. Bu bağı Meclis çatısı altında da sürdürerek, kadınların önceliklerini Meclis’te ve onlarla birlikte gündemleştirerek ele alacağız. Yeşil Sol Partinin kadınlar konusundaki öncelikleri, siyasi rehine gibi yıllardır cezaevinde olan arkadaşlarımızın özgürlüğü için çalışmak olacak. Hasta kadın mahpusların tahliyesi de başka bir başlıktır bu anlamda.
Diyarbakır’daki kadın yoksulluğuyla, genel yoksulluk içindeki katmerli yaşanan durumla, güvencesiz hayatlarla ve en önemlisi şiddetle mücadele bağlamında çalışmalar öncelikli olacak. İstanbul Sözleşmesini ve 6284’ü savunmak da en öncelikli konularımız. Asla vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz.
"Diyarbakır'ın Anadilde eğitim talebi var"
Diyarbakır halkının sizlerden talepleri neler? Halkın size karşı tavrı nasıl?
Halkın en büyük talebi bu seçimin kazanılması, kendilerinin ifadesiyle zalimlerin gönderilmesi. Bu taleple eşit düzlemde yer alan barış ve demokrasi talebi var. Kendi diliyle, kimliğiyle, kültürüyle ve haysiyetiyle eşit yurttaşlar olarak yaşama talebi var. Anadilde eğitim talebi var. Sokaklardaki büyük seçim coşkusu bu taleplere erişimin yakın olduğu duygusuyla, buna olan inançla da ilişkili diye düşünüyorum.
Son olarak seçmenlerinize mesajınız nedir?
Madem mesaj diyorsunuz. Yeşil Sol Partinin çok sevdiğim şarkı sözleri ile bitireyim. Değişim bizim ile. Dönüşüm bizim ile. Yaşamı kadın ile kuracağız yeniden...
(RY/HA)