Başak Kültür ve Sanat Vakfı öncülüğünde, Mersin Günebakan Kadın Derneği ve Urfa Yaşam Evi Kadın Dayanışma Derneği ortaklığıyla gerçekleştirdiği “Yerel Destek Mekanizmasıyla Toplumsal Cinsiyet Temelli Eşitsizlikle ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Projesi” sonlandı.
Başak Kültür ve Sanat Vakfı 24 Kasım 2012’den 24 Kasım 2014’e iki yıl süren projeye ilişkin sonuçları bugün düzenlediği basın toplantısında paylaştı.
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonun finanse ettiği proje İstanbul’un Ataşehir ve Sancaktepe, Mersin’in Akdeniz ve Toroslar ilçelerinde ve Urfa merkezde uygulandı.
Proje kapsamında eğitim faaliyetleri, psikolojik ve hukuki destek, toplantılar, atölyeler ve farkındalık seminerleri düzenlendi.
İki yıllık proje Kürtçe, Türkçe ve İngilizce olarak bir kitapta bir araya getirildi.
Projenin amaçları
Proje üç temel amaçla başladı:
1. Şiddet mağduru kadınları güçlendirip desteklemek ve yerel seviyede kadına yönelik Şiddet hakkında farkındalık artırmak.
2. Çalışma ortaklarıyla çıkar sahiplerinin kapasitesini artırmak ve kadına yönelik şiddeti önleyen yerel destek mekanizmalarını takviye etmek için yönlendirme sistemi kurmak ve gönüllü ağı oluşturmak.
3. Kadına karşı şiddet vakalarının takibi için düzenli işleyen gözlem mekanizmaları kurmak ve çalışma ortakları, menfaat sahipleri ve yerel yetkililer arasında bir ilişki ağı oluşturmak; kadına yönelik şiddet konusunda elde edilen verilerin analiz edileceği ortak bir veri tabanı kurmak; süreci izlemek ve raporlamak.
320 kadından 316’sı şiddete uğradı
Proje kapsamında kadınlarla ve sivil toplum örgütleri ile yapılan farkındalık çalışmaları ve atölyelerle iki bin kadınla birebir çalışıldı.
Kadınlara proje yürütücüsü olan kurumların yaptığı ev ziyaretleri, toplantılar ve gönüllü ağı aracılığıyla hazırlanan afiş, broşür gibi materyallerin yardımıyla ulaşıldı.
320 kadın ücretsiz hukuki ve psikolojik danışmanlık desteğinde bulunuldu. 320 kadından 316’sı şiddet gördüğünü beyan etti. 316 kadının 90’ı Mersin’de, 107’si İstanbul’da, 109’u ise Urfa’daydı.
316 kadının beyanına göre kadınların uğradığı şiddete dair veriler oluşturuldu. Buna göre kadınlara yönelik şiddetin en yaygın şekli üç ilde de ev içi şiddet.
Kadınlara şiddet uygulayanların başında eşleri geldi. Yüzde 56,8'lik bu oranı eşi ve eşinin ailesi izledi.Şiddet gören kadınların yüzde 20,2’si herhangi bir kurumdan destek talep etti.
Kadınların yüzde 37.5'i çocuk yaşta evlilik yaptı. Yüzde 65,8'i ailelerinin isteğiyle evlendi.
Proje sonuçları
Başak Kültür ve Sanat Vakfı Proje Koordinatörü Hümeyra Tusun Yeğin iki yıl süren proje sonunda ulaştıkları sonuçları şöyle açıkladı:
* Kadınlar genel olarak başvuru ve destek mekanizmaları bilmiyor. Kurumların kendilerini görünür kılma çabalarının olmadığı gözlendi.
* Kadına/Çocuğa yönelik şiddetle mücadele etmek için oluşturulan ulusal eylem planı kamu kurum ve kuruluşlarının özellikle kadın ve çocuk odaklı çalışan sivil toplum örgütleri ile iş birliği içinde çalışmasını öngörüyor. Ama uygulama alanında, kurum ve kuruluşların bu işbirliğine yanaşmadığı gözlendi.
* Kadına yönelik şiddet çoğunlukla ev içi şiddet. Ev içinde gerçekleşmiş olması, şiddetin görünürlüğünü azaltırken, bir özel alan sorunu olarak kalma eğilimini arttırıyor.
Kadının kendi öz gücünün ortaya çıkarılmasında, kadınların ve kadın odaklı çalışan sivil toplumun desteği önemli. Kadının maruz kaldığı şiddetin etkilerinin azaltılmasında, kadının hakları konusunda bilinçlenmesi ve hak arayışı içine girmesinde kadınların birbiri ile iletişim halinde olması etkili oldu. Yalnız olmadıklarını anlayan kadınlar haklarını bilmek ve onları talep etmek konusunda daha cesur hareket etti.
* Tek kapı sistemi ile (şiddet mağduru kadının kurumlar arasında dolaşamadan, tüm işlemlerin aynı çatı altında gerçekleştirilebileceği) çalışması öngörülen ŞÖNİM, tasarlandığı gibi faaliyet gösterememiş. Kadınlar yasal ve sosyal haklardan faydalanmak için birçok kuruma ayrı ayrı başvurmak zorunda kalıyor.
* Şiddet mağduru kadınların bütünüyle bilgi ve deneyim alanlarının dışında olan yasal süreç, onlar için caydırıcı oluyor. Bilgiye erişmek için doğru kanallara ihtiyaçları vardır.
Yasal sürecin başlaması ile herhangi bir ekonomik dayanağı olmayan kadınlar, mahkeme masraflarının karşılanması ve iktisadi açıdan yaşamını idame ettirebilme de sorunlar yaşıyor. Mahkeme masrafları için adli yardım talep eden kadınların bu uygulamadan faydalanması kolay olmazken, hatta bazı durumlarda mümkün dahi olmadı. Yasal sürecin süresinin önceden kestirilememesi ya da uzun sürmesi kadınların yıpranmasına neden olan bir başka etken oldu. Ekonomik ve toplumsal açıdan dezavantajlı olan kadın, yasal açıdan da sorunlarla karşılaşınca çözüm yollarının tıkanıyor; çaresizliği artıyor.
Faydalanıcılardan notlar
H. A. (İstanbul): Bir arkadaşım vesilesiyle bu çalışmadan haberdar oldum. Benim için çok güzel ve faydalı bir çalışma oldu. Bu çalışma sayesinde kendimi ve hastalığımı tanıdım. Sıkıntılarımı ve bununla nasıl başa çıkacağımı öğrendim. Hastalığımın tedavi edilebilir olduğunu öğrendim. Benim için değişiklik oldu, yeni arkadaşlıklar kurdum, yeni insanlarla tanıştım. İnsanlarla ve evdekilerle ilişkilerimde kendimi görmemi sağladı. Böyle çalışmalar daha çok olmalı bizim gibi bir yere gitmeyen ve olanakları olmayan kadınlar için böyle faaliyetlerin olması iyi oldu. Vakıf aracılığıyla farklı kültürlerden kadınlarla tanıştım, kimse kıyafetinden dolayı eleştirilmiyordu. İnşalar sıcak, ilgiliydi. Derdimi rahatlıkla anlatacağım bir yerdi. Maalesef bitiyor ve çok üzülüyorum, daha da devam etmek isterdim ama bitiyor. Psikoloğumuzu çok sevdim. Bir doktordan çok bir arkadaşıma dert anlatıyormuşum gibi hissetim. Cumartesi günlerini sabırsızlıkla beklerdim. E. S. (Mersin): Ben 40 yaşındayım.15 yaşında berdel olarak evlendirildim. Kocam zaman zaman evi terk ederdi. Aileler barıştırırdı. Köyden şehre göçtük. Sorunlar çoğaldı.16 yıldır ayrı yaşıyoruz. Resmi nikahım olmadığı için dört çocuğumla nafaka bile alamadık. Kendi çabam ve biraz aile desteğiyle çocuklarımı büyüttüm. Günebakan Kadın Derneğiyle arkadaş aracılığıyla tanıştım. Ev toplantılarına katıldım. İlk defa kadına farklı bakan bir grupla tanıştım. Benim kültürümde hep kadın suçlanır ve katlanması gerektiği öğütlenir, erkeğe hak verilir. Ben bazı şeylere katlanmayı istemediğim için suçlanırdım. İlk defa beni yanlışlamayan, bana destek veren kadınlarla karşılaştım, tanıştım. Çok güzel konular konuşuyor, sohbet ediyorduk. Hukuksal haklarımızı ve resmi nikahın kadın açısından neden gerekli olduğunu öğrendim. Kadın-erkek arasındaki ayrımcılığın nedenlerini öğrendim. Öğrendiklerimi ben de gittiğim yerlerde paylaşıyorum. Ayrıca dernekte kadınlara verilen psikolojik destekten yararlandım. Böyle yerlerin çoğalmasını istiyorum. Daha çok Günebakan, daha çok bilinçli kadın. Günebakan kadın derneğini tanıdığım için mutluyum, teşekkür ederim. N. Ş. (Urfa): Danışmanlık hizmeti almadan önce çocuklarımla en çok da kızımla olan iletişimim çok kötüydü. Paylaşımlarımız sınırlıydı. Yaşamevinin yapmış oldığu şiddetle mücadele projesinin psikolojik danışmanlık hizmetinin duyurusunu aldığım gibi başvuruda bulundum. Kızımla birlikte destek almaya başladık. Görüşmelerden sonra kızımla iletişimim güçlendi, şuan her şeyi konuşup paylaşabiliyoruz. Günlük hayatımda kendimi daha rahat ifade edebiliyorum.(BK) |