* Fotoğraf: AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Pandemi dönemindeki tedbirler kapsamında insanların evlerinde kalması, araç kullanmaması belli bir dönem havayı iyileştirdi ve kirliliğin azalmasını sağladı.
Normalleşme sürecine geçilmesiyle birlikte ise hava kirliliği bazı dönemlerde azaldı, bazı dönemlerde arttı.
AA’nın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) hava kalite ölçüm istasyonlarından derlediği verilere göre, İstanbul'da partikül madde (PM10) hava kirliliği oranı 2021 yılında 2020'ye göre karşılaştırıldığında değişmedi.
En çok kirlilik Sultangazi'de
Verilerin ortaya çıkardığı sonuçlar şöyle sıralandı:
- 2021 yılında hava kirliliğinin en fazla ölçüldüğü istasyon yüzde 81,66 ile Sultangazi 3 istasyonu oldu. Sultangazi'yi yüzde 63,77 ile Sultangazi 2 istasyonu ve yüzde 61,91 ile Göztepe istasyonu izledi.
- Aynı dönemde hava kirliliğinin en az ölçüldüğü istasyon yüzde 13,24 ile Kumköy olurken, PM10 hava kirliliği oranı Büyükada İstasyonunda yüzde 15,61, Kandilli istasyonunda yüzde 21,76, Üsküdar 1 istasyonunda yüzde 24,45 olarak ölçüldü.
- İstanbul'da geçen yıla göre 2021 yılında hava kirliliği oranı 18 istasyonda azaldı, 17 istasyonda arttı.
- 2021 yılında 2020'ye göre karşılaştırıldığında hava kirliliğinin en fazla azaldığı istasyonların başında yüzde 28 ile Alibeyköy yer aldı. Alibeyköy'ü yüzde 22 ile Sultangazi 1, yüzde 17 ile Göztepe, yüzde 15 ile Kağıthane 1, yüzde 14 ile Arnavutköy izledi. Kadıköy'de ise hava kirliliği yüzde 1 azaldı.
- 2021 ve 2020 arası dönemde ortalama hava kirliliğinin en fazla ölçüldüğü istasyon yüzde 57 ile Kandilli 1 oldu. Kandilli 1'i yüzde 56 ile Sarıyer, yüzde 31 ile Ümraniye 2, yüzde 24 Selimiye ile Sultangazi 2 ve yüzde 20 ile Beşiktaş izledi.
- Aynı dönemde Mecidiyeköy'de hava kirliliği yüzde 1 artış gösterdi.
NO2 değeri artmıştı
Kasım 2021’de İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) hava kalite ölçüm istasyonlarından alınan veriler ışığında 1 Ocak 2021 – 12 Kasım 2021 döneminde kent genelindeki azot dioksit (NO2) hava kirliliği oranı açıklanmıştı.
NO2 hava kirliliği 2021’in 10 aylık döneminde pandemi nedeniyle tam kapanma günlerinin daha fazla olduğu 1 Ocak 2020-12 Kasım 2020 dönemine göre yüzde 5 artmıştı.
2020 ölçümleri nasıldı?
Temiz Hava Hakkı Platformu’nun (THHP) hazırladığı “Kara Rapor 2021: Hava Kirliliği ve Sağlık Etkileri” çalışmasına göre, 2020’de Türkiye’de 42 şehirde kanserojen olan ince partikül (PM2.5) seviyesi yeterli düzeyde ölçülmedi. Yeterli veri alınabilen 72 ilin partikül madde değerleri (PM10) incelendiğinde 45 ilde hava kirliliğinin ulusal sınır değerleri dahi aştığı açıklandı.
Son 5 yılın hava kalitesinin incelendiği raporda, 2020’de ölçüm yapılan istasyon sayısının arttığına dikkat çekildi. Ancak TÜİK tarafından 2020’ye ait ölüm verileri açıklanmadığı için; 2017 yılından beri her sene hesaplanan hava kirliliği kaynaklı ölüm sayısının bu yıl belirlenemediği vurgulandı.
Rapora göre, 2020’de İstanbul’da PM10 ortalamasının önceki yıllara göre daha düşük seviyelerdeydi, ancak uzmanlar bu seviyenin dahi DSÖ’nün önerdiği kılavuz değerlerin iki katı olduğuna dikkat çekti. İstanbul’un Mecidiyeköy, Sultangazi, Esenyurt ve Alibeyköy ilçelerinde PM10 ortalamasının DSÖ yıllık kılavuz değerlerinin 3 katından fazla seviyede.
Dünyada hava kirliliği
Çapı 2,5 mikrometreden küçük olan (PM2.5) ince parçacıklar akciğerlere derinlemesine nüfuz ederek zamanından erken ölüme sebep oluyor. Ayrıca arabalardan, kamyonlardan ve kömür santrallerinden yayılan nitrojen dioksit ve yeryüzündeki ozon seviyesi de hava kirliliğine bağlı erken ölümlere sebep oluyor.
Birleşmiş Milletler verilerine göre dünya çapında hava kirliğinden dolayı yılda yedi milyon kişi hayatını kaybediyor. Bu rakam sigara ve zayıf beslenme alışkanlıkları nedeniyle hayatını kaybedenlerle aynı düzeyde.
Ayrıca dünya nüfusunun yüzde 91'i hava kalitesinin DSÖ’nün belirlediği sınırların üzerindeki yerlerde yaşıyor. DSÖ, her yıl dünya genelinde dış ortam hava kirliliği nedeniyle 4,2 milyon ölüm yaşandığını söylüyor. 3,8 milyon ölüm, evlerde kullanılan ve kirli yakıtlarla çalışan ocaklara maruz kalmasından kaynaklanıyor.
Temiz Hava Fonu’nun (CAF) bir analizine göre, hava kirliliğine küresel kalkınma yardımlarının yalnızca yüzde 1’i ayrılıyor. Dünyanın dört bir yanından hükümetler, 2019 ve 2020’de denizaşırı fosil yakıt projesi fonlarına, neden oldukları hava kirliliğini azaltma projelerine kıyasla yüzde 20 daha fazla kaynak sağladı.
Raporda, hava kirliliğinin HIV/AIDS, sıtma ve tüberkülozun toplamından daha fazla insanı öldürdüğü, ancak bu tür sağlık sorunlarının çok daha fazla fon aldığı tespit edildi.
Hava kalitesi projeleri için finansman yoğunluklu olarak orta gelirli Asya ülkelerine yönelikken Afrika ve Latin Amerika ülkeleri, çok sayıda yoğun kirli şehre sahip olmalarına rağmen toplam fonun sadece yüzde 15’ini alıyor.
Örneğin, 2019’da hava kirliliği ile ilgili tahmini 2260 kaybı olan Moğolistan, 2015-2020 yılları arasında 437 milyon dolar alırken, hava kirliliği nedeniyle 70 bin 150 erken ölüm yaşayan Nijerya sadece 250 bin dolar aldı.
(TP)