İstanbul'da Newroz Bakırköy'de Kutlandı

“Binlerce yıl önce Kava’nın yaktığı özgürlük ateşi Türkiye’nin her yerinde güneşin çocukları yakmaya devam ediyor.

“2013 Newroz’unda Amed’de okunan o mesajda barış mücadelesinden vazgeçmeme sözü verdik. Bizim sözümüz sözdür, dönen dönsün sözünden biz dönmeyiz; selam olsun İmralı’ya.O gün bu sözü veren binlerce yoldaşımız barış mücadelesi verdikleri için tutsak. O sorumluluğu sırtlayan binlerce arkadaşımız 500 gündür tutuklu. Onlar zulmün gözüne gözlerini kırpmadan bakıyorlar. Bütün tutuklu vekillere selam olsun.

“Zulüm neredeyse mücadele orada yükseliyor. Bugün yaktığımız bu özgürlük ateşleri direniş ateşidir. Bu ateş biz bu Dehak’lardan kurtulana kadar yanmaya devam edecek.

“2011’de Suriye iç savaşı başladı. IŞİD’ler, El Kaide’ler Suriye’nin her yerini ateşe verdiler. Kadınlara çocuklara binlerce zulüm yaptılar. Bu çete bir tek Afrin’e giremedi. Afrinliler orada öyle bir düzen kurdu ki, hatta IŞİD’den kaçanlar onlara sığındılar. Afrin bir barış demokrasi vahasıydı. Orada halklar buluştu. Yedi yıl boyunca barış içinde yaşadılar ve tüm dünyaya radikal demokrasi örneği yaşattılar. İnsanlığın kurtuluşu nasıl olur dediğinizde böyle olur dediler. Buna tahammül edemeyenlerle IŞİD artıklarıyla Afrine girdiler.

“Afrin, afrinlilerindir. Bugün oradan çekildilerse bu yapmacıları katilleri teşhir etmek için çekilmiştir. Ama yarın oraya geri dönecekleridir bundan kimse şüphe etmesin. Onurlu bir barış ve bütün dünyanın iki yüzlülüğünü teşhir etmek içindir bu hamle.

“BMGK ateşkes kararı almıştı. Biz de bu çağrıyı yineleyip Afrin’de, Doğu Guta’da ateşkes uygulansın suriyede demokratik çözüme katkı sunalım dedik. Onlar bu çağrıya kulak. Ermek yerine savaş dediler. Şimdi büyük bir başarıymış gibi 18 Mart Çanakkale’si ile 18 Mart Afrin’i anlatmaya, hepimizi bir yalana ikna etmeye çalışıyorlar biz hakikatin sesiyiz ve bu ses asla susmayacak.

“Rusya’sı, Amerika’sı AB’si hepsi sessiz kaldılar insanlık dramına. Hepsinin kirli pazarlıkları var. Kendi iktidarlarının ömrünü biçiyorlar. Hesap nükleerdir, savaş sanayisidir. Hepsinin aklı da vicdansızlığı da aynıdır savaş stratejileriyle beslenenlerin. Bu savaşa ancak bizler yan yana gelerek dur diyebiliriz. Kürt düşmanlığından beslenerek siyaset yapanlar zulmü her yere taşıyorlar. Halk sizi durduracak, zulümle abad olunmayacağını gösterecek. Faşizme karşı tüm mağdurlar, emekçiler omuz omuza mücadeleyi yükseltmek zorundadır.

“Bu hatalardan ders çıkaralım diyorlar. 16 yıldır iktidardasın bu zulmü yapan sensin. Roboski’yi, Suruç’u, Ankara’yı, Afrin’i unutmayacağız. Geçmiş 16 yıl boyunca yapılanları unutmayacağız. Sırf iktidarlarını devam ettirmek için şimdi de hileli şaibeli seçim yasalarına hazırlanıyorlar. 18 aydır OHAL ile faşizmi kurumsallaştırmaya çalışanlar bu savaşı sürdürebilmek için şimdi de işimizi ekmeğimizi çalıyor. Sandık hesaplarını şimdiden bozacağız.

“İşte burada bir araya geldik, yarın da 1 Mayıs alanlarında bir araya geleceğiz. Türkiye halkları mücadeleyi yükseltmenin eşiğindedir. Eğer bugün olduğu gibi halklarımız her şeyiyle bir araya geldiyse bu mücadeleyi üzerimize düşen sorumluluğu eksiltmeden sonuna kadar sürdüreceğiz. Haklıyız, mutlaka kazanacağız.”

“Öyle bir zamandan geçiyoruz ki yalanlar iftiralar, talanlar her gün dünyayı Ortadoğu’yu ve ülkemizi kasıp kavuruyor. Çünkü bir avuç iktidar sahibi daha uzun süre o koltukta kalmak istiyor. Ortadaoğu’da halkları, inançları birbirinin karşısına koyup kırdırmaya çalışanlar biliyorlar ki yaptıklarının sonu gelecek. Her geçen gün daha fazla şiddete saplanıyorlar ama biliyorlar ki bu zülüm aynı zamanda onların sonunu getirecek.

“Afrin’liler bu ülkeye ne yaptılar da orası bu ülke tarafından işgal ediliyor. Bir gün olsun bir çakı taşı attılar mı? Afrin’deki Dilan bebek, Hatice ana, Hasan amcanın bu ülkede İstanbul’daki yoksul emekçiye nasıl bir zararı olabilir? Bu ülkenin halklarına karşı nasıl tutumu olabilir. Tabi ki yoktu. AKP-MHP ve diğer partiler elele verdiler ‘Afrin’den ülkemizin bekasına yönelik tehdit var’ dediler. Gerçekten tehdit var mıydı, hayır. Bu ülkede beka sorunu yok. Bu ülkede yönetimde olan AKP ve MHP’nin beka sorunu var.

“Biz biliyoruz ki dört parça Kürdistan’da Ortadoğu’da Türkiye’de ve Avrupa’da milyonlarca insan Kawalaşıp alanlara aktı. Milyonlarca Kürt ‘bugün Afrin günüdür’ dedi. Şimdi bize diyorlar ki ‘Biz Afrin’i işgal etmiyoruz, Afrin’i kurtarıyoruz’ Madem kurtarıyordun niye Afrinliler seni bayraklarla karşılamadı? Afrin Belediyesi’ne niye bayrak astın? Gerçekten kurtarsaydın milyonlar sel olur seni karşılardı. Ama biliyoruz ki gerçek bu değil. Afrin işgal edildi ama asla düşmeyecek.

“Özelde Afrin’e ama toplamda tüm Kürtlere yönelik politikalara baktığımızda görüyoruz ki kendi ülkesindeki Kürt sorununu çözememiş, Kürt’le barışamamış bir iktidarın yeryüzünde Kürtler adına ne varsa ona karşı koymasıdır. Sorun eşitlik, özgürlük, barış ve emek mücadelesi veren Kürtlere karşı zulüm sorunudur.

“2013’te Amed meydanında Newroz alanına bir mesaj okundu. Öcalan oradan milyonlara seslendi, ‘Artık demokratik çözüm sürecine gireceğiz’ dedi. Ne yaptılar? İki yıl oyaladılar sonra çözüm sürecinde gördüler, HDP’nin yükseliyor, demokrasi pekişiyor, kendi iktidarları gidecek, ‘Masa da yok, mutabakat da yok’ dediler yeniden savaş siyasetine sarıldılar. 7 Haziran’dan beri her gün cenaze geliyor. Biz buna karşı mücadele ediyoruz .

“Bugün sadece Kürtlerin sorunu değil, bu ülkenin tüm emekçileri, yoksulları aslında bu çarklının dişleri altında unufak edilmeye çalışılıyor. Çocuklarımızın geleceği çalınıyor. Buna izin vermemek zorundayız. Türk, Kürt, Alevi, Sünni tüm emekçiler, inançlar, halklar yanyana gelmek ve demokratik direnişi yükseltmek zorundayız. Gün, demokratik direniş günüdür. Faşizme karşı elele karşı durma günüdür.

“Biz çok konuştuk çok söyledik, bir tek şundan eminiz ki, irademizin arkasındayız. Bizim yoldaşlarımız, siyasi temsilcilerimiz zindanda ve yaşamın her alanında sözümüzün gereğini yerine getiriyorlar. Nerede olursak olalım, itiraz etmek ve itirazı örgütlemek zorundayız. Tüm cezaevindeki yoldaşlarımıza ve İmralı’da 5 Nisan’dan beri kendisinden haber alınamayan Öcalan’a selam gönderiyoruz. Newroz Piroz be.”

“Newroz vesilesiyle ‘Yüreği Soğumamış’ herkesi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

“Tarih bize gösterdi ki insan, güzellikten vazgeçemez. Güzellik de insansız edemez. Binlerce yıldır olduğu gibi, günümüzde de özgürlük için mücadele edenlerin tümü sonuçta güzellik için çarpışıyor. Dünyanın her bir köşesindeki özgürlük mücadelerine, insanların bu güzelim Newroz gününde selam olsun.

“Bu toprakları doğasıyla, insanıyla ‘kurutmaya’ çalışıyorlar. Çöl olsun istiyorlar. Çölleştirmeyi başaramadılar ancak. 2018’in yoklar ülkesi yaptılar.

“Özgürlük yok, eşitlik yok, barış yok, adalet yok, demokrasi yok, refah yok, sağlık yok, eğitim yok., sosyal güvenlik yok, iş yok, huzur yok, gelecek güvencesi yok, mutluluk da yok. Yok, yok, yok. İnsanca yaşayabilmemiz için gerekli olan hemen her şey yok.

“Evet, durum bu. Ancak bu ülkede bizler, yoku yok etmek için bir araya gelmiş; halklar, işçiler, emekçiler, kadınlar, gençler, Igbt-i bireyler, köylüler, çitçiler, esnaflar, yaşlılar, öğretmenler, şairler, hemşeriler. sanatçılar, akademisyenler, hekimler, edebiyatçılar ve öğrenciler ve daha niceleri olarak; umutsuzluğa, hayal kırıklığına, hele hele ki teslimiyete ve yalnızlığa asla ve asla kapı aralamamalıyız.

“Nasıl ki son olarak. OHAL’e mühürsüz oy pusulaları ve zarflara ve Yüksek Seçim Kurulu'na rağmen 16 Nisan 2017 referandumunda, birlikte mücadele ile başardıysak, buğun de daha gelişkin ‘Birlikte mücadele’ formlarıyla kalıcı başarıya ulaşabilir, yoku yok edebilmenin adımlarını atabiliriz.

“Bu topraklarda yüzlerce yıl birlikte, dostça yaşayıp kendisi kalabilmiş; Türkler, Kürtler. Araplar, Lazlar, Gürcüler. Romanlar, Çerkezler, Rumlar, Aleviler, Sünniler, Ermeniler, Süryaniler, Ezidiler, Yahudiler, özcesi tüm halklar ve inanç grupları olarak, 21. yüzyıl Türkiye’sinde de bunu yeniden başarıp daha da geliştirebiliriz.

“Newroz ateşinin yüreğimizi daha da ısıttığı bu günlerde dostluğun, eşitliğin, özgürlüğün, adaletin, barışın, demokrasinin ve ekmeğin yokluğunu ortak akıl ve kararlılıkla, birlikte mücadele ederek yok edebiliriz. Buna inancım ve sorumluluk sahiplerine güvencem tamdır.

“Yaşam çok şey demek! Yokun yok olduğu bir ülkeyi, bir dünyayı, hep birlikte yaratabilecek her şeye sahibiz. Hepimizin Newroz’u kutlu olsun! Newroz piroz be! Başaracağız, Başaracağız, Başaracağız. Em Ê Bi Ser Kevin, Em Ê Bi Ser Kevin! Kazanacağız, Kazanacağız, Kazanacağız! Em Ê Bikin, Em Qezene Bikin,  Em Ê Qezene Bikin!”

“Biz özgürlüğümüz için yürüdük. Kimse bu kahraman halkın karşısında duramaz. Bugün Afrin’de gençlerimizin kanını döküyorlar. Her bir zeytin tanesi özgürlüğü yükseltiyor. Kan dökücüler iyi bilsin her gencimiz kan emici Dehak'a karşı Demirci Kawa'ya dönüşmüştür.

“Newroz yeni gündür. Newroz özgürlük günlerin isteğidir. Biz kardeşlik diyoruz onlar kabul etmiyor. Çocuk ve annelerinizi katledeceğiz diyorlar. Bu kahraman halk ne zaman boyun eğmiştir.

“Mehmet Tunç'a bakın. Tanklarınız, toplarınız bu halk karşısında durmaz. Biliyoruz özgürlük kolay değil. Zor ve zahmetlidir. Öcalan'ın dediği gibi ya özgürlük ya da onurlu bir şekilde öleceğiz.”