Rize'de bulunan Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ), bölgenin en büyük hastanelerinden. Bina olarak büyük ve teknolojik yeterliliği olan hastanede, onkoloji doktorları kısa bir süre çalıştıktan sonra tayin istiyor.
TIKLAYIN - RTEÜ'de tek onkologun tayini çıktı
İstanbul'da ise kanser hastalarının en fazla gittiği İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi'nde, onkolog sayısı yeterli düzeyde ancak, hastalar kemoterapi için sırada beklemek zorunda.
Her iki farklı kentteki gözlemlerim, kanser hastalığının ve tedavisinin bölgeler arasında farklılık gösterdiği yönünde.
Kanserli hastaların durumu dünyada da pek farksız değil.
Gelir seviyesi yüksek yerlerde kanser riski fazla
Dünya Kanser Araştırma Fonunun (WCRF) verilerine göre, nüfus yoğunluğu dikkate alındığında gelir seviyesi yüksek ülkelerde kanser görülme sıklığı, orta ve düşük gelirli ülkelere göre daha fazla.
Gelişmiş ülkelerde her 100 bin kişiden 268’ine kanser teşhisi konulurken, az gelişmiş ülkelerde bu rakam her 100 binde 148 olarak belirtiliyor. Öte yandan nüfusun üçte ikisinin gelişmekte olan ülkelerde yaşadığı göz önüne alındığında dünya genelinde yeni kanser vakalarının yüzde 57'si düşük ve orta gelirli ülkelerde görülüyor.
En fazla kanserli hasta Danimarka'da
Ülkeler arasındaki dağılıma bakıldığında Avrupa ülkelerinin, nüfus oranına göre kanser görülme sıklığında üst sıralarda olduğu bliniyor. Dünyada nüfusa göre en yüksek kanser görülme sıklığına, her 100 bin kişide 338 kişi ile Danimarka'da rastlanırken Danimarka’yı, her 100 binde 300’den fazla kişiyle Fransa, Avustralya, Belçika, Norveç, ABD, İrlanda Güney Kore ve Hollanda takip ediyor.
Türkiye’de her beş ölümden biri kanserden
Dünyada her yıl 17 milyon, Türkiye’de ise 160 bin kişi kansere yakalanıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Mayıs 2017 verilerine göreyse, Türkiye'de her beş ölümden biri kanserden.
2023’de kanserli hasta sayısı iki milyonu aşabilir
Sağlık Bakanlığı'nın 2023 projeksiyonuna göre; her yıl çeşitli nedenlerle 175 bin yeni kanser vakası ortaya çıkıyor. Bu rakam, 2023'de 300 bine çıkacak. Aynı verilere göre, 2023'de kanser hastası sayısının iki milyonu aşacağı tahmin ediliyor.
Kanser, Türkiye’de ölümlerde, kalp krizinden sonra ikinci sırada yer alıyor. Yine Bakanlık verilerine göre, her yıl ise 80 bin kişi kanser nedeniyle yaşamını yitiriyor.
Sadece istatistiklere bakıldığında dahi Türkiye’nin en önemli halk sağlığı sorunlarından birinin kanser olduğu ortada.
“Süt bezesi sandım önemsemedim”
Karadeniz’de kanser hastalığı ile mücadele eden Aysun Paksoy anlatıyor.
Karadeniz Teknik Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunu Aysun Paksoy, İstanbul’da özel bir şirkette çalışırken, yaklaşık iki yıl önce ailesini ziyaret etmek için geldiği Hopa’da meme kanseri olduğunu öğrendi.
Birçok hasta gibi ilk başta hastalığına da inanmadı:
“Sol mememin altında bir kist fark ettim. Kızım Arte’yi emzirdiğim için süt bezesi sandım. Önemsemedim.”
Bir süre sonra memesinde ağrılar olunca Rize’deki Recep Tayyip Erdoğan (RTEÜ) Onkoloji Hastanesi’ne gitti:
“Doktorumun yüzünden hemen anladım. Ancak yine de insan kendisine konduramıyor. Hemşireye, ‘Eğer durum kötüyse tedavi için İstanbul’dan Hopa’ya geleceğim’ dedim. Hemşire de, ‘Eşyalarınızı toplarsanız iyi olur’ deyince doktorun açıklamasını beklemeden sonucu anladım. Yine de doktorun açıklamasını bekledim. Esas doktor söyledikten sonra inanamadım. Ağlamaya başladım. Henüz bir buçuk yaşında olan kızımı düşündüm.”
TIKLAYIN – Aysun Paksoy’un arkadaşlarının hazırladığı destek videosu
“Kemocanla buluşmam var”
Hastalığını öğrendikten sonra hemen Hopa’da bulunan ailesinin yanına taşınan Paksoy’un memeleri de tedavi için alındı. Sağlık durumu düzelmeyince doktorlarının isteği üzerine kemoterapi de alan Paksoy, hastalığının tedavi süreçlerini de sosyal medya hesaplarından paylaştı:
“Kemocanla buluşmam var etiketiyle paylaştım. Benim gibi binlerce kadın olduğunu gördüm. Birbirimize sosyal medya üzerinden destek oluyoruz. Hastanede de birçok arkadaşım oldu. Özellikle kadın hastalarla birbirimize destek oluyoruz.”
Paksoy Hopa’da yaşadığı için “kemocanla buluşması”na en az iki saat süren Hopa Rize arasındaki mesafeyi kat ederek gidiyor. RTEÜ Onkoloji Hastanesi’nin bölgenin en büyük kanser hastanesi olması nedeniyle Karadeniz’in her yerinden hastaların bu hastaneye geldiğini anlatan Paksoy, hastanenin sorunlarını da şöyle özetliyor:
“Hastane genelde siteril bir ortam var. Hemşireler ve hasta bakıcılar da anlayışlı herkes elinden geleni yapıyor. Ancak maalesef hastanede doktor yok. Bölgenin en büyük onkoloji hastanesi ancak gelen onkoloji doktorları ‘çok hasta var’ deyip gidiyorlar. Altı ay kalan bir doktor görmedim. Bizim hastalığımızda da aynı doktorun takibinde olmak önemli. Ancak, bu durum bu hastanede mümkün değil.”
Çapa'daki hastalar: Onkolog var, hastane temiz değil
İstanbul’daki kanser hastalarının en fazla gittiği hastanelerden biri de İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi.
Sabahın erken saatlerinden itibaren hastalar, Çapa Tıp Fakültesi’nin Onkoloji Polikliniği’nde kemoterapi için sıraya girmişler. Birçok hasta ismini açıklamak istemiyor.
Sıra bekleyen hasta grubunun birbirini tanıdığı ve birbirinin hastalıklarını takip ettiği görülüyor.
Bir hasta başka bir hastayı göstererek, “O’nunla konuş o buranın eskidir” diyor, başka bir hasta da söze başlıyor:
“Eskiden böyle değildi. Şimdi geliyoruz sıramızı alıyoruz ve sıra geldiğinde kemoterapi alıyoruz. Sadece tuvaletler temiz değil. Onkologlar çok iyi, kendilerini yetiştirmiş.”
Kemoterapi sırası bekleyen kanserli hastaların kimisinin banklarda uzandığı kimisinin de tekerlekli sandelyede uyukladığı görülürken, gözüme, hastanede tedavi gören lösemili hasta çocukların eğitim aldığı okul takılıyor.
Çapa'da lösemili çocukların eğitim gördüğü okul da var
Okulda hastanede tedavi gören 12 çocukla birlikte kemoterapi için gelen hasta çocukların da öğrenim aldığı bilgisine erişiyoruz. Emin Ali Yaşin İlkokulu Onkoloji Hastane Sınıfın yöneticisi Prof. Dr. Ömer Boran da, kendi çocuğunun da lösemi hastalığıyla mücadele ettiğini, hastalığı yendiğini ve şuan ünivesitede psikoloji eğitimi aldığını söylüyor.
Kanser hastalarının tedavi gördüğü Çapa Onkoloji Polikliniği’nden ayrılırken gözünüze şu yazı çarpıyor:
“Dünden öğren, bugün için yaşa, yarın için umut et.” (EMK/HK)
* Bu haberde Anadolu Ajansı'nda yayınlanan istatiksel verilerden yararlandık.
Fotoğraflar Evrim Kepenek