Fotoğraf: bianet/Arşiv
Taksi şoförü H.U.’nun, aracına binen kadın yolcuları izinsiz fotoğraflamaya çalıştığı haberinden hareketle biz de Bianet olarak, kadınların toplu taşıma kullanırken kendilerini ne kadar güvende hissettiğine dair bir araştırma yaptık. Konuştuğumuz 10 kadından 8’i toplu taşıma kullanırken kendini güvende hissetmediğini söyledi.
Özellikle kalabalık araçlarda ayakta dururken “sürekli tetikte olduklarını ve kendilerini korumak amacıyla genellikle araç kapılarında durduklarını” ifade ettiler:
"Geceleri takside korkuyorum"
Bilge B. :
“Hiçbir toplu taşıma aracında kendimi güvende hissetmiyorum. Taksi, otobüs, minibüs hiç fark etmez. Otobüslerde belki biraz daha kendimi güvende hissediyorum. İETT olduğu için şoförlere yaptırımının çok olacağını düşünüyorum. Özellikle geceleri takside korkuyorum ve arkadaşlarıma ya taksinin plakasını ya da canlı konumumu atıyorum.”
Simge
“Özellikle metrobüslerde kendimi daha tedirgin hissediyorum. Daha kalabalık olduğu için. Ayakta seyahat ettiğim zaman kendimi huzursuz hissediyorum çünkü o anda kendimi herhangi bir şekilde korumaya alamam.”
“Kendimi toplu taşımada güvende hissetmiyorum. Olabildiğince kimsenin bana değmemesini istiyorum ve bunun için de güvenli bir yere geçmek istiyorum.”
"Küçük bir çember içine hapsediliyoruz"
Kadınlar sokakta yürürken de toplu taşıma kullanırken de kendilerini güvende hissetmiyorlar. Özellikle akşam belli bir saatten sonra sokakların ve toplu taşımaların “güvensiz” olduğuna dair yerleşik algı biz kadınları eve hapsediyor. Bu ortam bizleri, kendimizi rahat ve güvende hissettiğimiz küçük bir alanda yaşamaya mahkum ederken, bu küçük “güvenli” alanlarımızdan çıkıp toplu taşımaya binmek her birimiz için birer stres unsuru haline geliyor. Üstelik bu “güvenli” alanlar da her geçen gün daralıyor.
Taksiler için de durum farklı değil. Toplu taşımayı “yüksek derecede güvensiz” bulduğunu söyleyen P.K. sözlerine şöyle devam etti:
“Sadece İstanbul’da değil, tatildeyken bile tek başıma taksiye binmiyorum. Genelde toplu bir şekilde, arkadaşlarımla binmeyi tercih ediyorum. Belli bir saatten sonra ise hiç binmem, gündüz ise de tedirgin olurum.”
Taksiyi hiçbir koşulda kullanmadığını söyleyen E.E. ise, toplu taşıma araçlarında erkeklerin rahatsız edici şekilde bakarak kendisini taciz ettiğini şu sözlerle ifade etti:
“Neden bilmiyorum ama toplu taşımada herkes çok bakıyormuş gibi hissediyorum. Özellikle dekolte veya dar bir şeyler giydiysem herkes bana bakıyor gibi geliyor.”
"Bacaklarını topla yerimi işgal etme eylemi tekrar başlasa!"
Gülizar N. de şunları söyledi:
"Otobüs, taksi, dolmuş, vapor, tren, metro, direksiyor hepsi biz kadınlar için büyük çaresizlik. Neden yaylana yaylana V açılan bacaklarla sıkışıp adeta kendimizi araçlarda yok etmeye çalışmaktan yorgun düşüyoruz.
"Erkekler bu yaylanma hakkını nerede kazanmış, yaylanmış erkek oturması neyin cüreti? Yaylanan erkek bacağını yaylanarak itekliyorum bazen, ya da erkeğin bacağının üzerine elimi koyup, "hayrola ne oluyor", " toplayın bacaklarınızı" diyorum. Uçakta yerimi gerekçesini açıklayarak o kadar çok değiştirdim ki!
"Ne mi oluyor? Dehşete düşüyorlar. Bu kadarla kalabilir mi? Pişkin pişkin "hak" peşinde koşuyorlar, nasıl bir cüretse. Yalnız, benim yaşım ileri, rahat yapıyorum bu müdahaleleri, polise de silahını üstüme üstüme doğrultma diyorum mesela. Metrodaki üzeri çarpılı bacaklarını yaymış erkek görseli sadece benim gibi ihtiyarlar için olmadığına göre gençlerin müdahale etmesinin o kadar kolay olmadığını biliyorum.
"Keşke Feministlerin “bacaklarını topla, yerimi işgal etme” kampanyasını yeniden hızla hep birlikte canlandırsak!
Gece eve dönerken kadınların tedirgin hissetmesi “O saatte orada ne işi varmış?” gibi mağdur suçlayıcı cümlelerle normalleştirilmeye çalışılıyor fakat kadınlar gündüzleri de toplu taşıma kullanırken rahat değil. Bu sefer de “Üstünde ne varmış?” benzerinde sorulan sorularla erkeklerin tacizine kılıf uyduruluyor.
Konuştuğumuz 10 kadından 6’sının toplu taşıma kullanırken erkekler tarafından taciz edildiği bilgisine ulaştık. Ne giydiklerinin, saat kaçta kimlerle olduklarının hiçbir önemi yoktu.
Bu ve benzeri soruların tacize kılıf uydurmak olduğunun anlaşılacağı, biz kadınların artık sokaklarda, toplu taşımalarda özgürce ve rahatça gezebileceği, istediğimiz gibi giyinmenin bir “cesaret” göstergesi olarak algılanmayacağı günlere.
Ne Olmuştu?
İki gün önce (11 Eylül) Fulya’dan Beşiktaş’a gitmek isteyen iki kadın yolcu, bindikleri taksinin şoförünün yoldan geçen bir kadını gizlice fotoğraflamaya çalıştığını görünce, duruma tepki gösterdi.
Kadının fotoğrafını gizlice çekmesinin taciz olduğunu belirten ve bu anı cep telefonlarıyla kayıt altına alan yolcular, “Taciz değil hanımefendi.” cevabı ile karşılaştı.
Polisten kaçmaya çalıştı
Kendi fotoğraflarının da çekildiğinden şüphelenen yolcular, taksiciden en yakın karakola gitmesini ve galerisini polislere göstermesini istedi. Söz konusu videoda, kadın yolcuların “Sizin böyle bir hakkınız yok, galerinizi açın” söylemlerine karşılık taksi şoförünün galerisindeki fotoğrafları silmeye çalıştığı görüldü.
Ayrıca kadın yolcuların yardım istediği yoldaki polisten de “Bir saniye, bir sorun var.” diyerek kaçmaya çalışan taksici H.U.’nun Toplu Taşıma Aracı Kullanım Belgesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından süresiz iptal edildi. Yapılan açıklamada, H.U.’nun Toplu Taşıma Aracı Kullanım Belgesi’nin askıda olmasına rağmen şoförlük yapmaya devam ettiği bildirildi.
(EK/EMK)