Meslek Odalarının 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı hakkında iptal istemiyle açtıkları davanın gerekçeleri ise şöyle:
- Çevre Düzeni Planı'nında yer alan Galataport, Zeyport, Haydarpaşa, Kartal vb. projeler nedeniyle parçacıl yaklaşımların bütüncül planlama anlayışına zarar vermesi,
- İstanbul'un pazarlanması ve rant amaçlı olan projelerin İstanbul'un doğal ve tarihi gelişimini olumsuz etkileyeceği,
- Konut alanı olarak görülen Ataşehir'in, Başbakan'ın talimatıyla merkezi iş alanı olarak gösterilmesi, 2006 yılındaki Çevre Düzeni İl Planı'nda merkezi iş alanı sadece Kozyatağı olarak görünürken yeni plan çerçevesinde İdare Mahkemesi'nin yürütmeyi durdurma kararı vermesine rağmen Kozyatağı-Ataşehir olarak tarif edilmesi,
- Kentin yaşam kaynakları olan su ve orman alanlarının bulunduğu Kuzey bölgesinin yapılaşmaya açıldığı, 2B alanlarına alt merkez fonksiyonu vererek yerleşimin kuzeye doğru yayılmasını sağlaması,
- 2006 tarihli İl Çevre Planında, İstanbul'un batı yakası olan Gümüşyaka-Çanta-Değirmenköy bölgesinin Mutlak Korunması Gereken Alan iken yeni planla genişleme alanı, sanayi alanı, donatı alanı, tarımsal niteliği korunacak alan gibi fonksiyonlarla yerleşime açılması,
- Mutlak Korunması Gereken alanlardan olan Silivri ve Çanta arasında, E-5 altında kalan alanın bir kısmı İleri teknoloji Alanı, bir kısmı Eğitim ve Teknoloji Alanı, bir kısım Fuar Alanı, bir kısmı da Kentsel ve Bölgesel Donatı olarak gösterilip yapılaşmaya açılması,
- Silivri E-5 Kuzeyinde "Tarımsal Niteliği Korunacak Alan" üzerine 3. bir hava alanı düşünülerek parçacıl proje anlayışı ile yeni bir cazibe alanı yaratılmak istenmesi,
- Küçükçekmece İçme Suyu Havzası olmaktan çıkarılarak yapılaşmaya açılması,
- Küçükçekmece gölünün kenarındaki Arkeolojik Sit Alanı, yeni planda üniversite alanı olarak gösterilirken, sahil kısmı ise Kentsel ve bölgesel yeşil ve spor alanı olarak yapılaşmaya açılması, sit alanlarının korunmasını bozması,
- 2B alanlarındaki yerleşmelerin açıkca kabul edildiği, örneğin Ümraniye'deki 2B bölgesinin meskun alanmış gibi ya da Boğaz'daki 2B alanlarının mevcut alanmış gibi gösterilmesi,
- Su havzalarının korunması değil kullanılması mantığıyla yaklaşıldığı,
- Marmara Denizi'nde turizm, rekreasyon ve eğlence amaçlı yapay adalar yapılmasının İstanbul'un doğal yapısının korunması ve yaşatılmasında tehdit oluşturacağı,
- Doğa Odaklı Turizm alanlarında otel yapımına izin vererek yapılaşmaya açması'nın orman ve su havzaları yanında olması nedeniyle doğal ve ekolojik ortamı bozacağını,
- Orman ve tarım alanlarında Ekolojik Tarım Alanı olarak kullanılmasının, turizme açmanın yolu olarak kullanılabileceği,
- Gelişimi ve yoğunluğu denetim altında tutulacak alanların önemli ekolojik alanlar olduğu, yeni planla bu bölgelere özel proje planlar yapıldığını,
- Gelişimi ve yoğunluğu denetim altında tutulacak alanlardan en büyüğü olan Riva bölgesinin Riva Yerleşimi Kültür-Turizm-Sağlık-Spor Köyü Proje Alanı olarak İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı tarafından yeni plana işletildiğini,
- Diğer önemli ekolojik alanlardan olan Şile ve Ağva'ya gelişme alanı, Riva'ya ise yat limanı kararı getirilmesinin ekolojik alanları korumada olumsuz etkileyeceğini,
- Sit alanları arkeolojik, 1. ve 2. derece, doğal, kentsel gibi tanımlanmadığını, bu alanlara yapılacak gerekli korumanın belirtmesi gerektiği,
- Kentsel ve bölgesel donatı alanları ile lojistik alanların tanımının net olarak yapılmadığı,
- Gümüşdere-Yeniköy arasındaki Karadeniz kıyı kuşağı, turizm, konaklama, rekreasyon alanına açılmasının orman ve kıyı alanlarına zarar verebileceği,
- Yer altı su kaynaklarının bulunduğu Silivri gibi ilçelerde yoğunluğun arttığı, bunların da su kaynaklarına zarar vereceği. (İP)