İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe ve Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Sekreteri Tayfun Kahraman, İstanbul’da beklenen büyük depreme karşı 1999’dan beri yapılan çalışmaların son derece yetersiz olduğunu belirtti.
Yalova'nın Çınarcık ilçesinde önceki gün (12 Mart) gerçekleşen 4.8 büyüklüğündeki depremin ardından İstanbul’u tehdit eden deprem gerçeği yeniden gündeme geldi.
Gökçe: 1999’dan beri çok şey konuşuldu ama pek az şey yapıldı
"1999 depreminden bu yana çok şey konuşuldu ama uygulamada pek az şey yapıldı" diyen Gökçe, İstanbul’da gerçekleşecek olası bir büyük depreme karşı ciddi bir hazırlık yapılmadığı kanısında:
- 1999’dan bu yana hastane, okul, köprü, karakol, itfaiye, müze vb. kamu binalarının sadece yüzde 5’i güçlendirilebildi.
- 3.5 milyon civarında konutun ancak yüzde 1’i güçlendirildi. Mevcut konutların yüzde 70’i kaçak, yani mühendislik hizmeti almadan yapılmış. Yüzde 90’ınınsa yapı kullanma izni, iskanı yok. Depreme dayanıklı olduğu iddia edilen yeni yapılarda da problemler var. Büyük bir depremde 50-70 bin bina yerler bir olacak; 50-150 bin insan hayatını kaybedecek; bir milyon kişiyse evsiz kalacak.
- Hangi imalathanede ne üretildiğine dair yeterli bilgi elde edilemedi. Kentimizde yangın riski taşıyan tesisler var. Bunların yüzde 76’sı ruhsatsız çalışıyor. Davutpaşa’daki patlamaya neden olan işletme gibi 30 bin işletme var. Büyük bir depremde çok ciddi sorunlar yaşanacak. 500 bin ile 1.5 milyon arasında insan işsiz kalacak. İstanbul’a önemli miktarda elektrik sağlayan Alibeyköy’deki santral hasar görecek.
- Yeşil alanlar yok edildi. Her yer inşaat alanına çevrildi. Deprem sonrasında insanların toplanabileceği alanlar kalmadı.
- İnsanlar İstanbul’dan kaçacak; kafa ve kol emeği kaybı ekonomik büyümeyi durduracak; salgın hastalıklar görülecek; siyasi otorite boşluğuna açık bir ortam, ekonomik ve toplumsal kaos oluşacak.
Kahraman: Yoksullar daha büyük risk altında
1999’daki büyük depremden sonra ilgili kamu kurum ve kuruluşlarıyla ciddi bir mesai yaptıklarını söyleyen Kahraman, bu dönemde ortaya konan eylem planları ve projelerin hayata geçirilmemesinden yakındı.
Zamanla depremin yerel yöneticilerin ve hükümetin gündeminden çıktığını dile getiren Kahraman’a göre büyük bir deprem öncelikle yoksul vatandaşları tehdit ediyor:
"Kentsel yapı çok kırılgan. İnsanlar bunun farkında oldukları için 1999’dan sonraki mevzuata göre yapılan binalara taşınıyorlar. Bunlar daha dayanıklı yapılar. Özellikle üst gelir grubundan vatandaşlar bu hareketlenmeyi daha hızlı gerçekleştiriyor. Kentsel yapının kırılganlığı kaçak yapılaşmış alanlarda daha da artıyor. Oralara gittiğimizde vatandaşlarla konuşuyoruz, konutlarının güvenli olmadığını anlatıyoruz. Bunu onlar da kabul ediyor. Yeniden yapılanma lazım; fakat bu da kamu marifetiyle hayata geçirilebilir. Bu vatandaşların maddi gücü yok." (KM/GG)