İstanbul Boğazına Üçüncü Köprü Cinayettir

Arnavutköy-Vaniköy arasına yapımı planlanan üçüncü köprü projesi yeniden gündemde. Boğaziçine köprü yapılmasıyla ilgili sürdürülen tepkilere karşın, yeniden üçüncü köprü yapımının konuşulmaya başlanması sivil toplum kuruluşlarını da harekete geçirdi.

Arnavutköy Semt Girişi 'nin öncülüğünde, bir kez daha, üçüncü köprüye tepkilerini koymaya hazırlanan İstanbullular, kentin kuzeyine yapılacak bir köprünün su havzalarını ve ormanlarını olumsuz etkileyeceğini belirtiyorlar.

"Kuzeye doğru artan bir yapılaşmayı teşvik edecektir. Böyle bir köprü, sadece transit geçişlere hizmet edecektir. İstanbul'daki iki köprü üzerindeki transit geçişler, toplam trafiğin yüzde 4-5'i kadardır. Bu nedenle, kuzeye üçüncü köprü yapılırsa, Karayolları kısa bir süre sonra içinde 'kent içi trafik sorunu çözülmedi' diyerek dördüncü bir köprüyü isteyecektir".

Karayollarının "metro sistemi yaygınlaşmazsa, dördüncü, beşinci köprüye de ihtiyaç olacak" şeklindeki bir itiraflarının, geçtiğimiz yıllarda medyada yer aldığı hatırlatılarak, "Yollar tıkandığında yeni yollar, köprüler tıkandığında yeni köprüler planlamak, ulaşım sorununu ağırlaştırmaktan ve günlük yaşamı çekilmez bir hale getirmekten başka işe yaramayacaktır" deniliyor.

Karayollarından emekli bürokratların oluşturduğu Vecdi Diker Grubu 'nun geçtiğimiz haftalarda yayınlandığı raporda, üçüncü köprü için ideal bölge olarak Arnavutköy- Vaniköy arası açıklanıyor.

Tarihsel ve kültürel değerleri hiçe sayan bu anlayışın, kent içi ulaşım sorununu çıkmaza sürüklediği üzerinde durularak, şunlar söylendi:

"Arnavutköylüler köprüler tuzağına düşmeyecektir. Boğaziçi'ne sahip çıkmakta kararlıdır. Boğaziçi'nin her noktası bizim için aynı değerdedir. 3. Köprü projesi bir cinayet girişimidir"

Çözüm tüp geçit

İstanbul'un ulaşım sorununu çözümlemenin kıza değil uzun vadeli projelendirmelerle söz konusu olabileceğine değinen Arnavutköy Semt Girişimi'ne destek veren STK'lar, çözümü, toplu ulaşım sisteminin yaygınlaşmasında ve Marmaray Raylı Tüp Geçiş projesinin bir an önce hayata geçmesinde görüyor.

Tüp geçişin kapasitesinin, 7-8 köprünün kapasitesine eşdeğerde olduğunu belirten Girişim, "Günümüzde çevre bilinci öne çıkmıştır. Yurttaşların onayı olmadan, devletin yaşam alanlarını tümüyle değiştirmesi artık mümkün değildir" diyor.(AD)