İnşaat Mühendisleri Odası, İstanbul Belediyesi'nin bu yıl "Bahara Hazırlık" çalışmalarına ayırdığı 100 milyon dolarla 750 okulu depreme karşı güçlendirebileceğini açıkladı.
Oda, yedi yıl önceki 17 Ağustos Kocaeli Depremi'nin yıldönümüyle ilgili yaptığı açıklamada, depremle ilgili söylenmedik bir şey kalmamasına karşın, yönetimlerin yalnızca "yara sarma"ya yönelik çalışmalar yaptığına, ama somut bir adım atılmamış olmasına dikkat çekti.
"Oysa Türkiye’nin köklü, kalıcı, önleyici ve zararı azaltıcı önlemlere ihtiyacı var."
İnşaat mühendislerinin atılması gereken adımlara dair önerilerinden bazıları şöyle:
- İmar ve afet mevzuatlarının hazırlanması, kentlerde servisli kentsel arsa üretiminin gerçekleştirilmesi,
- Göçün neden olduğu sağlıksız kentleşme ve kaçak yapılaşmanın önlenmesi,
- Emredici plandan, tanımlayıcı plana geçilmesi,
- Coğrafi bilgi sisteminin oluşturulması ve uydu teknolojilerinin kullanılması,
- Dış kaynaklı fonlar yerine genel bütçeden önemli bir payın önlemler için ayrılması,
- Mevcut Yapı Denetim Yasası ve Doğal Afet Sigortası'nın (DASK), ihtiyacı karşılayacak şekilde düzenlenmesi,
- İnşaat Mühendisleri Odası’nın kendi bünyesinde uygulamaya başladığı Yetkin Mühendislik Yönetmeliği'nin yasalaşması.
TMMOB: Depremden korunmak en temel insan hakkı
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) de açıklamasında, mühendis, mimar ve şehir plancılarının deprem riski konusundaki sürekli yinelediği uyarıların, siyasal iktidarlarca dikkate alınmadığını bildirdi.
Depremlerdeki can ve mal kayıplarının yüksek olmasındaki birincil nedeninin imar afları olduğunu söyleyen TMMOB ulusal deprem politikası oluşturulmasını ve hayata geçirilmesini istiyor.
TMOB, depremlerden korunmanın temel bir insan hakkı olduğunu vurgularken, yerleşme ve yapılaşma için yeni yasalar yapılması, yasaların uygulanması, sağlıklı denetim yapılması gerektiğini belirtti.
Makina Mühendisleri Odası: Deprem bölgesi riskli tesislerle dolu
Makine Mühendisleri Odası da, Karadeniz, Marmara ve Ege'deki deprem bölgelerinde birçok riskli sanayi tesisi bulunduğuna dikkat çekti.
- AKÇAGAZ yangınında görüldüğü gibi, bir tesiste çıkacak olası bir yangın veya patlama diğer tesislere de sıçrama tehlikesine açık. Bu tür tesislerin birbirlerine güvenlik–yaklaşma mesafeleri konusunda gerekli çalışmalar yapılmalı, standartlar ve koşullar imar mevzuatına aktarılmalı.
- Deprem bölgelerinde bulunan LPG Depolama ve Dolum Tesisleri gibi tüm endüstriyel tesislerin risk analizlerinin yapılması sağlanmalı. Güvenlik mesafelerinin taşıdıkları risklere göre yeniden belirlenmesi gerek. Bu mesafeler içindeki yerleşim alanlarının kamulaştırılma finansmanı tesis sahipleri tarafından sağlanmalı, bu alanlar Bakanlar Kurulu kararıyla “afet bölgesi”, “yapı yasaklı alan” ilan edilmeli.
- Binalar ve sanayi tesislerindeki mekanik tesisat ve doğal gaz tesisatlarına ilişkin kamuoyunun bilinçlenmesi sağlanmalı. (TK)