İstanbul Barosu, 2025-2026 Adli Yılı’nın ilk gününde İstanbul Barosu’nda basın toplantısı düzenledi. Açıklama sonrasında baro binasına "Kara Yıl" yazılı pankartı asıldı.
İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Özden Kaboğlu ve yönetim kurulu üyeleri tarafından asılan pankartta, "Savunmanın susturulmaya çalışıldığı, adaletin olmadığı Kara Yıl" ifadeleri yer aldı.
Baro yönetimi, "Savunma Susmadı, Susmayacak" sloganıyla alkışlı protesto gerçekleştirdi.
Pankartın altında sıralanan maddelerde, avukatların mesleklerini icra ederken karşı karşıya kaldıkları baskı ve saldırılar şöyle ifade edildi:
"Geçinemiyoruz
İtibarsızlaştırılıyoruz
Sömürülüyoruz
Engelleniyoruz
Saldırıya uğruyoruz
Hedef gösteriliyoruz
Tacize uğruyoruz
Tehdit ediliyoruz
Gözaltına alınıyoruz
Yargılanıyoruz
Tutuklanıyoruz
Öldürülüyoruz!"
Baroda üzenlenen basın açıklamasında konuşan Kaboğlu, "Bu koşullar altında geride bıraktığımız adli yılı kara yıl olarak nitelemek zorundayız" dedi ve "Yeni adli yılın bir öncekinden daha iyi olması için durmaksızın çalışmaya ve mücadeleye devam" çağrısı yaptı.
Yaşanan hak ihlalleri
Kaboğlu, yaptığı açıklamada İstanbul Barosu komisyon ve merkezlerinin önceki adli yılda tespit ettiği başlıca ihlalleri 6 başlıkta sıraladı:
- Avukatlara yönelik gözaltı işlemleri adli ve cezaevlerine keyfi erişim kısıtlamaları, müvekkille görüşme hakkının engellenmesi ve görev sırasında fiziksel müdahaleler hem mesleğimizi hem de yurttaşların adalete erişimini tehdit etmektedir.
- Genç avukatlar sosyal adaletsizliğin bir sonucu olarak işsizlik sorunu yaşıyor, yoksulluk sınırının altında özlük haklarından mahrum bir şekilde çalıştırılıyor, mobinge her gün yeniden maruz kalıyor. Güvencesizliğin en belirgin sonuçlarını yine işçileşen genç avukatların deneyimlediği gerçeği önümüzde duruyor.
- Grev yasakları anayasayı ve uluslararası sözleşmeleri açıkça ihlal etmektedir. İş cinayetlerinde süreklileşen cezasızlık politikaları her gün yeni ölümlerde karşımıza çıkmaktadır. Failler korunmakta, işçiler hayatlarını kaybetmektedir.
- Şiddete uğrayan kadınlar mahkemeler önünde de eşitlikten yoksun bırakılmakta, cezasızlık politikaları şiddeti artırmaktadır.Cinsel ilişkinin reddinin haksız tahrik nedeni sayıldığı yargıtay kararı, miras hakkının ve hatta topyekûn medeni kanunun tartışmaya açılması, uygulanmayan koruma tedbirleri ve bu tedbirlerin uygulanmaması nedeniyle bugün hayatta olmayan yüzlerce kadın...Tüm bu kara tabloda baromuz, dava süreçlerinde müdahil ve gözlemci olarak kadınların adil yargılanma hakkını savunuyor, baromuza başvuran kadınlarla görüşerek dayanışma sağlıyor.
- Hapishanelerdeki keyfi uygulamalar ve idari gözlem kurullarının yanlı kararları, kişi özgürlüklerini ve yaşam hakkını tehdit etmeye devam etmektedir. Bu konuda kuyu tipi hapishaneler gerçekten hapishanelerimizin en kara yüzüdür.
- Hak ve özgürlüklerini savunan milyonlarca yurttaş için işkence, toplantı ve gösteri yürüyüşlerine müdahalelerle tekrar sokağa inmiş, gözaltı ve yakalama işlemlerinin uygulanmasıyla evlere ve işyerlerine girmiştir. Suça ilişkin bir önlem olan tutuklama kurumu tümüyle keyfi olarak kullanılmıştır.
(AB)








