İstanbul Barosu Yönetim Kurulu, Kadın Hakları ve Çocuk Hakları merkezlerinde nöbet ve dosya atama listelerinin adli yardım çatısı altında birleştirilmesine karar verdi.
Kararın ne anlama geldiğini İstanbul Barosu avukatlarından ve Kadınlara Hukuki Destek Merkezi Derneği'nden (KAHDEM) Habibe Yılmaz Kayar'a göre merkezlerin dağıtılıp adli yardım çatısı altında birleştirilmesi; merkezlerin uzmanlaşmış danışma ve hukuki destek faaliyetini önleyici nitelikte.
"Uzmanlaşma ortadan kaldırılıyor"
Kayar "Kadınlar ve çocuklar, adalete erişimde en fazla sorun ve engelle karşılaşan gruplar. Şiddet mağdurlarına danışma ve destek verilirken veri kaybı olmadan görüşme yapmak için ayrıca bir eğitim almak gerekiyor. Kadınların talep ettikleri hukuki yardım konusunda da meslek içi eğitim almak özellikle aile içi şiddet konusunda hızlı ve etkili hareket edebilmek için donanımlı avukatların bu desteği vermesi çok önemli" dedi.
Kayar, danışma ve destekleyici faaliyetlerin tanıtımı ve kadın/çocukların hak arama özgürlüğünün tesisi için yeni olanaklar oluşturulması gerekirken İstanbul Barosu Yönetim Kurulu kararının kadın ve çocukların aleyhine bir durum yarattığını savundu.
Avukat "Sonuçta kadın ve çocuklarla ilk görüşmeyi ve dosya takibi yapan avukatların meslek içi eğitimden geçmiş olup olmadıkları gözetilmeyecek ve sıradan atama yapılacak" dedi.
"Barodan; sadece kadın ve çocuk değil diğer sorun yaşayan gruplar için özel, uzmanlık alanları ve merkezler oluşturmasını beklerken zaten sınırlı sayıda olan ve büyük emeklerle bugüne taşınmış merkezlerin gerekçesi açıklanmadan kapatılması kadınlar bakımından umutsuzluğa yol açacak bir değişiklik."
Kayar'a göre adli yardımdan dosya alan avukatların çalışma alanlarının dikkate alınmaması sanıldığından daha vahim olumsuzluklara neden olabilir ve bu "adalete ulaşmakta ciddi zorluklar yaşayan kadınların, çocukların adalete ulaşmalarının daha fazla engellenmesi ve verilen danışmanlığın niteliğinin aşağıya çekilmesidir."
"Baro bunu ilk kez yapmıyor"
Kayar Baro yönetiminin iki yıl önce de Kadın Hakları Uygulama Merkezi (KHUM) ile Kadın Komisyonunun birleştirilmesine karar verdiğini hatırlattı.
"Fakat bu alınan karar KHUM üyelerine bildirilmemişti. Hemen sonrasında Merkezin adından 'uygulama' sözcüğü kaldırılarak 'kadın hakları merkezi' denmiş ve merkez üyesi 700'den fazla avukata şimdi olduğu gibi mesajla bile haber verilmeden neredeyse gizli bir çalışma grubu seçimi yapılmış, merkez başkanlıkları yönetim kurulu tarafından atandı."
Kayar itirazcıların yönetime usule uygun olmayan seçimin iptali için dilekçe vermelerinin sonuç vermediğini aktardı.
"İki yıl önce olanlarla bu gün olanlar arasında çok önemli bir ilişki olduğunu, bugün adalete ulaşım konusunda yaşanan sorunun aslında bir demokrasi sorunu olduğunu, birinde yaşanacak kaybın diğer alanı da kayba uğratacağını düşünüyorum." (EZÖ)