Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı temsilcisi Faruk Pekin ve Tarih Vakfı temsilcisi Halim Bulutoğlu, katılımcı bir süreç yaratılamadığı gerekçesiyle İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı (AKBA) yönetiminden istifa etti.
Bir grup sivil toplum gönüllüsünün başlattığı ve Avrupa Birliği Kültür Bakanları Konseyi'nin onayıyla 2006'da resmileşen proje tamamen belediye ve hükümetin yönetimine girdi. Proje kapsamında bir yasa çıkarılmış, önümüzdeki sene boyunca düzenlenecek bir dizi etkinliği planlamak, yasayla ayrılan kaynakları dağıtmak üzere bir ajans kurulmuştu.
Martta Yürütme Kurulu Başkanı Nuri Çolakoğlu ve üç üye, İskender Pala, Metin Sözen ve Gürhan Ertür yönetimden istifa etmişti. Haziranda Dikmen Gürün ve sonra da Serhan Ada projeden ayrılmıştı. Danışma Kurulu'nda görev yapan Pekin ve Bulutoğlu, marttaki istifaların ardından Yürütme Kurulu'na seçilmişti.
Yürütme Kurulu'nun diğer üyeleri şöyle: Şekip Avdagiç (Başkan), Ahmet Emre Bilgili (Kültür Bakanlığı), Ahmet Tanyolaç (Vakıflar Genel Müdürlüğü), Ataman Onar (İstanbul Sanayi Odası-İSO), Sabri Kaya (Valilik), Yılmaz Şener (İştirakler Daire Başkanı).
"STK'ler dışlandı"
Pekin beş sayfalık istifa metninde, 2000'de Avrupa Kültür Başkenti çalışmalarını başlatan girişim grubunun, yönetim kurulu ve genel ajans çalışmalarından inatla dışlanmak istendiğini söyledi. Danışma Kurulunun işlevsizleştirildiği vurgulayan Pekin, özellikle de Bütçe ve İhale Komisyonu'nun oluşumunun "yasa dışı olduğu"nu belirterek istifasını verdi.
Pekin, kanun gereği komisyondaki beş kişiden ikisinin sivil toplum temsilcisi olmak zorunda olduğunu, İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve İSO'nun zorunlu meslek kuruluşu olup, sivil toplum kuruluşu sayılamayacağını belirtti.
"Kültür-sanat yerine ticaret konuşuldu"
Pekin, Yürütme Kurulu'nun Danışma Kurulu'na danışmadığını; karar süreçlerinde şeffaflık sağlanmadığını söyledi. Mali denetim için profesyonel destek alınmadığı belirterek proje kapsamında öngörülen Hasanpaşa Gazhane, Rami Kışlası, AKM gibi kültürel miras yapılarının onarım sürecinin iyi yönetilmediğini vurguladı.
Ayrıca, kamu-sivil toplum ortaklığının kalmadığı AKBA'nın "anti sanat" ve "satın almacı" mantıkla yönetildiğini, "kültür ve sanat" yerine hep "satın alma"nın konuşulduğunu söyledi.
Ajans işlerinin yürütülmesinde hakim olan "devletçi kafayı" eleştiren Pekin, personel politikası ve iş verimliliği açısından da sorumlulukların, yetkilerin, cezaların ve ödüllendirmelerin belli olmadığını belirtti.(İP)