Geçtiğimiz ay askerlik celplerini ateşe veren İsrailli gençlerin eylemlerine tanıklık etmiştik. İsrail’de hem kadınların hem de erkeklerin askerliğe gitme zorunluluğu var. Askerlik süresi iki yılı aşıyor. Fakat bugün askerliğe gitmeyi reddedenlerin önemli bir kısmı, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırım savaşına ortak olmamak için vicdani reddini açıklıyor.
Itamar Greenberg, bu gençlerden biri. Kendisi bu kararının bedelini 18 yaşında olmasına karşın hapis cezasıyla ödedi. Üstelik son 20 yılın en uzun vicdani ret hapis cezasına çarptırıldı. Hâlâ da toplumsal anlamda bedel ödemeye devam ediyor. İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı olduğu için sokakta türlü saldırılara maruz kalıyor.
Greenberg ile vicdani ret kararını ve maruz kaldığı hak ihlallerini konuştuk.

İsrailli feminist örgüt: Militarizm, yaşamın her alanında
Siyonist propaganda
Öncelikle, İsrail Ordusu’nda askerlik yapmayı reddetme kararınız hakkında bize bilgi verebilir misiniz?
Geçen ağustos ayında İsrail ordusuna katılmam gerekiyordu. Ancak ben askere gitmeyi reddettiğimi açıkladım, beni tutuklayıp hapse attılar. Mart ayına kadar toplam altı ay hapiste kaldım, sonra serbest bırakıldım ve muafiyet aldım.
Şimdi bir aktivistim, insan hakları aktivisti. İşte benim hikâyem böyle.
Diğer İsrailli gençler ne düşünüyor? Sizce Gazze'deki son savaştan sonra askere gitmeyi reddeden gençlerin sayısı artıyor mu?
İsrail toplumunun çoğu aşırı faşist, milliyetçi. Siyonist propaganda son derece sert. İnsanlar Filistinlileri göremiyor. Ve şimdi Gazze’deki soykırım zamanında her şey çılgınca, sokakta yürümek imkânsız. Şahsen tanınıyorum. İnsanlar beni tanıyor, üzerime tükürüyor ve bana hakaret ediyorlar.
Etrafınızdaki herkesin bir soykırımın parçası olduğunu biliyorsunuz. Bir noktada ben de. Herkes. Tüm dünya. Sokakta yürümek işte böyle bir his. Bu sadece bizim soykırımımız değil. ABD ve Avrupa da bu soykırımın bir parçası. Ama evet, daha fazla insan, daha fazla insan, daha fazla insan askerliği reddediyor. Yavaş yavaş.
Reddedenlerin sayısı çok az; ancak kesin bir artış var. Umarım reddedenlerin sayısı daha da artar, çünkü İsrail’de askere alınma tabusunu yıktık. Artık, Filistinlileri umursamayan, hatta sadece kendilerini düşünen veya rehineleri önemseyen insanlar da askerliği reddediyor. Ama benim için sorun değil, çünkü soykırıma karşı çıkmak için daha iyi bir sebep yok.

“Son 20 yılın en uzun hapis cezasını yattım”
İsrail’de askerlik hizmetini reddetmenin ne gibi hukuki sonuçları var? Tarihsel arka planı nedir?
İsrail’deki reddediş hareketi, İsrail devletinin kuruluşundan beri devam ediyor. Aslında, Siyonizm’in ortaya çıkışıyla hemen hemen aynı zamanlarda, kimi insanlar apartheid rejimini daha ilk günden reddettiler. İsrail’in bu reddedişe yanıtı hapis cezası oldu. Az önce söylediğim gibi. Yani çoğu refusnik (retçi) akıl sağlığı kaynaklı, tıbbi vb. bir şekilde muafiyet elde edemiyor ve birkaç aylığına hapse giriyor. Son 20 yılın en uzun hapis cezasını çektim, yarım yıl (197 gün) hapis. Bu, 20 yılın en uzun hapis cezasıydı ama zaten yarım yıla kadar ceza veriliyor.
Biraz daha açmak gerekirse eğer, bu kararın ardından siz ve arkadaşlarınız şahsen nelerle karşılaştınız?
İnsanlar sokakta ve internette size hakaret yağdırıyor, çok ama çok fazla nefret ile dolu. Ama bunu zaten söylemiştim. İsrail toplumundaki direnişin bir parçası olmanın gerçekliğinden bahsedeceğim. Burada bir İsrailli olarak doğduğumu söyleyebilirim. İster beğeneyim ister beğenmeyeyim, ben bir İsrailliyim. İsrailli olarak doğmayı ben seçmedim ama bunu, bir ayrıcalık gibi, İsrail ve Siyonizm’in suçlarıyla savaşmak için kullanıyorum.
Böyle yaşamak çok zor. Yaklaşık iki haftada bir gözaltına alınıyorum. Sürekli kelepçe takılmaktan artık ellerim sertleşti. Sürekli dövülüyorum ve insanlar benden nefret ediyor. Ama sorun değil, bu da görevimin bir parçası. (KA/TY)








