İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ve Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) ayrı ayrı açıklamalarında, İsrail'in de Hizbullah'ın da uluslararası insan hakları hukukuna uygun davranmasını istedi.
İsrail'in Hizbullah'ın iki İsrail askerini kaçırmasını gerekçe göstererek Lübnan'ı abluka altına alması ve Beyrut'u bombalaması sonucunda, 50'den fazla sivil öldü.
UAÖ: İsrail savaş suçu işliyor
UAÖ, "İsrail ve Lübnan hükümetleri ile Hizbullah, sivillere ve sivil yerleşimlere karşı devam eden saldırıları durdurmak için acil adımlar atmalıdır. Bu tarz saldırılar, uluslararası insan hakları kanunlarının açıkça ihlalidir ve savaş suçudur" dedi.
Örgütün Ortadoğu Programı Yöneticisi Malcolm Smart'sa şunları söyledi.
"İsrail, sivillere ve altyapı sistemine karşı Lübnan'da toplu cezalandırmaya yönelik saldırılarını acilen durdurmalıdır. Ayrıca İsrail, askeri veya askeri amaçla kullanılabilecek sivil yapıları hedef seçerken orantılı güç kullanma prensibine uymalıdır.
"Hizbullah, İsrailli sivillere yönelik saldırılarını durdurmalıdır. Ayrıca, 12 Temmuz'da esir alınan iki İsrail askerine insanca muamele edilmeli ve Kızıl Haç Uluslararası Komitesi'ne anında erişimleri sağlanmalıdır."
Af Örgütü ayrıca, Hizbullah'ın uluslararası hukuktaki yükümlülüklere uymasının sağlanması için Lübnan hükümetine çağrıda bulundu.
HRW: Savaşçılarla sivilleri birbirinden ayırın
HRW da, uluslararası hukukun, savaşçılarla sivilleri, askeri hedeflerle sivil hedefleri birbirinden ayırmayı gerektirdiğini, askeri olarak orantısız güç kullanmanın da yasaklandığını anımsattı.
İsrail basınındaki haberlere göre, İsrail Hava Kuvvetleri'nin Beyrut'a "insanların Hizbullah liderlerinin yaşadığı, çalıştığı yerleri terk etmelerini salık veren" kağıtlar attığını bildiren HRW, İsrail'in de Hizbullah'ın da sivilleri korumaya öncelik vermesini istedi.
B'TSELEM: Gazze'de 9 sivili öldüren saldırı soruşturulmalı
İsrailli insan hakları örgütü B'TSELEM de, İsrail Hava Kuvvetleri'nin önceki sabah (12 Temmuz) Gazze'deki Şeyh Rıdvan mahallesini bombalayarak 9 sivili öldürmesinin bir savaş suçu olabileceğini, soruşturulmasını istedi.
İsrail Askeri Kuvvetleri, binanın "Hamas'ın askeri kanadı için sığınak olarak kullanıldığını" ve asıl hedef Muhammed Deif'in de binada bulunduğunu açıklamıştı.
Ancak bombalama sonucu, Ebu Salmiya ailesinin 7'si çocuk 9 bireyi öldürülmüş, çevrede yaşayan 40'ı aşkın kişi de yaralanmıştı.
B'TSELEM, binanın kalabalık bir mahallenin ortasında olduğunun, içinde en az on ailenin yaşadığının ve saldırının sabahın erken saatlerinde yapılmasıyla birçok sivilin zarar görmesinin kaçınılmaz olduğunun İsrail kuvvetlerince bilindiğini anımsattı.
Örgüt, bu durumun uluslararası hukuka göre savaş suçu olarak değerlendirilebileceğini söyledikten sonra, İsrail ordusunun askeri başsavcısının Genelkurmay Başkanı ve Hava Kuvvetleri Komutanı hakkında derhal soruşturma başlatmasını istedi.
İsrailli barış aktivistleri: Savaşı derhal durdurun
İsrail'in Lübnan'a saldırmasından birkaç saat sonra, 200 kadar barış aktivisti Savunma Bakanlığı binasını önünde protesto gösterisi yaptı.
Göstericiler, Bakan Perez'e seslenerek, "Perez eğitim ve emekli maaşı vaat etmiştin, bir tek tank ve ceset verdin", "Savaş tutsakları takas edilsin, askerler eve getirilsin", "Yahudiler ve Araplar, düşman olmayı reddedin" sloganları attı.
Göstericilerin açıklamasına göre, polis her zamankinden daha yoğun güvenlik önlemi aldı. Çevreden geçenlerse göstericilere "her zamankinden daha az düşmanca" davrandı. Bazı sürücüler küfür etti, ama birçok sürücü destek ermek için klaksonlarını çaldı.
İsrailli hak örgütleri Gazze için yüksek yargıya başvurdu
İsrailli altı insan hakları örgütü, Gazze'deki sivillere zarar veren geçit kapatmaların kaldırılması ve bölgeye yeterli miktarda yakıt, yiyecek, ilaç, araç gereç ve özellikle de jeneratörler için yedek parçaların gönderilebilmesi için yüksek yargıya başvurdu.
Örgütler, Gazze'deki sivil nüfusun, hastanedeki hastaların, su ve kanalizasyon sistemlerinin zarar görmesini önlemek için mahkemeden acil bir duruşma talep etti.
Barış Derneği: ABD ve İsrail işgal ettiği topraklardan derhal çekilmeli
Barış Derneği de, bugünkü açıklamasında, "İsrail'in Ortadoğu'da savaş ateşini yeniden yaktığına" dikkat çektikten sonra, ABD'nin İsrail'in işgal eylemlerinin en büyük destekçisi olduğunu vurguladı.
"ABD, İsrail'in tüm işgal eylemlerinin en önemli destekçisi olduğunu ilk ağızdan Dışişleri Bakanı Rice aracılığıyla duyurdu. İsrail'in tüm saldırılarını 'meşru müdafaa hakkı' olarak tanımlayan ABD, yıllardır İsrail işgali altında yaşamaya çalışan Filistin halkının hiçbir 'meşru hakınıı' tanımıyor. Gazze ve Lübnan işgalleriyle İsrail üzerinden Ortadoğu'daki pozisyonunun sağlamlaştırmayı hedefleyen ABD, yine Rice'ın ağzından Lübnan, İran ve Suriye'ye yönelik tehditler savuruyor."
Barıştan yana olanların ancak "eşitlik" ve "özgürlük" için emperyalizme direnerek barış mücadelesinin önündeki engelleri kaldırabileceğini söyleyen Dernek, .ABD ve İsrail'in işgal ettiği topraklardan derhal çekilmesini istedi. (TK)