Faruk Arhan, özellikle Kürtlerin yaşadığı coğrafya etrafında dönen politikaları ve dolayısıyla tüm ülkeyi etkileyen gelişmeleri yakından izleyen bir gazeteci ve bianet yazarı.
Arhan, tüm bunlardan bağımsız olmayan, "ırkçı-şoven saldırıların merkezinde olduğunu" söylediği Diyarbakırspor'la ilgili bir çalışma yaptı. Onunla İletişim Yayınları'ndan çıkan "Diyarbakırspor: Düğünde Kalabalık Taziye'de Yalnız" isimli kitabını ve sporun Kürt meselesinde konumlandırıldığı pozisyonu konuştuk.
Kitabının adı daha baştan sitemini deklare eder gibi. Bir spor kulübü ne kadar hazin olabilir ki? Neden "Düğünde Kalabalık Taziyede Yalnız?"
Diyarbakırspor çok özel bir kulüp. Diyarbakırspor'u farklı ve özel kılan, temsil ettiği taraftarın inatla savunduğu kimliği ve yok sayılan, gasp edilen taraftarının kültürüdür. Bu kimlik ve kültür, takımda görev alan, sahada top koşturan futbolcuların isim, beceri, şan ve şöhreti ile takımın topyekûn başarısının ya da başarısızlığının bile önüne geçemediği Kürt ve Kürt kimliğinin yeşerdiği Mezopotamya coğrafyasıdır. Evet, Diyarbakırspor bir Mezopotamya takımıdır. "Bir spor kulübü ne kadar hazin olabilir ki?" diyorsun ya! Yetmez mi?
Niye bu isim... Diyarbakırspor taraftarı ve yönetimine talip olanların, takımı sahiplenmesinin başarılı olduğu dönemlerde artması, başarısız olduğu dönemlerde takımı yalnız bırakmaları nedeniyle böyle bir ismi uygun gördük. Hatırlanacağı gibi takım 2001 ve 2009'da Süper Lig'e yükseldiğinde yönetime talip olanlar arasında rekabet vardı, tribünler ise kalabalıktı. Bugün ise takım yönetime talip bulamadığı için kongre erteler durumda. Taraftar ise takıma küskün.
Takımın geçmişi nasıldı? Ve şimdi ne durumda?
Diyarbakırspor 1975-1977 yılları arasında Türkiye'de bir ilke imza atmış ve üç sezon art arda bulunduğu liglerde şampiyon olup o dönem adı 1. Lig olan zirveye yükselmişti. Son iki yıl ise tersinden bir rekor kırarak üç defa küme düşerek 3. Lig'e gerilemiş durumda. Aslında eski statüye göre takım şu an Bölgeler Arası Amatör Lig'de. Yani durumu hiç de iç açıcı değil.
"Kürt açılımı takımın sonunu getirdi"
Peki neden bu gerileme?
Bunun birçok nedeni var. Bu nedenlerin de kendi aralarında grift bir ilişkide olduğunu belirtmek de fayda var. Üçe ayırdığımız nedenler şunlar: Sporun kendine has düşüşleri, ekonomik sebepler ve siyasi etkiler.
2009 sezonunda Bursa'da oynanan maçta yaşanılanlar ve sonrası gelişmeleri burada hatırlatmakta fayda var. Hatırlanacağı gibi Diyarbakırspor, Bursaspor maçına kadar ligde iyi bir seyir çiziyordu. Bursa'daki maçta yaşanan ırkçı ve şoven saldırılar dönemin Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) yetkilileri tarafından iki mahalle kavgasıymış gibi gösterildi ve yönetici taraflar bir araya getirtilerek barıştırıldı. Ama ırkçı ve şoven saldırılar cezasız bırakıldı. Buna karşın Diyarbakır'da oynanan maçta takım cezalandırıldı. Yine İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçında yaşanan saha olayları sebebiyle takıma ağır cezalar verildi.
Profesyonel Futbol Denetim Kurulu (PFDK) yasalarına göre bir sezonda iki hafta üst üste hükmen mağlup sayılan takım küme düşürülür. Diyarbakırspor'u ligden atması gereken TFF, lig programını ve siyasi dengeleri bozmamak adına bunu yapmadı. Bütün bunlar kulübün üzerinde büyük bir moral ve motivasyon bozukluğuna yol açtı. Öte yandan artan borçlar ve ödenmeyen futbolcu paraları da bu düşüşte önemli bir sebep oldu. Ayrıca hatırlanacağı gibi 2009 Haziran'ında Diyarbakırspor, Süper Lig'e yükselirken AKP iktidarı da Kürt açılımı paketini kamuoyuna sunmaktaydı. Hükümete göre Kürt sorunu artık çözülecek ve bu soruna karşı zaman zaman enstrüman olarak kullanılan Diyarbakırspor'a da ihtiyaç duyulmayacaktı.
Böylece devlet takımdan desteğini çekmekle kalmadı, aleyhine işleyen bir dizi çalışma içine girdi ve takım düşüşe geçti. Diyarbakırspor 35 yıldır ya 1. Lig ya da 2. Lig'de yer aldı. Yani devlet takımı kullanmak istediği gibi bir pozisyonda tutmayı başarıyordu. 2009 ile birlikte takım için bu fikir değişti.
Ayrıca FİFA'nın futbolcu ödemelerini zamanında yapmadığı için takıma uyguladığı transfer yasağı ise düşüşün tuzu biberi oldu.
Yani Kürt açılımı Diyarbakırspor'un sonunu mu getirdi diyorsun?
Aynen öyle. Devlet, "Spor, halkların afyonudur" mantığının artık Kürt halkına işlemeyeceğini anladı. Açılımla birlikte de nasılsa sorunu çözeriz mantığı hakim olunca Diyarbakırspor'a verilen devlet desteği geri çekildi. Dikkat ederseniz son üç yıldır takım lehine devlet erkânı ve yetkilisi tarafından verilmiş bir tek ciddi demeç yok.
Şimdi Diyarbakır'daki stadın yıkılıp yerine camii yapacağı konuşuluyor. Bunun takımın gidişatıyla bir ilgisi var mı sence?
Bence yok. Kanımca bu tamamen hükümetin eskiden Diyarbakırspor'u kullandığı gibi bu sefer de din ile daha yoğun ve daha somut bir şekilde bölge insanına iyi görünmeye çalışması ve camii projesiyle Kürtleri siyaseten yumuşatmaya yönelik bir girişim.
"Kürtler ve Kürtlere dair her şey dışarı!"
Diyarbakırspor'a yönelik ırkçı saldırılardan söz ettin. Nedenleri malum sebepler olsa da bunun Diyarbakırspor'la ilgisi ne?
Özetle, tarihsel birikim ve milliyetçi ırkçı çevrelerin biriktirdiği kindir diyebiliriz. Cumhuriyetin ilanına kadar Kürtlerle ittifak halinde olan Türk geleneğinin ilandan sonra Kürtleri yok saymasıyla başlayan çatışmalı süreç, Şeyh Sait ile başlayan isyanlar, Koçgiri, Dersim ve Ağrı-Zilan ile devam eden ve günümüzde PKK gerçeğiyle varlığını koruyor. Bu isyanın Türk cephesinde yarattığı duygu durumu ulus-devlet anlayışını zora sokuyor. Gelelim Diyarbakırspor ile ilgisine; Diyarbakırspor 1968'de kuruldu. Daha ortada PKK yokken takımın gittiği deplasmanlarda "Kürtler dışarı" deniliyordu. Tanıl Bora'dan aktarıyorum; "70'li yılların sonlarında Diyarbakırspor gittiği İstanbul deplasmanlarının tribünlerinde, "Diyarbakıro" şeklinde karşılanırdı."
"Kıro" kavramının Kürt halkını aşağılamak için türetildiğini ve kullanıldığını biliyoruz.
Takıma yönelik saldırılar 1980 öncesinde "Kürtler dışarı", "Diyarbakıro" şeklinde sürerken, darbeden sonra yapılan '82 Anayasası'yla birlikte ülkede herkes Türk ilan edildi. 1984'te PKK silahlı mücadele başlattı. Bu aşamadan sonra takımın gittiği deplasmanlarda "Kürtler dışarı" sloganı rafa kaldırılmış, ülkede herkesi Türk ilan eden anayasaya da uygun düşen "PKK dışarı" tezahüratı türedi. Yani "PKK dışarı" ile "Kürtler dışarı" arasında kavramsal farkın dışında özde amaçlanan aynı: "Kürtler ve Kürtlere dair her şey dışarı!"
PKK-TSK savaşında yaşanan acıların sebebini tümden PKK'ye ya da Kürtlere havale eden devletçi ve hegemonist anlayışın da bir ifadesi olan "PKK dışarı" söylemi, sokak ağzıyla "Kürtler Kuzey Irak'a" söyleminin tribünlerine yansımasıdır da diyebiliriz.
Özetle, Diyarbakır özünde Kürt siyasal hareketinin baskın ve belirleyici nüvelerini taşıdığı için tepki topluyor. Diyarbakır'ın otobüs firmalarını taşlayan zihniyetin rahatsızlığı ne ise Diyarbakırspor'un gittiği Bursaspor gibi deplasmanlarda, "PKK dışarı", "Ne Mutlu Türküm diyene" gibi sloganlar atan tribünlerin rahatsızlığı da odur. İlginç olan takımda bir tek Kürt oyuncu yokken bile bu tür saldırıların yapılmış olması. Yani işin özünde Diyarbakır'a ve Diyarbakır'ın yarattığı duyguya duyulan ama lümpen ama politik bir öfke var.
Kitabın bir yerinde "İspanya'nın Barcelonası neyse Türkiye'de Diyarbakırspor odur" diyorsun. Benzerliği biraz açabilir misin?
Athletic Bilbao için de aynı şeyi söyleyebiliriz. Sebebi şu, İspanya'da Katalanların durumu ile Kürtlerin durumu arasında benzerlikler olsa da farklı özellikler de taşımıyor değiller. Katalanlar hiçbir zaman merkez kültür tarafından asimile edilmeye çalışılmadı. Kürtler asimile edildi ve halen sürüyor bu politikalar. Basklılar için de aynı şeyleri söyleyebiliriz. Basklı Athletic Bilbabo çok milliyetçi ve takımda Basklı dışında futbolcu oynatmayan bir kulüp. Barcelona ise Katalan motiflerini taşımasına karşın evrensel özellikleriyle de bilinir. İki takımın Diyarbakırspor ile kıyası sadece coğrafik bölge temsiliyeti ile anlatılabilir. Bu anlamda farklı kültürel yöre takımları olmak, merkez takımlara karşı bir başkaldırıyı anlatıyor olmaları açısından akrabadırlar diyebiliriz. Türkiye'de her ne kadar lümpen bir duruş sergilese de Trabzonspor da benzer özellikler taşır. Barcelona Katalan, Athletic Bilbao Basklı, Trabzonspor Karadenizli, Diyarbakırspor Kürdistanlı'dır... (FA/AS)
* "Diyarbakırspor: Düğünde Kalabalık Taziye'de Yalnız", Faruk Arhan, İletişim Yayınları, 221 sayfa, 16,5 TL.