Kolaylaştırıcılığını İHD'den Seyit Ali Durmaz'ın yaptığı panelde işçiler 15-16 Haziran'dan bugüne işçi hareketini tartıştılar. Panelde öne çıkan eleştiri, işçi hareketinin taşeronlaşma ve sendika bürokrasisi karşısında direnç kaybetmesi oldu.
Umur: Direncin nedeni kazanımlardı
Aksu direnişçisi Umur, 15-16 Haziran'ı şöyle anlatıyor:
"Söz konusu 274. madde dahil, çalışma şartlarının iyileştirilmesinden tüm haklarımıza kadar mücadele etmek için ayağa kalktığımız, sokaklara çıktığımız bir dönemdi. 'Bugün ne oldu?' demek için o günlerden ders çıkarmak gerek."
Umur, 13 Haziran'da yaptıkları toplantıda Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu) DİSK'in iktidar tarafından işlevsizleştirilmeye, örgütlenmenin dağıtılmaya çalışılmasının öne çıkan bir durum olduğunu anlatıyor.
"Ayrıca iş haklarının geliştirilmesi talebimiz zaten vardı. Kemal Türkler'in radyodaki '17 Haziran'dan önce sokağa çıkmayın, askerle karşı karşıya gelmeyin' demeci bile etkili olmadı. Yürüyüş Gebze'den, Topkapı'dan yola çıkanlarla 15 Haziran'da başladı."
Umur, Demirdöküm, General Elektrik, Singer, Elektrometal gibi fabrikalarda direnişlerin "sıkı başladığını", işçilerin yürürken önlerinden geçilen her fabrikayı boşaltıp işçilerin kendilerine katılmasını sağladıklarını aktardı.
"O dönemki direncin bir diğer nedeni çok önemli kazanımlar edilmesi ve bu durumun güç yaratması oldu. Hatta 15-16 Haziran'dan sonra 274 ve 275. yasalardaki değişiklikler çıkmadı. Çünkü iktidar 15 bin işçiden korktu. Fabrikaların da boş kalması istenmiyordu."
Umur'un, Desan direnişinin yaşadığı olumsuzluklardan hareketle çözüm önerisi şöyle:
"Sendikanın işlevsizleşmesi karşısında işçiler kendi aralarında yardım fonu oluştursun. Bu çözüm hep çok işe yaramıştır. Bir grevden diğerine çıkmak demek deneyimlenmek demektir."
Erdoğan: Taşeronlaşma en büyük engel
Tuzla'daki Desan Tersanesi direnişinde Liman, Tersane Gemi Yapım-Onarım İşçileri Sendikası'na (LİMTER-İŞ) üye 55 kişi olduklarını ve bugün direnişe 8 kişi devam ettiklerini açıklayan Erdoğan, "Limter-İş Sendikası Genel Başkanı Cem Dinç ve eğitim uzmanı Kamber Saygılı'nın tutuklanması da direnişi olumsuz etkiledi" dedi.
Erdoğan, sendikanın bağlı olduğu DİSK'in desteğini yeterince hissedemediklerini, emniyet güçlerinin orantısız güç kullandığını ve sert müdahalede bulundukların ifade etti.
Polis sermayeden yana
"Üstelik taşeron firmayla çalıştığımız için hak talep etmekte zorlanıyoruz. Geçiçi çalıştığımız için işçiler arasında diyalog kurmak zor. Ekonomik sıkıntılarımız da direnişi güçleştiriyor."
Emniyet güçlerinin Desan direnişçilerini "Aranızda yabancılar, Kürtler, Araplar var" diyerek tahrik etmesi ve son olarak Şanlıurfa'dan çalışmaya gelen işçilere para vererek onları Şanlıurfa'ya göndermesi de Erdoğan'ın anlattığı olumsuzluklar arasında.
"Eskiden işçiler biriktirerek tüketirken, bugün borçlandırılarak tüketiyor. Ayrıca eskiden sendika temsilcisi bir işçiyle aynı maaşı alırdı. Bugün araba ya da ev almak için sendika başkanı olanlar var. Ekonomik çıkmazlar hareketin önünde engel."(EZÖ/TK)