Fotoğraf: Ece Deniz/bianet
Bunama (demans) dünya genelinde yaklaşık 47 milyon, Türkiye'de ise yaklaşık 1 milyon kişiyi etkiliyor.
Son açılan Manisa, Van ve Kuzey Kıbrıs şubeleriyle birlikte on sekiz şubeden oluşan Türkiye Alzheimer Derneği de bu bilgiden hareketle Türkiye'de her şehirde farkındalık oluşturmaya çalışıyor.
Dernek, Alzheimer hastalarını emanet edecek kimseleri olmayan kişiler için de Alzheimer gündüz bakım evleri projesini destek veren belediyelerle hayata geçirmeye devam ediyor.
Dün yapılan basın toplantısında konuşan Türkiye Alzheimer Derneği Başkanı Prof. Dr. Başar Bilgiç Alzheimer hastalığı konusunda araştırmaların hız kazandığını ve yeni bulguların keşfedildiğini vurguladı.
İşlenmiş gıdalar
Bilgiç, Brezilya'da 8 bin 160 kişi ile yapılan bir çalışmanın sonuçlarını aktardı:
"Alzheimer hastalığıyla ilgili olarak tam bildiğimiz tek şey Akdeniz diyetinin faydalı olmasıydı. Akdeniz diyeti nedir? Yeşil sebzeler, taze meyveler, balık, zeytinyağından zengin bir diyettir.
"Bu sene bir şey daha öğrendik. İşlenmiş gıdalar ama ultra işlenmiş denilen gıdalar Alzheimer açısından ciddi bir risk faktörü taşıyor. Bu ultra işlenmiş ürünler esasında fabrikalarda yapılan paket ürünler. Örnek vermek gerekirse cipsler, meşrubatlar, tüm paketli ürünler, şekerlemeler.
"Alzheimer'ın erken dönem teşhisinde zorlanıyoruz ve bazen de diğer bunamalarla karışabiliyor Alzheimer hastalığı. Bunun için geliştirilen birçok şey var. Örneğin beyin omurilik sıvısından yapılan analizlerle oldukça duyarlı şekilde tanı koyabiliyoruz ama bu sene şöyle bir gelişme oldu. İnsan gözünün göremediği şeyleri, bu yapay zeka algoritmaları, makine öğrenme yöntemiyle öğrenen sistemler hastaların çekilen MR'larına baktığında Alzheimer hastalığını teşhis edebiliyor. Bu tür yeni yaklaşımlar yüzde doksan sekiz gibi çok yüksek oranda tanı koyuyor."
Gebelikteki hipertansiyon
Bilgiç'ten sonra sözü alan Doçent Doktor Bedia Samancı ise gebelikte oluşan hipertansiyon hastalığının ileride bunamaya ve Alzheimer'a sebebiyet vereceğine değindi.
Samancı şöyle devam etti:
"Öncelikle hipertansiyon gibi sistemik hastalıkların ilişkisi aslında yıllardır biliniyor. Ancak bu sene yapılan bir çalışma, gebelikteki hipertansiyonun da ileride bunamaya yol açabileceğini gösterdi.
"Yüksek tansiyon sorunu yaşayan gebelerin on beş yıl sonra incelendiği bir görüntüleme çalışmasında bu kişilerin beyinlerinde bir takım damar tıkanıklıkları olduğu gösterildi. Ve bunamaya yatkınlık yarattığı görüldü. Gebelikte hipertansiyon sonucu gelişen bu damar tıkanıklarının kadınlarda demansı artırdığı tespit edildi. Bu durumda gebeliğinde hipertansiyon geçiren kadınların ilerleyen yaşamlarında demans açısından risk grubunda olduğunu söyleyebiliriz."
COVID-19 ve bunama
Samancı COVID-19 geçiren kişilerin de bunama riski altında olduğunun da tartışıldığını belirtti.
COVID-19'un aynı bu hastalıklardakine benzer şekilde zaman içinde ilişkili bölgelerde bunamaya benzer bir tabloya yol açabileceğini aktaran Samancı, COVID-19 geçirip koku bozukluğu olan kişilerin ilerleyen yaşamlarında demans açısından risk grubunda olduklarının şu an için speküle edildiğini de sözlerine ekledi.
"Adil gelir dağılımıyla bunama riski azalacak"
Prof. Dr. Türker Şahin ise düşük gelirin bunamayı arttırdığına ilişkin bir konuşma yaptı. Dünya Alzheimer Kongresinde sunulan bir bildiriden hareketle kişilerin maddi durumunun bunamayı tetiklediğini şu sözlerle anlattı:
"Yapılan bir çalışmada kişilerin ilk olarak gelir ve varlık oranlarına bakmışlar, ikinci olarak ise işsizlik oranlarına bakmışlar. Son olarak ise gayrimenkul ve araç sahibi olup olamamalarına bakmışlar. Hane halkının kalabalıklığı da ayrıca incelenen başlıklardan.
Bunları ön plana koymuşlar.
"Yapılan çalışmalar fakir semtlerde büyüyen ve düşük ücretlerle çalışan kişilerde bunama riskinin daha yüksek olduğunu ve bu kişilerin zihinsel işlevlerde gerileme gösterdiklerini ortaya koydu.
"Sosyoekonomik seviyesi düşük bireylerin (gelir/varlık, işsizlik oranları, araba/ev sahipliği ve hane halkı aşırı kalabalıklığı gibi parametreler ile ölçümlendiğinde) daha iyi sosyoekonomik statüye sahip bireylere (ki bunlar yüksek genetik riskli bireyler olsa bile) kıyasla yaşlılıkta demans geliştirme olasılığı önemli ölçüde daha yüksek saptanmıştır. Bu bulgular ışığında; yoksulluğun ortadan kaldırılması ve daha adil bir gelir dağılımı ile tüm dünyada bunama riskinin de azaltılacağı aşikardır."
(ED/AÖ)