"Seçmeli Protokol"ün amacı ne? Her şey BM Cenevre Ofisindeki Kosta Rika Daimi Temsilcisinin, İnsan Haklarından sorumlu Genel Sekreter Yardımcısına ilettiği 15 Ocak 1991 tarihli mektup ve ekindeki "seçmeli protokol taslağı" ile başladı. Bu protokole taraf olacak devletler "yargı yetki alanı içindeki kişilerin alıkonulma yerlerinin bir uzmanlar komitesi tarafından ziyaret edilmesi" şeklinde bir "ziyaretler sistemi" öngörüyordu. İşkence belasının önlenmesini amaçlayan Kosta Rika Hükümeti bu taslağını hazırlarken, İsviçre İşkenceye Karşı Komitenin kurucusu olan Jean-Jaques Gautier'in 1976 yılındaki önerisinden esinlenmişti.
Öneri üzerine Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu 1991 yılından başlayan çalışmalarını tamamladı. Genel Kurula sunulacak 22 Nisan 2002 tarihli ve 2002/33 sayılı Kararına "Seçmeli Protokol"ü ekledi. Buna göre bu protokole taraf olan devletler işkence ve zalimane, insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele ya da cezanın yasaklanmış bulunduğunu ve insan haklarının ağır/ciddi ihlallerini oluşturduğunu yeniden teyit etmektedirler. İşkenceyi önlemek için başkaca önlemler alınmalıdır. Artık her devlet ve hükümetler "kendi yargı yetki alanının içinde" işkenceyi önlemek için etkin önlem almakla yükümlüdür. Bu görev herkesin payına düşen ortak sorumluluktur. İşkencenin önlenmesi eğitimle beraber ayrıca çeşitli yasal, yönetsel, yargısal ve diğer önlemlerin de bir bileşimini gerektirmektedir.
"Seçmeli Protokol"e taraf olan devletler neyi kabul etmiş olacaklardır? Taraf devletlere göre "işkencenin ortadan kaldırılması gayretleri, en başta, bunun önlenmesi üzerine odaklanmakla" mümkündür. O zaman; özgürlüklerinden yoksun bırakılan kişilerin işkence ve diğer zalimane, insanlık dışı ya da aşağılayıcı muameleye karşı korunmaları için, kişilerin alıkonulma yerlerine "düzenli şekilde ziyaretler yapılmasına dayanan ve yargısal olmayan önleyici nitelikte bir yolla" kurulacak sistem güçlendirilmelidir.
Düzenli veya işkenceyi önleme ziyaretlerini kim yapacaktır? İşkenceye Karşı Komitenin ayrıca bir Önleme Alt Komitesi kurulacaktır. Her devlet işkencenin önceden önlenmesi için ulusal düzeyde bir ya da daha çok sayıda organ kuracaktır. Bunlar "ulusal önleyici mekanizma" olarak adlandırılacaktır. Her taraf Devlet, kendi yargı yetki alanı içinde ve denetimi altında bulunan ve ister bir kamusal makamca verilen bir emir üzerine isterse de bu kamusal makamın tahrikiyle ya da rızası yahut onayı ile olsun özgürlüklerinden yoksun bırakılmış kişilerin alıkonuldukları ya da alıkonulabilecekleri herhangi bir yerin Önleme Alt Komitesi ve "Ulusal Önleyici Mekanizma" Komiteleri tarafından ziyaret edilmesine izin vereceklerdir. Bu ziyaretler gerekirse işkenceyi önceden önlemek için yapılacaktır.
Protokolün amaçları bakımından özgürlükten yoksun bırakma "Bir kişinin, herhangi bir biçimde (gözaltı/tutuklu olarak) alıkonulması ya da hapsedilmesi yahut herhangi bir yargısal, idari ya da başkaca bir mekanizmanın emri üzerine bu kişinin dilediği zaman orayı terk etmesine izin verilmediği bir kamusal ya da özel nitelikteki nezarette tutma yerine konulması" anlamına gelmektedir.
Türkiye İşkencenin ve Gayri insani ya da Küçültücü Ceza veya Muamelenin Önlenmesine Dair Avrupa Sözleşmesi ile İşkencenin ve Gayri insani ya da Küçültücü Ceza veya Muamelenin Önlenmesine Dair Birleşmiş Milletler Sözleşmesinin tarafıdır. Sözleşmeler Türkiye için bağlayıcıdır. Ama yetmiyor. İşkencenin önceden önlenmesi için Seçmeli Protokolde onaylanmalıdır. O zaman Sözleşmeler "işler" hale gelecektir.
Bu yüzden başta Barolar ve diğer insan hak ve hukuk çevreleri ayağa kalkmalıdır. Ben ayaklanacağım ve herkesi ayaklandıracağım. Hatta işkenceden kurtulmak için oyumu Kosta Rika hükümetine veriyorum. Acaba yabancı bir devletin hükümetine oy vermekle ben "legal casus"mu oluyorum? Olsun.. On yıllardır işkencenin kökünü kurutmak için mücadele veren ve katkısı olan herkesi her hükümeti, kişiyi ve kuruluşları yürekten kutlamak benim işimdir.
Bundan böyle "Seçmeli Protokol" için gayret göstereceklere oy vererek onları işbaşına getireceğim. Belki de bu yolla onur kırıcı muameleye tabi olmayacağım bir yönetime kavuşabilirim...Böylece önceden yapılmasını önleyerek işkenceden, gayri insanı muameleden ve onur kırıcı davranışlardan kendimi ve insanları koruyabilirim. Kim bilir sorusunu sormuyorum. Ben biliyorum. Artık "Seçmeli Protokol" için gayret gösterecekleri, olup bitenlerin farkında olanları, bu Protokolü bilenleri ve bilmeyenleri de bilmek istiyorum. Herkesi çaba göstermeye, duyarlı olmaya ve "Seçmeli Protokol"ü yaşama geçirmek için gayrete çağırıyorum. (NK)