Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) "26 Haziran İşkenceye Karşı Mücadele ve İşkence Görenlerle Dayanışma Günü" nedeniyle İstanbul, Ankara, Diyarbakır ve İzmir’de yürüyüş gerçekleştirdi.
İstanbul’da Tünel’den Galatasaray Meydanı’na gerçekleşen yürüyüşte "İşkencesiz bir dünya mümkün" pankartı taşındı. Ellerde renkli kurdeleler vardı. Taşınan dövizlerde "Biber gazı", "ters kelepçe", "Zorla parmak izinin alınması" gibi uygulamaların işkence olduğu belirtildi.
Mezopotamya Kültür Merkezi'nin müziklerinin eşlik ettiği yürüyüş boyunca "İnsanlık onuru işkenceyi yenecek", "Polis şiddetine son", "İşkenceye karşı inadına gülümse" sloganları atıldı.
Filiz Kerestecioğlu ve Ali Kenanoğlu'nun da aralarında olduğu HDP milletvekillerinin de katıldığı eyleme HDP, HDK, İstanbul Tabip Odası, Eczacılar Odası, Türk Tabipleri Birliği, Birleşik Haziran Hareketi de destek verdi.
Galatasaray Meydanı'nda konuşan TİHV Başkanı Ümit Efe, "Ellerimizdeki kurdeleler insan hakları, demokrasi ve özgürlük mücadelemizin simgesi gökkuşağını ifade ediyor. Bu ülke o gökkuşağının altından geçecek. Zulüm uygulayanlar hak savunucuları önünde diz çökecek" dedi.
“İşkence devam ediyor”
TİHV ve İHD adına yapılan ortak açıklamayı okuyan İHD İstanbul Şube Başkanı Zeynep Ceren Boztoprak Türkiye’de işkencenin insan hakları ihlalleri arasında önemli bir yer tutmaya devam ettiğini söyledi.
Türkiye’de güvenlik güçlerinin gözetim ve denetimi altındaki yerlerde, yakalama sonrası alıkonulan araçlarda, farklı amaçlarla kullanılan depolar gibi yasadışı toplama alanlarında, gözaltı merkezlerinde, cezaevlerinde, askeri kışlalarda işkencenin devam ettiğini söyledi.
İşkencenin devam etmesinin en önemli nedenlerinden biri olarak cezasızlığı gösterdi. İşkenceyi önleme konusundaki problemlerin kaynağı olarak etkin, bağımsız izleme ve önleme mekanizmasının oluşturulmamasına dikkat çekti.
İşkence işle mücadele eden kurumların baskı altına alındığını belirtti.
Sayılarla işkence
Açıklamada işkenceye dair şu sayılar öne çıktı:
* Biber Gazı Yasaklansın Platformu’nun raporuna göre 2014’te 463 kişi yaralandı, beş kişi hayatını kaybetti, 224 gün gaz solundu.
* TİHV’e 2014’te işkence ve kötü muameleye maruz kaldığı iddiasıyla 787 kişi başvurdu. 2015’in ilk beş ayında başvuran 280 kişiden 156’sı işkence ve kötü muameleye maruz kaldığını belirtti.
* İHD verilerine göre 2014’te 253’ü çocuk 3047 kişi işkence gördü. 2015’in ilk beş ayında bu rakam 816 olarak belirlendi.
* İHD verilerine göre 2014’te 15’i çocuk olmak üzere 235 mahpus işkence gördüğünü belirtti. 2015’in ilk beş ayında ise bu sayı 51.
* İHD verilerine göre 9 Mayıs 2015 itibariyle 282’si ağır hasta 721 hasta mahpus bulunuyor.
Talepler |
İHD ve TİHV şu taleplerini yineledi: 1- İşkencenin önlenmesi için kişinin yaşam hakkına, bedensel ve zihinsel bütünlüğüne saygı gösterme ve korumanın temel ilke olarak kabul edilmesini buna uymayan tüm kişilerin işkence suçu ile etkin soruşturma sürecinden geçirilerek yargı önüne çıkarılmasını istiyor ve devleti cezasızlık politikasından vazgeçmeye davet ediyoruz. 2- İşkenceyi Önleme Sözleşmesi'nin Seçmeli Protokolü (OPCAT) uyarınca oluşturulması gereken bağımsız ve tarafsız ulusal önleme mekanizması niteliğinde olmayan Türkiye İnsan Hakları Kurumu’nun kaldırılmasını, OPCAT ve Birleşmiş Milletler İşkencenin Önlenmesi Alt Komitesi (SPT) önerileri ışığında amaca yönelik etkin bir Ulusal Önleme Mekanizması oluşturulmasına yönelik ilgili tüm tarafların katılımı ile bir hazırlık süreci planlanmasını, alıkonma yerlerinin tüm sivil ve demokratik kitle örgütlerinin denetimine açılmasını, 3-Toplumsal gösterilerin dağıtılmasında kullanılan ve bileşimindeki maddelerin insan ölümlerine ve sakatlıklarına yol açtığı defalarca belgelenen biber gazının, kimyasal içerikli her türlü toz, gaz ve sıvının alımının ve kullanımının yasaklanmasını, 4- İnsanlık suçlarının zamanaşımı ile korunamayacağı genel hukuk ilkesinden hareketle zamanaşımı sebebiyle düşürülen işkence davalarının yeniden görülebilmesinin önünü açan düzenlemeler yapılmasını, 6-Devlet yetkililerinin, siyasal iktidarın basın yoluyla kullandığı aşağılayıcı, kışkırtıcı, paramiliter güçlerin linç girişimlerini, işkenceyi ve işkenceciyi öven şiddet dilini değiştirmesini ve hazırlanan yargı reform paketlerinde işkencenin insanlık suçu olduğunu ısrarla vurgulamasını, 7- Çocuk yargılamalarının uluslararası çocuk hakları sözleşmesine uygun olarak yapılmasını, çocuk tutukluluğuna son veren yasal düzenlemelerin gerçekleştirilerek çocuk hapishanelerinin kapatılmasını, kapatılıncaya kadar bu hapishanelerin insan hakları örgütlerinin denetimine açılmasını, işkence ve kötü muamele uygulayanların ve sorumluların yargılanmasını ve bu uygulamaya maruz kalan çocukların rehabilitasyonu için Adalet Bakanlığı’nın ödenek-bütçe oluşturmasını talep ediyoruz. 8- Mülteci ve sığınmacılardan idari gözetim kararı verilenlerin tutulduğu Türkiye’deki 13 Geri Gönderme Merkezi’ndeki işkence ve kötü muamele iddialarının etkili bir şekilde soruşturulması, bu merkezlerin yönetiminin polisten alınarak sivil memurlara verilmesinin bir an önce gerçekleştirilmesi, AFAD Kampları başta olmak üzere sığınmacı kamplarının sivil toplum kuruluşları ziyaretlerine açılması sağlanmalıdır. (BK) |