Fotoğraf: AA
Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Deprem için Avukat Dayanışması, deprem bölgelerindeki şiddet olaylarına dair açıklama yaptı.
“İşkence ve linci durdurun” başlıklı yazılı açıklamada, “en az deprem kadar yıkıcı etki bırakacak onlarca işkence, kötü muamele ve linç görüntülerinin sosyal medya ve haber sitelerinde paylaşıldığı” ifade edildi.
Avukatlar, “Hırsız yahut yağmacı iddiasıyla yakalanan kişilere yönelik kolluk kuvvetlerince işkence ve kötü muamele yapıldığı, bölgedeki diğer kişilerce de linç girişiminde bulunarak yaralama hatta vahşice katledildiği ve maalesef bu linç girişimine karşı kolluğun da sessiz kaldığı görüntüleri dehşetler içinde izledik, izliyoruz” dedi.
TIKLAYIN - Hatay’da gözaltında ölüm
- 6 Şubat Pazartesi saat 04.17’de Maraş ili Pazarcık ilçesi merkezli 7.7 büyüklüğündeki ilk depremin ardından saat 13.24’e Elbistan ilçesi merkezli 7.6 büyüklüğünde ikinci deprem oldu. Maraş, Hatay, Malatya, Adıyaman, Antep, Urfa, Adana, Osmaniye, Diyarbakır, Kilis, Elazığ’da büyük yıkım meydana geldi. 29 bin 605 kişi hayatını kaybetti, 80 binden fazla kişi yaralandı.
“Yağma iddiaları da hukuken soruşturulmalı”
Deprem için Avukat Dayanışması, ulusal ve uluslararası mevzuatta işkencenin kesin olarak yasaklandığını hatırlattı, bunun insanlığa karşı suç olduğunu açıkladı:
“İşkence suçunu işleyen failler ya da suç şüphesi altında bulunanlar hakkında gecikmeksizin etkin ve hızlı bir soruşturmanın başlatılması, taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler ve iç hukukun gereğidir.
Bir suç iddiası varsa hukukun en temel ilkeleri gözetilerek süreç takip edilmeli dolayısıyla deprem bölgesindeki yağma olaylarına karşı bir hukuk devletine yaraşır etkin bir soruşturma ile cezalandırma yöntemini benimsenmelidir.
“Hukuk ve insanlık dışı eylemler durdurulmalı”
Yağmacı veya hırsız iddiasıyla şüphelilere yönelik bireylerin hukuk ve insanlık dışı eylemleri ivedilikle durdurulmalıdır. Başta en temel hak olan yaşam hakkı olmak üzere masumiyet karinesi, adil yargılanma hakkı, lekelenmeme hakkı ve savunma kutsallığı gibi çekirdek alanlar yetkililerce korunmalı, bu münferit olaylar sağduyu ve hukuk çerçevesinde ele alınmalıdır.
Kaldı ki işkence ve kötü muamele uygulanan kişilerin masum olma ihtimalini bir an için düşünüldüğünde ve böyle durumların da bölgede var olduğu görüldüğünde masum insanların hesabının nasıl ve kime karşı sorulacağı muammadır. Dolayısıyla adaletin herkese lazım olacağı asla unutulmamalıdır.
Söz konusu görüntülerde yer alan gerek kamu görevlileri gerek diğer sivil bireylerin tespit edilerek derhal adli ve idari soruşturmalar başlatılarak işkence ve kötü muamele suçuna karşı etkin bir duruş sergilenmelidir.” (AS)