Kadıköy Belediyesi’nin, Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği’nin (ADAM-DER) katkılarıyla yaptırdığı İşkence Mağdurlarına Saygı Anıtı, bugün kamuoyunda “Ziverbey Köşkü” olarak bilinen Zihnipaşa Köşkü’nün bulunduğu alandaki Kuşluk Parkı’nda düzenlenen törenle açıldı.
Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, Kızıldere’de yakalandıktan sonra Zihnipaşa Köşkü’nde işkence gören BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, CHP’li vekiller, Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği (ADAM-DER) üyeleri ile yolu Ziverbey Köşkü’nden geçenlerin katıldığı törende işkencenin insanlığa karşı suç olduğu bir kez daha hatırlatıldı ve bugün işkencenin boyut değiştirerek devlet tarafından hala uygulanmaya devam edildiği ifade edildi.
Aksungur: Darbenin hissettirdiklerini yansıtmaya çalıştım
Anıtın yaratıcısı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden Prof. Dr. Rahmi Aksungur, bianet’e herkesin "özgürlüklerin geliştiği ve artık işkencenin adının dahi duyulmadığı bir Türkiye" istediğini söyledi.
“Biz o dönemi yaşadık. O dönemde üniversite son sınıftaydım. Tam yurtdışına bir bursla gidecekken darbe oldu ve burada kaldım. Hayatımın gidişatı tamamen değişmişti. Ertesi gün sakallarımızı bıyıklarımızı kesmediğimiz için okula alınmadık. Bazı hocalarımızın okuldan atıldığını duyduk.
“Her şeyden önce bizi yani gençliği olağanüstü etkileyen, 17 yaşında bir çocuğun mahkeme kararına rağmen yaşı büyütülerek asılmasıydı. Bizim üzerimizde çok izleri oldu darbenin. Hissettiklerimi yansıtmaya çalıştım.”
Atalay: İşkenceyle mücadele hükümetlere bırakılamaz
Darbelerin Türk Silahlı Kuvvetleri'nden uzaklaştırdığı eski askerlerin dayanışma örgütü ADAM-DER Başkanı Tuna Atalay antın açılışı onuruna konuşmasına tüm darbeleri lanetlediğini ifade ederek başladı.
Kendilerinin 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbelerinde TSK’dan "sol görüşlü, sosyalist yani darbe karşıtı" oldukları için uzaklaştırıldıklarını söyleyen Atalay, şunları aktardı:
“Biz her yıl burada toplanıyoruz ve haklarımızı gündeme getiriyoruz. Geçen yıl yaptığımız toplantıda burada işkence gören arkadaşlarımızdan Kuşluk Parkı’na anıt dikme teklifi geldi. Bu teklifi Kadıköy Belediyesi’ne götürdük. Onlar da benimsediler ve uzun çalışmalar sonunda bu anıt ortaya çıktı.
“Bugün 12 Mart’ın üstünden 42, 12 Eylül’ün üstünden 33 yıl geçti ama ülkemiz hala darbe anayasası ile yönetiliyor. Hala bir sivil anayasamız yok.
“En çok işkence ve zulüm askeri darbeler döneminde yapılıyor. Ancak günümüzde de işkence ve zulümler sürüyor.
"Eskisi gibi köşklerde değil ama karakollarda, cezaevlerinde, meydanlarda, sokaklarda, parklarda gençlerimiz sopalarla, biber gazlarıyla öldürülüyor, coplanarak dövülüyor. İşklenceye sıfır tolerans diyen hükümet işçkenceciye tolerans göstermeye devam ediyor.
“İşkenceyle ve kötü muameleyle mücadele hükümetlere bırakılamayacak kadar ciddi bir iştir. Bu mücadeleyi bizler insan hakları savunucuları sürdüreceğiz.”
Güleçyüz: Fiziki sorunlar geçti, ruhum sakatlandı
Zihnipaşa Köşkü’nde işkence görenlerden THKP-C davası sanıklarından eski pilot üsteğmen Faik Güleçyüz ise bu işkence merkezinde yaşadıklaşrını şöyle aktardı:
“13 Şubat 1972 gecesi 03.00 civarında Kızıltoprak’ta polisler beni aldılar ve Kadıköy’de karakola götürdüler. O zaman üsteğmendim, evliydim ve iki çocuğum vardı. Karakolda amirin odasına çıktım. Yarım saat sonra adının Fehmi olduğunu öğrendiğim bir karacı albay ve yanında fötr şapkalı siyahlar giymiş iki adam geldi ve ellerimi arkadan urganla bağlayıp, gözüme siyah bez bağlayarak arabaya bindirip buraya getirdiler.
“Camları boyalı bir odadaydım. Biraz sonra kan içinde bir pijama getirdiler ve ellerimi önden paslı bir zincirle bağladılar. Gözlerimi yine bağlayıp aşağı indirdiler. ‘Soyun’ dediler, soyundum ve sorgum başladı. Bana dediler ki: ‘Burada anayasa, yasalar yok. Biz istersek seni öldürür denize atarız kimsenin de haberi olmaz. Çünkü kimse senin nerede olduğunu bilmiyor. Biz sana hiçbir şey sormayacağız. Sen anlatacaksın.’
“Ben konuşmayınca falakaya başladılar, olmadı. Elektrik kablosunun bir ucunu kulağıma, diğer ucunu baş parmağıma bağladılar. Korkunçtu ama olmadı. Bu defa parmağımdaki kabloyu cinsel organıma bağladılar. İstedikleri yine olmuyordu. Ben bir şey bilmiyordum.
“Sandalyeye oturttular ve gözümü açtılar. Karşımdaki sandalyede adının Memduh Ünlütürk ollduğunu sonradan öğrendiğim karacı general oturuyordu. Bana anlatmamı söyledi, ben de bir şey bilmediğimi söyledim. O da gebertin bunu dedi ve gitti.
“Bu işkencehanede 22 gün kaldım. 12 Eylül cuntasının Diyarbakır Cezaevi’nde Kürtlere yaptıklarını öğrendikten sonra bana yapılanlar bana bile hafif geliyor. İşkencenin bedenimde yarattığı fiziki olumsuzluklar geçti ama ruhum sakatlandı.
“Ben hiçbir zaman suçsuzum demedim. Biz halk savaşıyla kapitalist Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkıp Sosyalist Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmak için yola çıkmıştık. Adama da 'buyur yık' demezler. Bunun karşılığında her türlü ceza vardır. Ölürsünüz, hapis yatarsınız. Bunlara hiçbir itirazım yok, olmadı da. Ama sorguda bana işkence yapamazsın. Senin anayasanda işkencenin suç olduğu yazıyor. Uluslararası ceza hukukunda da insanlığa karşı işlenmiş suç olarak geçiyor.”
Öztürk: İşkence orantısız şiddetle devam ediyor
Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, ülke tarihi boyunca işkence suçunun da hep var olduğunu söyledi.
“650 bin kişinin gözaltına alındığı, 600 bin kişinin fişlendiği, 230 bin kişinin yargılandığı, 50 kişiye idam cezasının verildiği, binlerce kişinin yurttaşlıktan çıkarıldığı bir dönem yaşadık. 33 yıl geçti ama bu acılar unutulmadı.
“Günümüzde işkence suçu ne yazık ki orantısız şiddet uygulamalarıyla devam ediyor. Gücü elinde bulunduranlar, kadın, erkek, yaşlı, genç demeden vicdanları sızlatan şiddet görüntüleriyle yine sahnedeler. Artık yeter. Benzer acılar yaşanmasın.
“Siyasi iktidar hukuk devleti ilkelerini uygulamalı ve özgürlükleri kısıtlamamalıdır. İşkence ve şiddetin getirdiği acılar ancak gerçek anlamda uuygulanan demokrasi ve özgürlüklerle yok olur.
“Bu heykelin buraya dikilmesi bizim insan haklarına ve hukuk devletine olan özlemimizin de bir simgesi olacak.
“Her gün parklarda özgürce forumların yapıldığı, yürüyüşlerinde hiçbir olayın çıkmadığı Kadıköy’de son iki gündür maalesef şiddet var ve sokaklar karışık. Hükümeti hukuk devletine ve insan haklarına saygıya bir kez daha davet ediyorum.” (EKN)