10 Ekim Ankara Gar Katliamı’nın firari sanıklarının yargılandığı davanın 11. Duruşması bugün Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
TIKLAYIN - “10 Ekim’in gerçek failleri” için suç duyurusu
16 firari sanık ve tutuklu sanık Erman Ekici’nin yargılandığı davada tanık olarak dinlenen Merve Dündar, Suriye'de bulunduğu sürece İHH üzerinden gelen yardımları dağıttıklarını söyledi.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada İlhami Balı, Savaş Yıldız, Edremit Türe, Deniz Büyükçelebi, Yakup Selağzı, Kasım Dere, Nusret Yılmaz, Mustafa Delibaşlar, Walentina Slobodjanjuk, Muhammet Zana Alkan, Ömer Deniz Dündar, Cebrail Kaya, Ahmet Güneş, Kenan Kutval, Bayram Yıldız ve Hasan Hüseyin Uğur ise firari sanık olarak yargılanıyor.
“IŞİD bölgesindeydik, herkeste silah vardı”
Bugün kimlik tespitiyle başlayan duruşmaya sanık Erman Ekici tutuklu bulunduğu cezaevinden, tanıklar Hülya Yıldız, Merve Dündar ve Serpil Dere yaşadıkları illerde tanık olarak dinlenmek üzere Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, ilk olarak sanık Ömer Deniz Dündar'ın kardeşinin eşi olan tanık Merve Dündar dinlendi.
Dündar, sanıklardan Walentina Slobodjanjuk, Ömer Deniz Dündar ve Muhammed Zana Alkan'ı tanıdığını, 2018'den beri kendilerinden haber almadığını, yaşayıp yaşamadıklarını bilmediğini söyledi.
Sanıkların çoğunun takma isimlerini de bilen Dündar, sanık Ömer Deniz Dündar’ın kardeşi Mahmut Gazi Dündar ile 2013 yılından internet üzerinden tanıştığını belirtti. Dündar, “Ben Almanya’da okuyordum. Orada tanıştım sonra Türkiye’ye gelip evlendik. 30 Ağustos 2013 yılında dini nikahla evlendik. İnternet üzerinden tanıştık. Almanya’da 10. sınıftaydım. Evlendikten hemen sonra Suriye’ye gittik. Ben eşim ve Ömer Deniz Dündar birlikte Suriye’ye geçtik. Adıyaman’da bizi bir dolmuş aldı onunla gittik, Antep’ten gittik” dedi.
Evli olduğu Mahmut Gazi Dündar’la birlikte Suriye’de bulunduğu sürece İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) üzerinden gelen yardımları dağıttıklarını söyleyen Dündar, “IŞİD bölgesinde kalıyorduk eşim Suriye’de bir iş yapmıyordu. Gelen erzakları ihtiyaç sahiplerine dağıtıyorduk. Eşim şu an YPG’de esir ve bildiğim kadarıyla sağ. Ömer Deniz Dündar’dan da yıllardır haber yok. En son 2017’nin sonlarında gördüm. Bizim eve gelmişti” diye aktardı.
Suriye’de IŞİD bölgesinde kaldıklarını ve herkeste silah olduğunu kaydeden Dündar, “Evde de silah ve el bombaları vardı, keleş vardı. Orada bir süre belirli bir maaş veriyorlardı. IŞİD veriyordu büyüklere 50 dolar küçük çocuklara da 35 dolar veriyorlardı. Bulunduğumuz yerde çok fazla Türk aile vardı. Adıyamanlı Antepliler vardı” dedi.
“Firari sanık Antep emiriydi”
“Türkiye’deyken size IŞİD’ten para geliyor muydu” sorusuna önce “evet” diyen Dündar, sonrasında “Hayır gelmiyordu” dedi.
“Suriye’de sizde keleş var mıydı” sorusuna Dündar, “Benim vardı. [Tanık] Serpil Dere’nin yoktu. Herkese dağıtıldı” dedi. “Serpil Dere neden almadı” sorusuna Dündar, “Çatışmak isteyen çatışsın teslim olmak isteyen olsun diye. Serpil Dere, ‘ben yapamam’ dedi o yüzden almadı ben keleş aldım” ifadelerini kullandı.
Savcının sorularına da yanıt veren Dündar, firari sanıklardan Ahmet Güneş'in “emir” olduğunu, Cüheyman olarak bildiği firari Mustafa Delibaşlar'ın ise “Antep emiri” olarak bilindiğini ve şu anda esir kampında olduğunu duyduğunu söyledi.
"Çocuğumu bırakmamak için gittim"
Ardından firari sanıklardan Savaş Yıldız’ın eşi Hülya Yıldız tanık olarak dinlendi.
Sanık Savaş Yıldız ile bir bağlantısının kalmadığını iddia eden Yıldız’a mahkeme heyeti, “Kayıtlarda hala evli görünüyorsunuz” dedi. Savaş Yıldız hakkındaki sorulara yanıt vermeyeceğini söyleyen Yıldız, eşi Savaş Yıldız’ın çocuğunu zorla götürmeye çalışması üzerine Suriye’ye gittiğini belirtti.
“Eşim, çocuğumu götürmek istedi ben de çocuğumu bırakmamak için gittim. O ara kızıma da hamileydim oğlum da 4 yaşındaydı. O zaman önce Adana’ya sonra İzmir’e geçtik. İzmir’e annemin yanına yerleştim.”
Suriye’de Tabka’da kaldığını belirten Yıldız, “Kırık dökük bir evde kaldık. Bizden başka kimse yoktu. Ben, bir oğlum eşim. Sonra eşim bizi bırakıp gitti. Oradaki insanların verdikleriyle, pazarda gaz satarak geçindim. Kaldığım yerde Türkiye’den gelen başka kimse yoktu hepsi Suriyeliydi ve dil bilmediğim için konuşamıyordum sadece hareketlerle anlaşıyordum” dedi. Türkiye’ye nasıl döndün sorusuna, “PKK’nin elinde esirdim 2 sene. Sonra El Hol kampında 7 ay kaldım. Orada bir kaçakçı kadınla tanıştım o şekilde kaçtım” cevabını verdi.
Yıldız diğer sanıkları tanımadığını ileri sürdü.
“Yardımlar TIR'larla Türkiye’den geliyordu”
Daha sonra sanık Kasım Dere’ni eşi Serpil Dere tanık olarak dinlendi.
2015 yılının Mayıs ayında Suriye’ye gittiğini dile getiren Dere, “2009 yılında evlendim Suriye’ye gitmeden önce 2 çocuğum vardı. Eşim inşaat işçisiydi. Ekim 2014’te eşim gitti. 7 ay sonra geri geldi ve beni ve çocukları zorla götürdü. Kilis’ten geçtik. Pasaportumuz yoktu. Erman Ekici’yi de tanımıyorum. Suriye’ye Cerablus’tan Tabka’ya geçtik. Eşim IŞİD’tendi. Eşim vefat etti. Kaldığımız yerde Türkiye’den gelen başka birileri de vardı. 2015 Mayıs ayında gittim 2020 Mart’ta geri döndüm. Eşim ölünce geri döndüm çocuklarımla beraber. Geri dönüşte PKK’nin kampında esir kaldım. Kaçak yollarla Türkiye’ye kaçak yollarla kaçtım.”
Avukat Senem Doğanoğlu, “Daha önce verdiğiniz ifadede 2013 Eylül - Ekim gibi ilk kez Suriye’ye gittiğinizi söylediniz şimdi 2014 dediniz” dedi. Dere, “Biz evet 2013’te gittik. Yardım amaçlı gittik” dedi Doğanoğlu, “Yardım amaçlı gittiyseniz neden kaçak çıkış yaptınız?” sorusuna Dere, “Birkaç ay orada kalırken yardım dağıttık” dedi. Doğanoğlu’nun “Kimin adına, hangi dernek kurum adına dağıtıyordunuz?” sorusuna, Dere, “Yok eşim dağıtıyordu. Yardımlar TIR'larla Türkiye’den geliyordu” yanıtını verdi. Doğanoğlu’nun “Türkiye’den geçerken durdurulmadık diyorsunuz doğru mu” sorusuna Dere, “Evet doğru durdurulmadık” dedi.
Tanıkların ardından müşteki avukatların taleplerini dinleyen mahkeme heyeti, Yunus Durmaz'ın tapeleri ve Erman Ekici'nin dijital materyallerinin dosyaya iletilmesi için yeniden müzekkere yazılması ile Kuteybe Hammet'in tanık olarak dinlenmesi taleplerini kabul etti.
Bir sonraki duruşma 3 Eylül 2021’de görülecek. (AS)