Tek haneli, hatta tek yataklı bir kulübede barınmak zorunda olan Çinli taş kırma işçisi Cai ve oğullarının sefalet içindeki hayatından bir kesit ve Portekiz'in dağ başında, geleneksel çiftçilikle geçinmeye çalışan 50 kişilik bir köyde, bilhassa gençlerin içine düştüğü çıkmaz…
Lizbon'da 16-26 Ekim tarihlerinde yapılan Doclisboa '14'ün sonuçları 25 Ekim gecesi açıklandı: Çin'in muhalif yönetmeni Wang Bing'in Fu YU Zi adlı eseri uluslararası belgeseller klasmanında ödüllendirilirken João Pedro Plácido'nun Volta à Terra Portekiz belgeselleri klasmanında ödül aldı.
Peter von Bagh'ın anısına Sosialismi filminin gösterimi ile sona eren kapanış töreninde, Portekiz Kültür Bakanına yönelik mesaj ülkede gittikçe azalmakta olan şeffaflığa işaret ediyordu.
Wang Bing
Doclisboa'nın kuruluş aşamasında festivale katılıp yıllar önce ödüllendirilmiş olan radikal sinemacı Wang Bing'in son filminin uluslararası prömiyeri Lizbon'da yapıldı ve yönetmenin cesur tavrı bir kez daha hayranlık uyandırdı: Türkçeye Baba ve Oğulları olarak tercüme edilebilecek yapımda, genellikle sabit kamera kullanmış ve daracık meskendeki ayrıntıları uzun uzun inceleyip o dünyaya adeta dahil olmamıza imkan tanımış. Delik deşik beton bir zemin, her taraftan sarkan plastik torbalar ve kirli giyim eşyaları, genel dağınıklığın içinde şefkatle misafir edilen irili ufaklı bazı sokak köpekleri…
Wang Bing ülkenin fakir kesimlerine yönelttiği kamerasıyla dünya çapında tanınıp ödüllere boğulurken Çinli yetkilileri daima kızdırmıştır; nitekim Cai'nin çalıştığı fabrikanın yönetcileri de sinemacının faaliyetinden haberdar olduklarında çekimlerin sürdürülmesine tehditlerle engel olmayı başarmışlar.
87 dakikalık yapımda kulübenin yanıbaşındaki TOKİmsi binaları da kısaca görebiliyoruz fakat belgeselin esas gücü iki kardeş arasındaki sevecen ilişki ve gelecekleri hakkında insanın içine yerleşen derin ümitsizlik. Görmediğimiz ama sesini duyduğumuz sürekli televizyon yayını ve oğlanlardan birinin cep telefonuna yapışmış hali seyirciyi mutlaka hipnotize edecektir, ta ki Cai yatma vaktinin geldiğini duyurup elektrik şalterini inidirene kadar…
Uluslararası yarışma bölümünden tavsiye edebileceğim diğer bir yapım ABD'deki yerlilerin yaşamlarını sürdürmeye çalıştığı bir rezervin çeşitli karakterlerine odaklanmış. Anna Eborn'un Pine Ridge adlı belgeseli, insanlık tarihinin utanç dolu sayfalarından birinin günümüzdeki hazin yansımalarına parmak basıyor.
Ne zamana kadar köylü?
Portekiz'in kuzeyindeki dağlık kesimde yer alan Uz köyünün ahalisi yaşamını yüzyıllardır çiftçilik ve hayvancılıkla sürdürmektedir. Fakat kapitalizmin acımasız çarklarıyla Avrupa Birliğinin katı düzeni birleşince köyde geçimini sağlamak iyice zorlaşmış, yakın kasabalara ve kentlere göç artmıştır.
İngilizce adı (Be)Longing olan Volta à Terra'da yönetmen João Pedro Plácido Uzlu köylülerinin toprakla yoğun ilişkisini layıkıyla yansıtırken, kendini köye ait hissetmenin duygusunu da başarıyla veriyor. Evlenme yaşı çoktan gelmiş olan genç köylülerin kendine eş bulma ihtimali günbegün azalırken gem vurulamayan cinsel istekler dillerine vurmuştur, ama yine de tarlararı sürerken, hayvanları otlatırken keyiflerine diyecek yoktur.
Plácido kaybolmakta olan bir kültürün son demlerini belgeliyor, etkin kamera ve ışık yönetimiyle gözlerimizi okşarken inatla hayata tutunan köyün yaşlı fertlerinin karşısında da saygıyla eğilmemizi sağlıyor.
Ulusal yarışma kapsamında benim favorim ise Portekiz'de çok sevilen Cesária Évora'nın memleketi, Cabo Verde adalarını konu edinen As Cidades e as Trocas (Trading Cities) idi. Luísa Homem ve Pedro Pinho'nun yönettiği 138 dakikalık eser volkanik yapılarından dolayı zaten kasvetli olabilen takımadalara özel ve hassas bir bakış. Turistik tesis inşaatlarının artmasıyla sahillerden toplanan kum bitmeye yüz tutunca, Sahra çölünün kumundan yararlanmak üzere Moritanya'dan gemiler hareket eder...
Kültür politikası aksıyor mu?
AB'nin iktisadi sorunlarla boğuşan ülkelerinden Portekiz'in kültür politikasına da gölge düşmüş durumda. XII.Doclisboa'nın düzenlendiği hafta sırasında açıklanan Kültür Bakanına yönelik mesajı ben ilk olarak São Jorge sinemasında, Manoel de Oliveira'nın adını taşıyan salonda duydum.
Dünyanın en yaşlı yönetmeni ünvanını taşıyan 11 Aralık 1908 Porto doğumlu Oliveira orada değildi ama salonu dolduran kalabalığın gösterdiği tepkiye bakılırsa Kültür Bakanlığının icraatları birilerinin sinirini bozmuş durumda.
Aralarında Doclisboa'yı düzenleyen Portekiz'in belgesel birliği Apordoc'un da bulunduğu bir çok kurum ve film dünyasının önde gelen simalarının imzasını taşıyan bildiri, sinema dünyasına ayrılan fonlara şeffaflık getirlimesini talep ediyor. Kapanış töreni sırasında tekrar belirtiliği gibi, ödeneklerin kimlere ve hangi projelere gideceğine karar veren jürilerin üzerindeki şaibelerin acilen dağılması çok önemli.
Kıbrıs meselesi
Bize dayatılan bilgileri sorgulamamız gerektiğini irdeleyen Docliboa'nın Investigation bölümünün galibi, son Balkan harbinden etkilenerek Kıbrıs'a göç etmiş bir ailenin kızı, Iva Radivojevic'in eseri Evaporating Borders oldu.
Katıldığı çeşitli festivallerde ödüller kazanmış, Türkçeye Buharlaşan Sınırlar olarak tercüme edilebilecek yapımda AB'nin mültecilere karşı yürüttüğü etkisiz politikalara dikkat çekiyor.
Yönetmenin şahsi tecrübesinden de yola çıkarak özdeşleştiği göçmenler bir orta çağ kalesine dönüşmekte olan Avrupa'nın en ücra köşesinde ayrımclığa, ırkçılığa ve şiddete maruz bırakılmaktadır. AB bürokrasininin içinden çıkılmaz labirentinde prosedürler bir türlü tamamlanamazken, özellikle Filistin, Irak veya Suriye gibi ülkelerden gelenler yükselen faşizmin tehdidi altnda yaşamak zorundadır. İnsan kaçakçılığından kâr edenlerin arasında, faaliyetlerini K.K.T.C.'de sürdüren şebekelerin varlığı da alınan duyumlar arasında.
Üniversiteler ödülü
Doclisboa'da gençlerden müteşekkil jüri, Üniversiteler ödülüne Kanada yapımı Kurt Walker'ın Hit 2 Pass'ını layık gördü. Ama bence festivalin en çılgın, hatta punk özelllikli belgeseli Belluscone. Una Storia Siciliana idi. Ülkenin soytarıya dönmüş lideri Berlusconi'nin Sicilya mafyasıyla ilişkileri bir yana, çizmenin cilalı imajını lekeleyen ve utanılacak bir unsur olarak görülen ada halkına yönelik mizahi bakış, çeşitli sinematografik numaralarla birleştiğinde tadına doyulmaz bir gösteriye dönüşmüş, bravo Franco Maresco! (MT/HK)
*Doclisboa'nın ödülleri hakkında ayrıntılı bilgilere şuradan http://doclisboa.org/2014/en/noticias/palmares-doclisboa14/ ulaşabilirsiniz.