"Ekonomik, sosyal ve siyasal ilişkilerin uluslararasılaşması olarak tanımlanabilecek küreselleşmenin aydınlık ve karanlık yüzleri vardır. Tanımı itibariyle iyi bir kavram olan küreselleşme, pratikte kötü sonuçlara yol açıyor."
Seminerde ilk dersi veren eğitim uzmanı Zafer Aydın, küreselleşmeyi bu sözlerle tanımladı.
Küreselleşmenin aydınlık ve karanlık yüzü
Küreselleşmenin aydınlık yüzünde bilgisayar, iletişim teknolojisi başta olmak üzere tıp, bilim alanındaki gelişmeler ve internet gibi kavramlar var" diyen Aydın, karanlık yüzde ise yoksulluk, istikrarsızlık, tekeller, krizler ve suç örgütlerinin küreselleşmesinin yaşandığını anlattı.
Aydın, şu bilgileri verdi:
* Dünyada 1 milyar 300 milyon insanın günlük geliri 1 doların altında, 750 milyon insan yoksulluk nedeniyle açlık tehlikesiyle karşı karşıya. Dünyanın en zengin 358 kişisinin serveti, 2 milyar 300 milyon insanınkine eşit. Nüfusun yüzde 40'ını oluşturan 88 ülkede sürekli su sıkıntısı çekiliyor, her gün 15 yaşın altındaki 1762 çocuk temiz su içemediği için ölüyor. Yılda 20 milyon insanın ölüm nedeni, açlık ve susuzluk. 500 milyon insanın barınabileceği bir yere sahip değil.
* Uluslar arası Para Fonu, 1982 ile 1988 yılları arasında ekonomik sıkıntıya giren ülkelerin ekonomilerini düzeltmek adına 556 yapısal uyum programı uyguladı. Hiçbir program istikrar sağlayamadı.
* Coca Cola, Toyota, General Elektrik, Ford ve Shell gibi şirketlerin bir yıllık satışları, ulusal devletlerin gelirlerinden daha fazla. 1995 yılı satış rakamları Shell'de 94, General Elektrik'te 59, Ford'da 128 milyar dolar. Bu yıl Yunanistan'ın ulusal geliri 119, Türkiye'ninki 150 milyar dolar civarında.
* Doğu ve Batı'da silah ve uyuşturucu kaçakçılığı yapan suç örgütleri arasında entegrasyon sağlandı. 1993 yılında Moskova'da özelleştirme yoluyla satılan bankaların üçte birini uluslar arası suç kartelleri satın aldı.
Küreselleşmenin patronları
"Küreselleşmenin patronları Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Almanya, İngiltere, Fransa, Japonya, Rusya, İtalya ve Kanada'dan oluşan G-8 ülkeleri ile Londra ve Paris Kulüpleridir" diyen aydın, Uluslar arası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası'nı da "patronların aldığı kararları uygulayan kurumlar" olarak tanımladı.
G-8'lerin her yıl yaptıkları zirve toplantılarında dünyayı ilgilendiren kararlar aldığını belirten Aydın, "1995 zirvesinde alınan üç kararın sonuçlarını bugün yaşıyoruz. Bunlar, emek kesimine esnek çalışmayı sağlama, özelleştirmelere hız kazandırma ve ödünç işçi çalıştırılması kararlarıdır. Bugün Türkiye'deki işçilerin karşısına çıkartılmaya çalışılan yeni iş yasasının içine de esnek çalışma konmak isteniyor" dedi. (BB/NK)