Çalışanların iş güvencesini ortadan kaldıran ve yolcuların can güvenliğini hiçe sayan devir kararının hukuka aykırı olduğunu söyleyen Aksoy, İstanbul Bölge İdare Mahkemesine yürütmenin durdurulması için iki ayrı dava açtıklarını da ekledi.
Türkiye Denizciler Sendikası (TDİ) Şehir Hatları Şube Başkanı Bülent Şenkal da, ÖYK kararının 838 çalışandan sadece 135'inin devrini öngördüğünü söyleyerek "Bunun adı tasfiye. Belediye'ye çalışan taşeron bir şirketteki işçiler bizim yerimize getirilecek" dedi.
Deneyimsiz çalışanların yolcuların hayatını tehlikeye atacağını vurgulayan Şenkal, devir işleminin çalışanların ve sendikanın görüşü alınmadan gerçekleştirildiğini de ekledi.
İşçiler direnişte kararlı
Türkiye Denizcilik İşletmeleri (TDİ) işçileri şehir hatları vapurlarının Büyükşehir Belediyesi'ne devredilmesini protesto etmek için 18 Şubat'tan bu yana eylem yapıyor.
İşçiler, hükümet devir konusunda geri adım atmazsa seferleri durduracaklarını söyledi.
Karaköy iskelesinde oturma eylemine devam eden ve bianet'e konuşan işçiler, "İstanbullular ulaşım hakkından biz de ekmeğimizden olacağız. Karara direneceğiz" dedi.
Sokakta konuştuğumuz insanlar da karara tepki gösterdi.
Emekli öğretmen Ayşe Karabağ "SEKA ve TDİ; AKP gerçek yüzünü gösteriyor" derken öğrenci Zeynep Desti, "Devir olursa vapura binmem; tren kazalarını unutmadık daha" dedi.
Her gün 250 bin yolcu
Şehir hatları vapurları her gün bine yakın tarifeli sefer yaparak ortalama 250 bin yolcu ve 20 bin araç taşıyor.
Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK) 31 Ocak 2005 tarihinde aldığı kararda, İstanbul deniz ulaşımının tek merkezden yönetilmesini gerekçe göstererek TDİ şehir hatları vapurları belediyeye bağlı İstanbul Deniz Otobüsleri'ne (İDO) devredilmesini kabul etti.
Uygulamayla 73 şehir hatları vapuru ve 28 iskelenin yanı sıra, Eskihisar-Topçular arabalı vapurları ve gemilerin bakımı için Haliç Tersanesi de İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) verilecek.
Devrin ne zaman gerçekleşeceği henüz belli değil.
"Tecrübesiz kadro filoyu yürütemez"
Mevcut deneyimli kadro mutlak korunması gerektiğini aksi takdirde dünyanın en yoğun deniz trafiğine sahip yerlerinden biri olan İstanbul Boğazı'nda istenmeyen kazaların gelebileceğini vurgulayan Şenkal devirle ilgili itirazlarını şöyle sıraladı:
* Denizcilik tecrübenin en ön planda yer verildiği bir meslek dalı. Hangi fakülteden mezun olursanız olun, mesleği gemide öğrenir, geliştirirsiniz. Şu an görev yapan gemi adamlarının hizmet süresi 8-25 yıl arasındadır. Önemli bir süre tecrübe kazanmış bu insanlarımızın yerine, yeni deneyimsiz kişilerin filoda görevlendirilmesi hizmetin aksamasına, can ve mal kayıplarına sebebiyet verecek.
* Şehir Hatları filosu yaşlı bir filo. Çalışanların özverili gayretleriyle filo yürütülüyor. Yıllarca aynı gemide görev yapan, adeta gemisi ile özdeşleşmiş olan, ona gözü gibi bakan bu insanları kendi görüşlerindeki çalışanları almak için istihdam dışı bırakacaklar.
* İstanbul limanı dar-kapalı, her türlü transit geçide açık, her gün binlerce irili ufaklı teknelerin seyir ettiği bir liman. Deneyimsiz çalışanların bu trafikte görev yapması imkansız.
* İstanbul Boğazındaki her iskelenin kendine özgü doğal engelleri, akıntıları var. Bunlar ancak tecrübeyle öğrenilecek bilgiler.
İşçiler: "Tasfiyeye karşı duracağız"
18 Şubat'tan beri eylemde olan işçiler ulaşımın aksamaması için vardiyalı olarak çalışıyor; karanfil ve bildiri dağıtarak İstanbullulardan destek istiyor.
Medyanın eylemlere destek vermemesini de eleştiren işçiler "Gündeme gelmek için Semra hanımı mı getirelim?" diyorlar. Seferlerine devam eden vapurlar da düdük çalarak eyleme destek veriyor.
Karaköy iskelesinde oturma eylemine devam eden fakat isimlerini vermek istemeyen işçiler bianet'e konuştu:
"Devir işçiler kadar İstanbul halkını da ilgilendiriyor. Sosyal devlet gereği olan ulaşım hakkı yok ediliyor devri öngören özelleştirme kararıyla birlikte tüccar zihniyeti gelecek".
"Deneyimi olan kalifiye işçileri sokağa atıp yerlerine gemileri tanımayan insanları göreve getirecekler bu da felakete davetiye çıkarmak anlamına geliyor" diyen işçiler, "Bu devir değil işçi katliamı. Göstermelik olarak çok az kişi alınıyor geri kalanı yok sayılıyor. İnsanın elinden emeğini almak bu kadar kolay mı?" diyerek tepkilerini dile getirdi.
İşçilere göre vapurların devriyle birlikte bir tarih yok edilecek.
Bir işçi, "Burada çalışanların yüzde doksanı AKP'ye oy verdi. Şimdi çoğu elim kırılsaydı da oy vermeseydim, sandıkta görüşeceğiz diyor. Erdoğan'ın babası da buradan emekli, buranın ekmeğini yemiş ama şimdi bizi yok sayıyor" dedi.
"AKP'nin gerçek yüzü ortaya çıkıyor"
Devir hakkındaki düşüncelerini sorduğumuz yurttaşların bir kısmı ilgilenmediklerini söylerken diğerleri ise çalışanlara destek verdiklerini ve hükümetin insanların can güvenliğini yakından ilgilendiren konuda çalışanların sesine kulak vermesi gerektiğini belirtti.
Karaköy İskelesi önünde simitçilik yapan Ali Oğlakçı, "Çalışanlar haklı. Hükümet kimsenin ekmeğiyle oynamasın. Bu insanlar işleri için yıllarını vermişler yerine gelenler daha mı iyi yapacak" dedi.
Emekli öğretmen Ayşe Karabağ, "AKP'nin gizlediği gerçek yüzü yavaş yavaş ortaya çıkıyor. SEKA'da ve şehir hatlarında yaşanılanlar bunu gösteriyor. Gelişmelerden kaygılıyım" diye ekledi.
Emekli işçi Hüseyin Levent, "Devredilmek istemesi gayet doğal çünkü buna karşı koyacak ortak bir direniş yok. Herkes kendi başına gelince karşı koyuyor. Ama bu ateş hepimizi yakacak sessiz kalanların artık birleşmesi gerekiyor" dedi.
Öğrenci Zeynep Desti ise, "Bilgisiz ve deneyimsiz insanların göreve getirilmesini istemek anlaşılır değil. Hükümet tren kazasındaki gibi denizde meydana gelecek olası bir felaketi kem gözler olarak mı açıklayacak. Çalışanların yanındayız eğer devir gerçekleşirse vapurlara binmekten vazgeçerim. Canımı sokakta bulmadım" diyerek karara tepkisini gösterdi.
Bu arada İstanbul Çevre ve Orman İl Müdürlüğü, vapur kaptanlarının protestoya destek amacıyla sabahın erken saatlerinde yolcu alıp bırakırken yaptıkları siren eylemleriyle ilgili özellikle sahil kesiminde oturanlardan çok sayıda şikayet geldiği gerekçesiyle, "siren çalınmaması" konusunda TDİ Şehir Hatları İşletmesi'ne uyarı yazısı gönderdi.
Yazıda, "gürültü kirliliğinin devam etmesi durumunda gemi kaptanlarına 300 YTL cezai işlem uygulanacağını" bildirildi.
Türkiye Denizciler Sendikası Genel Başkanı Turhan Uzun ise "gemi kaptanlarının demokratik haklarını kullandığını" söyleyerek, "siren eyleminin süreceğini" açıkladı. (EÜ)