Bu haberle ve olayın kendisiyle ilgili İşçi Filmleri Festivali Koordinatörü Tufan Sertlek'in ek açıklaması için sayfanın altına inin.
Bu yıl beşincisi düzenlenen İşçi Filmleri Festivali açılışında Tek Gıda İş Sendikası Başkanı Mustafa Türkel'i protesto eden Direnişteki İşçiler Platformu dün bir açıklama yaptı.
Protestoya izin vermediler
Grevde olan TEKEL, İSKİ, İtfaiye, Samatya, Marmaray, TÜBİTAK, Atık Kâğıt işçileri, Esenyurt Belediye işçileri, Sinter Metel işçileri ve ATV - Sabah çalışanlarının oluşturduğu Direnişteki İşçiler Platformu açıklamasında şunları söyledi:
"Davet edildiğimiz festivalde, protokolde bulunan Mustafa Türkel ve diğer Türk-İş'li sendika ağalarını protesto etmememiz konusunda pazarlık başladı. İşçileri satan, işçilerin mücadelesinde barikat oluşturan, işçi mücadelelerinin içini boşaltan sendika ağalarına karşı sessiz kalamayacağımızı belirttik. Salona girdiğimizde bize ayırdıklarını söyledikleri koltuklara sendika ağalarını oturtmuşlardı. Bize de salonun bir kenarında beklememizi, beğenmiyorsak çıkıp gitmemizi söylediler. Bunun üzerine tutumu protesto ederek 'Direne direne kazanacağız!' sloganları atarak salonu terk edip, Rüya Sineması önünde bir saatlik oturma eylemi yaptık."
Festivalle ilgisi yok
bianet'e açıklama yapan İşçi Filmleri Festivali Koordinatörü Tufan Sertlek, "Festivalle hiç ilgisi olmayan bir tartışma, açılışa yansımış oldu. Olmasa iyi olurdu" dedi.
Sertlek, davetli işçilerle kuliste yapılan konuşmaları ve olayların gelişimini şöyle anlattı:
"Beş yıldır festivalin düzenlendiği dönemde direnişte ve grevde olan işçileri onur konuğu olarak davet ediyoruz. Amacımız festivalde direnişlerini tanıtmak ve kamuoyu oluşturmalarına katkı sunmak. Aralarında TEKEL işçisinin de olduğu 6-7 işçiye program akışını anlatırken, Türkel'i protesto edeceklerini söylediler. Buna izin veremezdik, çünkü festivalle hiç ilgisi yoktu. Tartışma biraz gerilimli oldu. Kuliste konuşurken işçilere ayırdığımız yerler dolmuş; bunun üzerine de tartışma çıktı. Ama burada kasıt yoktu, Türkan Şoray'a bile zor yer bulduk; salon çok doluydu yerinizden kalkınca birileri oturuyor"
Sertlek, kimseyi açılıştan kovmadıklarını söyleyerek, "Türkel'i proteto etmek isteyen arkadaşlara 'Buna izin veremeyiz, protesto etmek istiyorsanız bu sizin seçiminiz' dedik sadece" diye konuştu. (SP)
İşçi Filmleri Festivali Koordinatörü Tufan Sertlek'in bianet haberinin yayına girmesinden sonra gönderdiği ek açıklamada yer alan bilgileri yayınlıyoruz.
Haberin başlığında kullanılan "İşçi Filmleri Festivali'nde İşçi Direnişi" ifadesinin gerçeklikle bir ilişkisi yoktur. Kendisine DİP adını veren grubun toplam sayısı 6, 7 kişidir ve sanki bütün direnişçi-grevci işçileri, tekel işçilerini temsil ediyormuş gibi bir izlenim yaratılmaya çalışılmaktadır. Oysa program akışı içerisinde sahneye davet edilen ve izleyicilerle kucaklaşan tekel işçilerinin sayısı 20'den fazlaydı.
Festival akşamı Mustafa Türker'i protesto etmek istediğini söyleyen 6-7 kişilik işçi grubunun içinde bir kişi tekel işçisiydi. Bunun dışında yukarıda da bahsedildiği gibi 20'den fazla Tekel işçisi salonda bulunuyordu ve başından sonuna kadar da etkinliğimizi izlediler.
DİP'in açıklamasında yer alan imzaların da ne kadar gerçekçi olduğu tartışmalıdır. ATV-Sabah grevindeki tek grevci işçi beni arayarak "ne festivalin açılış gecesine geldim ne de birileri beni arayıp böyle bir bildiri için benden onay istediler" diye konuştu. Ayrıca festivalin böyle bir tartışmanın içine çekilmesinden de son derece üzüntü duyduğunu ifade etti.
Yine imzada ismi bulunan Sinter Metal işçileri de tarafımızdan davet edilmelerine rağmen etkinliğe katılamamış ve bu gelişmelerden habersizdirler.
Bildiride ifade edilen "salondaki sendika ağaları" ifadesi de bütünüyle bir hayal ürünüdür. Etkinlik davetimize sadece 4 sendika yöneticisi icabet etmiştir. Düzenleyici sendikalardan Tez-Koop İş Sendikası Genel Başkanı Gürsel Doğru ve Dev-Sağlık İş Sendikası Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, açılış filmi tekel direnişiyle ilgili olduğu için bundan sonraki tekel direnişinin seyriyle ilgili bir konuşma yapmasını talep ettiğimiz TEK-GIDA İŞ Genel Başkanı Mustafa Türkel ve uçağı rötar yaptığı için katılamayan KESK'e bağlı SES Genel Başkanı Bedriye Yorgun'un yerine katılan Anadolu Yakası Şube Başkanı Erdal Güzel. Bunların dışında bir sendika yöneticisi o geceki etkinliğimizde yer almamıştır.
Kendilerini yerlerinden kaldırıp yerine sendika ağalarını oturttuğumuz şeklindeki iddia ise doğru değildir. Yukarıda bahsettiğimiz gibi kulise konuşmak için davet ettiğimiz arkadaşların sayısı 6, 7, salondaki sendika yöneticisi sayısı 4'tü. Mesele şudur. Salon 630 kişilik koltuk kapasitesine sahip olmasına rağmen izleyici sayısı (geçmiş yıllarda olduğu gibi) çok daha fazlaydı. Bütün koridorlar ayakta duran izleyiciler tarafından doldurulmuştu. Bu nedenle bu arkadaşlarımız yerinden kalkınca başkaları bunların yerine oturmuş. Bunu takip etmemiz de, engellememiz de mümkün değil.
Kendilerini DİP olarak ifade eden işçi arkadaşları etkinliğe davet eden ve herkes dışarıda kapıların açılmasını beklerken "direnişçi işçiler onur konuğumuzdur" diyerek onları diğer Tekel işçileriyle beraber içeri alan festival yönetimi neden bu arkadaşlarımıza karşı olumsuz bir tutum içine girsin?
Konuyu tartışmalı hale getiren durum ise şöyle gelişmiştir: Biz arkadaşlarımızı gecenin akışı üzerine bilgi vermek için kulise davet ettik ve orada bütün işyerlerindeki direnişçi işçileri sahneye birlikte alacağımızı, her işyerinden bir kişiye söz vereceğimizi ve ayrıca Mustafa Türkel'den de Tekel direnişinin bundan sonraki süreci için bilgi vermesini isteyeceğimizi ifade ettik. Bu sırada tekel işçisi arkadaşımız Mustafa Türkel'in bulunduğu her ortamda onu protesto edeceğini, onunla aynı ortamda bulunmak istemediğini ifade etti. Biz de kendilerine bunun hoş olmayacağını ve bu gecenin amacının direnişteki işçilerle 1000 civarındaki izleyicinin coşkulu şekilde kaynaşmasını sağlamak olduğunu vb. anlattık. Bir süre daha süren tartışmanın sonucunda 6-7 kişilik bu gruptan bir iki arkadaşımız "bize sunulan bu imkanı kullanalım" derken diğerleri "birlikte geldik birlikte tavır alalım" şeklinde tavır sergilediler ve "ya istediğimiz gibi protesto hakkımızı kullanırız ya da salonu terk ederiz" ikilemine soktular. Biz de festival yönetimi olarak "Mustafa Türkel'i festivale biz davet ettik, bizim davet ettiğimiz bir konuğu yine bizim davet ettiğimiz başka bir konuğumuzun ya da konuklarımızın protesto etmesi hoş olmaz buna izin veremeyiz. Siz kendi derdinizi anlatın o da çıksın kendi konuşmasını yapsın" deyince kendileri salonu terk etmeyi tercih etmişlerdir.