"İş Güvenliği Yasası'nın insan onuruyla ilişkili olduğu" vurgulanan açıklamada şu görüşlere yer verildi:
İnsan hakları bütündür
* Türkiye, insan hakları ve demokratik standartların hukuksal düzenlemeler yoluyla korunması ve geliştirilmesinde ileri adımlar atmaya başlamıştır.
* İnsan hakları bir bütündür. İş güvencesi yasa tasarısı, ekonomik ve sosyal haklar kategorisinde bir güvenceye karşılık gelmektedir. Bu güvence, insan onuru ile ilişkilidir. İnsan onuru, insanın imgesine uygun bir muamele beklentisini ifade eder.
* İnsan onuru, yalnızca işkence görmeme hakkı ile ilgili bir kavram değildir. Çalışma hakkı bağlamında ele alınacak olursa, işçi çalışmasının karşılığında, kendisini ve ailesini insan onuruna uygun koşullarda yaşatacak adil bir ücret alma hakkı yanında, işini kaybetme riskinden uzak tutulması gerekmektedir.
* Türkiye Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) 158 sayılı sözleşmesini onaylamış bir ülkedir (1994).Buna uygun normatif düzenlemeleri de gerçekleştirmek durumundadır.
"İşçi hakları mücadeleyle kazanıldı"
* İnsan hakları, sosyal boyut ihmal edilerek ele alınamaz. İnsan hakları ve demokrasi ile kalkınma ve gelişme arasında koparılmaz bağ vardır.
* Özel olarak yoksulluk, genel olarak da ekonomik ve sosyal haklardan yoksunluk, diğer insan haklarının kullanılmasının da önündeki engellerden birisidir. İş güvencesi, Avrupa Sosyal Şartı'nın da gereğidir.
* Avrupa işçi sınıfı, sosyal haklarını çok uzun mücadeleler yoluyla kazanmıştır. Avrupa'nın tarihi, Avrupa halklarının ve en başta işçi sınıfının, "özgürlük, eşitlik ve kardeşlik" mücadelesi ile anılır.
* İnsan Hakları Evrensel Bildirisi 'nin (10 Aralık 1948) hazırlanma sürecinde bu sorun çözülmüş ve İkiz Sözleşmelerle de (BM, Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşme, Ekonomik ve Sosyal Haklar Uluslararası Sözleşme, 1966) insan haklarının bölünmezliği, bütünselliği tescil edilmiştir.
* İş Güvencesi Yasa Tasarısı 'nın bir an önce yasalaşmasını talep ediyoruz. (NK)