Bahir Ersoy Taslağı (1979)
İş güvencesi konusunda kapsamlı ilk girişim, daha 158 sayılı ILO Sözleşmesinin Uluslararası Çalışma Konferansı'nda kabul edilmesinden önce, Bahir Ersoy'un Çalışma Bakanlığı döneminde, 1979 yılı ortalarında yapıldı. Bu taslakta iş güvencesi ile kıdem tazminatı birlikte değerlendirilmişti.
Taslağa göre, işçi, fesih bildiriminin yapıldığı tarihten itibaren bir ay içinde iş mahkemesine başvurabiliyordu. İş mahkemesi en geç iki ay içinde kararını verecekti.
Tazminat ödenmesi ise, şu şekilde düzenleniyordu:
"Mahkemece, taraflardan birinin isteği üzerine işçi ve işveren açısından hizmet sözleşmesinin devamının katlanılamayacak duruma gelmiş olmasına karar verilmesi halinde, işe iade yerine işçinin bir yıllık ücret tutarından az olmamak üzere tazminata hükmedilir. Bu halde mahkeme kararı, geçerli nedenlerle yapılmış feshin sonuçlarını doğurur."
12 Eylül Sonrasında İşçi Çıkarma Yasağı
Uygulamada iş güvencesine ilişkin en önemli adım, 12 Eylül sonrasında Milli Güvenlik Konseyi tarafından atıldı. Konsey, 14 Eylül 1980 tarihinde yayınladığı bildiriyle, grevlerin ertelendiği işyerlerinde işçi çıkarılmasına kısıtlama getirdi: "Grev ve lokavtı ertelenen işyerlerinde; erteleme süresince işçinin kendi isteği, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ile sağlık sebepleri dışındaki herhangi bir nedenle işçi işten çıkarılmayacaktır."
Prof.Dr.Turhan Esener'in Tasarısı (1982)
Prof.Dr.Turhan Esener'in Çalışma Bakanlığı döneminde, iş güvencesi sağlamaya yönelik önemli bir tasarı hazırlandı. 158 sayılı ILO Sözleşmesi'nin Uluslararası Çalışma Konferansı'nda kabul edilmesinin hemen ardından hazırlanan ve hazırlanmasında bu metinden yararlanıldığı gözlenebilen bu tasarı, hizmet akdinin feshinde "yeterli sebep" arıyordu. İlgili düzenlemede, 1475 sayılı Yasanın 13. maddesi B bendinin aşağıdaki biçimde değiştirilmesi öngörülüyordu:
Tasarıda, İş Yasasının 24. maddesi değiştirilerek, toplu işten çıkarmalarda Bölge Çalışma Müdürlüğü'nün izni öngörülüyordu:
Mehmet Moğultay'ın Tasarıları (1992)
Mehmet Moğultay'ın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı döneminde bir İş Güvencesi Yasa Taslağı hazırlandı (Ocak 1992
Bu taslak, 158 sayılı ILO Sözleşmesi'nde işçi lehine getirilenden daha ileri bir düzenleme içeriyordu. 158 sayılı Sözleşmede, yargının işçinin işe iadesine ilişkin kararına işverenin itirazı durumunda, işçinin işbaşı yapması olanaklı değildir. Halbuki bu tasarıda bu konudaki karar yargıya bırakılmıştı. Tasarıda yer alan "haklılık" kavramı ise önemli bir yanlışlıktı. ILO Sözleşmesinde "haklılık" değil "geçerlilik" aranıyordu.
Bu tasarının önemli diğer bir düzenlemesi, toplu işçi çıkarmalarda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürlüğü'nden izin alma zorunluluğunu getirmesiydi. Tasarıda, 1475 sayılı İş Yasası'nın 24. maddesinin 1. fıkrasının aşağıdaki biçimde değiştirilmesi öngörülüyordu.
Bu tasarı da yasalaşamadı; ancak Mehmet Moğultay'ın çabaları sonucunda, Türkiye, Uluslararası Çalışma Örgütü'nün 158 sayılı sözleşmesini onayladı.
Türkiye İşçileri Sendikası Konfederasyonu (Türk-İş), 2 Ocak 1996 tarihinde Uluslararası Çalışma Bürosu'na gönderdiği bir yazı ile, 158 sayılı Sözleşme için, ILO Anayasası'nın 24. maddesindeki şikayet başvurusu sürecini, denetimin başladığı 4 Ocak 1996 tarihi itibariyle başlattı. ILO Yönetim Kurulu, 1996 yılı Mart ayında yaptığı toplantısında bu başvuruyu kabul edilebilir buldu.
Yaşar Okuyan'ın Birinci Tasarısı (2000)
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan, iş güvencesi konusunda bir yasa tasarısının hazırlanmasına büyük önem verdi. 2000 yılı içinde hazırlanan çeşitli tasarı taslakları tartışmaya açıldı. 19 Eylül 2000 tarihindeki tasarı ise Bakanlar Kurulu'na gönderildi 9.
Bu tasarı, 158 sayılı ILO Sözleşmesinin gereklerini yerine getirmekten uzaktı; ancak konuyu gündeme getireceği umuduyla ve işverenlerin ceza maddeleri nedeniyle gösterdiği büyük tepkiye karşılık olarak, sendikalar tarafından desteklendi. Ayrıca, TBMM'de komisyonlarda gerekli değişikliklerin yaptırılabileceği umudu taşınıyordu.
Tasarı, 1475 sayılı İş Yasasının 13. maddesine göre hizmet akdinin feshinde geçerli bir neden aramıyordu. Yalnızca, "bildirim sırasında işveren feshin sebeplerini açıkça belirtmek zorundadır" hükmünü getiriyordu.
Tasarının TBMM'ye gönderilmesi konusunda gerekli imzaların hemen hemen tamamının toplanmış olmasına karşın, tasarı Bakanlar Kurulu'nda tutuldu.
Akademisyenlerin Tasarısı (2001)
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nda 7 Şubat 2001 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ile TÜRK-İŞ, DİSK, HAK-İŞ ve TİSK Genel Başkanlarının katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda alınan karar doğrultusunda 9 akademisyenden oluşturulan komisyon 10, raporunu 4 Mayıs 2001 tarihinde bitirdi. Ancak, bu komisyon, görev ve yetkisini aşarak, iş güvencesinin yanı sıra kıdem tazminatı konusunda da düzenlemeler öngördü.
Akademisyenler tarafından hazırlanan iş güvencesi yasası tasarısı 11, ana hatlarıyla 158 sayılı ILO Sözleşmesine uygundu; bazı aykırılıklar zaman içinde düzeltilebilir, eksiklikler zamanla giderilebilirdi. Ancak akademisyenler tarafından kıdem tazminatına ilişkin olarak yapılan değerlendirme ve düzenlemeler, kendilerine verilen görevin sınırlarının aşılmasıydı. 9 akademisyenin imzasıyla hazırlanan raporda "kıdem tazminatının bir fondan karşılanması uluslararası uygulamalara ve ILO normlarına uygun"dur deniliyordu 12. Bu iddia kesinlikle doğru değildir.
Yasa tasarısı, yalnızca 1475 sayılı İş Yasası kapsamındaki işçiler için yeni bir düzenleme getiriyordu. Diğer bir deyişle, 1475 sayılı İş Yasasının 5. maddesinde yer alan istisnalar (en önemlisi, tarım ve orman işçileri) ile Deniz İş Yasası ve Basın İş Yasası kapsamında olan işçiler, getirilen iş güvencesinden yararlanamıyorlardı.
Yaşar Okuyan'ın İkinci Tasarısı (2001)
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 25 Mayıs 2001 tarihinde sonuçlandırdığı ikinci tasarısını Bakanlar Kurulu'na 28 Mayıs 2001 tarihinde gönderdi 14. Bu tasarı, 19 Eylül 2000 tasarısından ve akademisyenlerin hazırladığı tasarıdan çok daha olumludur.(NK/BB)
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) Genel Başkan Danışmanı ve Türkiye Yol Yapı İnşaat İşçileri Sendikası (Yol-İş) Eğitim ve Araştırma Dairesi Müdürü Yıldırım Koç'un raporundan alıntılanmıştır. (Türk-İş Yayınları No: 50)
* Raporun tam metni www.turkis.org.tr sitesinde okunabilir.
* Vurgular bianet'e aittir.