DEV MADEN-SEN: Yetkililer maden ocaklarını ne zaman düzenli denetleyecek?
Türkiye Devrimci Maden Arama ve İşletme İşçileri Sendikası (DEV MADEN-SEN) Genel Başkan Vekili Tayfun Görgün, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler'in kaza için "olağan" demesine göndermeyle, "Linyit ocaklarında yaşanan, metan gazı patlaması sonucu meydana gelen bu tür iş cinayetlerini olağan gibi değerlendirmek doğru değildir ve yetkililer bu anlamda açıklamalarına dikkat etmeli; sorumluluklarını unutmamalı" dedi.
Görgün, patlamadan 10 dakika önce gaz ölçümünün yapıldığı, patlamanın birden metan gazı birikimi sonucu olduğu bilgisinin de gerçeği yansıtmadığını ifade etti.
"Denetimden uzak, ilkel yöntemlerle üretim yapılan ocaklarda iş ortamının her zaman yeterli havalandırılmadığını, iş sağlığı ve güvenliği yönünden gerekli önlemlerin alınmadığını sürekli dile getiriyoruz."
Görgün hükümete ve yetkililere de şu soruları sordu:
"Kayıt dışını engellemek için neyi bekliyorsunuz? Kan gölüne dönüşen maden ocaklarını neden düzenli denetime tabii tutmuyorsunuz? İmzaladığınız uluslararası sözleşmelere ne zaman uyacak, ülkede sendikal hak ve özgürlüklerin önündeki engelleri ne zaman kaldıracaksınız?"
Açıklamasında işletmedeki çalışma koşullarına dair bilgi veren Görgün, sendikasızlığa da dikkat çekti:
"Balıkesir Ticaret Odası Meclis Başkanı ve aynı zamanda Balıkesir Tenis İhtisas Kulübü 2. Başkanı olan İşveren Erhan Ortaköylü'nün işletmesinde 205 işçi çalışıyor.
"İlçeye 35 kilometre uzaklıktaki maden ocağında zaman zaman ölüm ve organ kaybına neden olan iş kazalarının olduğu ancak bunun kamuoyundan gizlendiği öğrenildi.
"İşçilerin sendikal örgütlenmeden mahrum oldukları, asgari ücret dolayında bir ücretle çalıştırıldıklarını herkes biliyor."
DİSK: Ölümlerin nedeni kâr hırsı ve insanca çalışma koşullarının yokluğu
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Sekreteri Musa Çam da, sorumluların bir an önce ortaya çıkarılarak hesap sorulmasını, işletmede çalışma koşullarının düzeltilmeden faaliyete geçirilmemesini istedi.
Çam, nedeni, çalışanların insanca çalışma koşullarından yoksun bırakılması ve aşırı kâr hırsı olduğunu söyledi ve şu istatistikleri verdi:
* Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişlerinin 44 ildeki yeraltı ve yerüstü madeninde yaptığı denetimlere göre, Türkiye'deki 772 işletmeden yalnızca 47 tanesi kurma iznine ve yalnızca 87 tanesi işletme belgesine sahip.
* 469 işyerinde işçilerin sağlık raporları tutulmuyor; "Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği"ndeki unsurlar kulak ardı ediliyor.
* 428 işyerinde periyodik sağlık gözetimleri yapılmıyor.
* İşçilere genel çalışma şartlarıyla ilgili eğitim verilmeyen işyeri sayısı ise 222'yi buluyor.
Çam da Bakan Güler'in "madenciliğin tabiatı" sözü için, "insan hayatını hiçe sayarak tam bir açgözlülük ve kâr hırsıyla yapılan üretimlerde ortaya çıkan 'bilebile kazaları' 'madenciliğin tabiatı' olarak görme"yi "pişkinlik" olarak niteledi.
Birleşik Metal-İş: Olmamalı Sayın Bakan
Birleşik Metal İşçileri Sendikası da Bakan Güler'in "Bu metan gazının ne zaman, nerede, nasıl birikeceği belli olmuyor" sözlerini anımsatarak "Sorumluların bu kadar sorumsuzca davrandığı ve yerin metrelerce altında hayatını kaybeden maden emekçilerinin yaşadıklarını bu kadar basitçe gerekçelendiren başka bir devlet var mıdır, bilemiyoruz" dedi.
Sendika, ölümlerin ve kazaların artmasının nedeni olarak da, "özelleştirmeler ve devleti küçültmek adına denetleme yapacak eleman sayısının azaltılması"nı gösterdi.
İHD: Tek sorumlu yaşam hakkını korumayan yetkililer ve işverenler
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi de bir açıklama yaptı ve "Kâr hırsı ile en temel hak olan yaşam hakkının korunması için gereken önlemleri almayan ve maden ocaklarını adeta birer mezara çeviren yetkililer ve işverenler, bu facianın yegane sorumlularıdır" dedi.
Dernek çalışanların güvenliğine gereken hassasiyetin gösterilmesini, önlemlerin bir an önce alınmasını istedi.
Halkevleri: Denetim yapmayan hükümet birinci elden sorumlu
İstanbul Halkevi Başkanı Oya Ersoy da, açıklamasında, maden işçilerinin güvencesiz koşullarda çalıştırıldığını söyledi, sorumluların derhal cezalandırılmasını istedi.
"Madenlerde işçi sağlığı ve iş güvenliği denetimlerini yapmayan hükümet birinci elden sorumludur. Ölen işçilerin aileleri tam anlamıyla güvence altına alınmalıdır. Başka ölümler yaşanmasını engellemek için maden ocaklarında işçi sağlığı ve iş güvenliği denetimleri derhal yapılmalıdır."
Ersoy, 19 Mayıs'tan beri Türkiye'de 20 iş kazasının meydana geldiğini, ölen ve yaralanan işçilerin çoğunun iş güvencesinin, sigortasının olmadığını da belirtti. (TK)