Uçan Süpürge Vakfı’nın 30. yılı kapsamında düzenlenen “Kadın Haklarının Dünü, Bugünü, Yarını” konferansında konuşan İrlanda’nın Ankara Büyükelçisi Clare Brosnan, hem kendi ülkesinin acılı fakat dönüştürücü kadın hakları mücadelesini hem de Türkiye’de gözlemlediği ortak yaraları ve umutları anlattı.
Brosnan, konuşmasında kadınların siyasal temsilindeki eşitsizliklerden, şiddetle mücadeledeki eksiklere; barış süreçlerinde kadınların dışlanmasından, kadınların kendi sözlerini yaratma gücüne uzanan geniş bir çerçeve çizdi.
Konuşmasının ardından bianet’e değerlendirmelerde bulunan Brosnan, iki ülkeyi birbirine bağlayan ortak noktayı şöyle özetledi:
“Her iki ülkede de yapılacak çok iş var ama kadınların görünürlüğü, umudu ve gücü ortak.”
“Mary McGee kadınların bedensel hakları için bir dönüm noktasıydı”
Büyükelçi Brosnan, konuşmasının önemli bir bölümünü İrlanda’daki kadın hakları mücadelesinin göz ardı edilen dönemeçlerine ayırdı. Katolik Kilisesi’nin kadınların yaşamları üzerindeki uzun süreli etkisini hatırlattıktan sonra, kısa süre önce yaşamını yitiren Mary McGee’nin açtığı davanın ülke tarihinde yarattığı kırılmayı anlattı:
“Genç yaşta çok zor bir evlilik içinde olan Mary McGee, doktorundan doğum kontrol hapı alamadığı için mahkemeye başvurdu. O dönemin yasalarına ve Kilise’nin anlayışına tamamen aykırıydı ama McGee ve eşi davayı kazandı. Bu karar, kadınların bedenleri üzerindeki haklarına sahip çıkmaları açısından bir sembole dönüştü.”
“Türkiye ve İrlanda’da siyasal temsilde aynı sorunlar var”

Brosnan’a göre, Türkiye ile İrlanda arasında kadın hakları açısından pek çok benzerlik bulunuyor:
“Her iki ülkede de kadınların siyasette temsili hâlâ çok yetersiz. Ayrıca kadınlara ve aile içi şiddete dair sorunlar, hem Türkiye’nin hem İrlanda’nın ortak mücadele alanları. Bu alanlarda yapılması gereken çok şey var.”
AB deneyimi: “Kadınların ekonomik hayata katılımı toplumları güçlendiriyor”
İrlanda’nın AB’ye katılımının, kadınların iş gücüne katılımını nasıl dönüştürdüğünü anlatan Brosnan, Türkiye’ye yönelik doğrudan bir reçete vermekten kaçınsa da şu vurguyu yaptı:
“Kadınların eğitimde ve iş gücünde daha görünür olması toplumları güçlendiriyor. İrlanda'da bunun olumlu sonuçlarını gördük. Türkiye için bir reçete sunamam ama kadınların ekonomik hayata katılımının her toplum için çok değerli olduğunu söyleyebilirim.”
İrlanda barış süreci: Kadınlar kendi partilerini kurarak masaya oturdu
Brosnan, İrlanda barış sürecinin ilk yıllarında kadınların dışlandığını, ancak kadınların bu duvarı aşmak için kendi siyasi yollarını açtığını hatırlattı:
“Kadınlar, ‘Kadın Koalisyonu Partisi’ni kurarak müzakere masasına oturdu. Bu, Good Friday Anlaşması’nın oluşumunda önemli bir etki yarattı. Kadınların barış süreçlerinde aktif olması, toplumun gerçek ihtiyaçlarının masaya gelmesini sağlıyor.”
Diyarbakır’dan izlenim: “Sivil toplumda kadınlar için güçlü bir enerji var”
Son dönemde Diyarbakır’ı ziyaret eden Brosnan, kentteki kadın hareketine ve gençlere dair izlenimlerini heyecanla aktardı:
“Diyarbakır’da sivil toplumda ve özellikle gençler arasında kadınlar konusunda çok olumlu bir hava hissettim. Bu bana Türkiye’nin her kesimi için büyük bir fırsat olduğunu gösterdi. Umarım kız çocukları, erkek çocukları ve tüm Türkiye için barış ve eşitlik daha da güçlenir.”
25 Kasım mesajı: “Şiddetin konuşulmaması şiddetin bir parçasıdır”

Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü yaklaşırken Brosnan, sessizliğin kendisinin de bir şiddet biçimi olduğunu vurguladı:
“Geçmişte bu konunun konuşulmaması, aslında sorunun bir parçasıydı. Kadına yönelik şiddet konusunda ne kadar çok konuşur, anlar ve kolektif çözümler üretirsek o kadar ilerleriz. Diyalog ve açıklık hayati.”
25 Kasım'a giderken: Kadınlar Birlikte Açıyor
Nur Betül Aras: Gürsel Tekin’i eleştirdiğim tweetlerim cumhurbaşkanına hakaret sayıldı
Güven: Halkı ile barışık bir ülke mümkün, bunu birlikte inşa edeceğiz
Büyükelçi Brosnan’ın söz ettiği Mary McGee kimdir
Mary McGee, İrlanda’da 1935 yılında yürürlüğe giren ve doğum kontrol araçlarının satışını/ithalatını yasaklayan bir yasaya karşı dava açtı.
Kendisinin hamileliği sırasında ciddi sağlık sorunları olmuştu; doktoru bir daha hamile kalması halinde hayatının tehlikede olduğunu belirtmişti.
McGee ve eşi, İngiltere’den diyafram ve sperm hücrenini yok eden jeli sipariş ettiler, ancak gümrükte el kondu. Bunun üzerine dava açıldı.
19 Aralık 1973’te McGee v The Attorney General davası sonucunda İrlanda Yüksek Mahkemesi, evli çiftlerin doğum kontrolünde karar verme hakkının anayasal olarak korunması gerektiğine hükmetti (oy hakkı 4-1).
Bu karar, İrlanda’daki toplumsal dönüşümün önemli bir kıvılcımı sayılıyor; kadınların bedensel özerkliği, mahremiyet hakları ve devletin aile içi kararları üzerindeki düzenleyici rolüne dair tartışmaların önünü açtı.
McGee’nin hayatının kaybetmesi üzerine İrlanda genelinde “modern İrlanda’nın kahramanlarından biri” olarak anıldı.

KADINLARIN GÜNDEMİ
Feminist mücadelenin hafızası: Uçan Süpürge’den konferans notları
(EMK)








