Magdeburg Noel Pazarı'na yapılan saldırıdan üç gün sonra, Almanya'da kurumlar ve kamuoyu olayın nedenlerini, saldırganının motivasyonunu anlamaya uğraşırken olayın güvenlik açısından yeniden soruşturulması ve siyaseten yeniden değerlendirilmesi ihtiyacı ön plana çıkıyor.
Olayla ilgili bilinenler
Magdeburg Noel pazarında kalabalığın üzerine araba sürüldü. En az 5 kişi öldü. 41'i ağır 200'ü aşkın kişi yaralandı.
Arabayı süren 50 yaşındaki 2006'dan beri Almanya'da yaşayan Suudi Arabistan göçmeni doktor Taleb al-Abdulmohsen tutuklandı. Magdeburg'un güneyindeki Bernburg ilçesinde yaşayan al-Abdulmohsen 2016'da siyasi mülteci olarak sığınma hakkı sahibi olmuştu.
Taleb al-Abdulmohsen'in son zamanlarda Alman otoritelerini hor gören ve Almanya için Alternatif Partisi'ne (AfD) sempati duyan bir İslamofobik olarak giderek daha fazla radikalleştiği söyleniyor. Sosyal medya paylaşımlarına göre al-Abdulmohsen Almanya'nın göç politikalarını sert bir şekilde eleştirirken, göçmen karşıtı AfD partisine ve Elon Musk'a sempatisini ifade ediyordu.
Al-Abdulmohsen'in 2013'te terör saldırısı tehdidinde bulunduğu, ancak somut bir saldırı hazırlığına dair bulguya rastlanmadığı ayrıca, Almanya'daki "Eski Müslümanlar Merkezi" ve "Seküler Mülteci Yardım Derneği" ile çatışmalar yaşadığı ve bu kurumları eleştirdiği biliniyor.
Öte yandan kamuoyunda ve sosyal medyada tam tersine, "'takiyyeye' sığınan siyasal İslamcı bir saldırıya ilişkin" bir anlatı da genişleyerek sürüyor.
Magdeburg'daki hava
Sol Parti'ye yakın Neues Deutschland gazetesi, Magdeburg'daki Noel pazarına saldırının kentte yaşayan göçmenler için olumsuz sonuçları olduğunu bildirdi. Şiddet ve radikalleşmeyi önlemeye yönelik çalışmalarıyla bilinen danışma merkezi Salam ve Saksonya-Anhalt'taki göçmen örgütleri ağı Lamsa bu gelişmelere dikkat çekiyor.
Salam, kentte "son derece düşmanca bir atmosfer" olduğunu bildiriyor. Müslümanların hakarete uğramaya ve "terörist", "suçlu" ve "ayaktakımı" olarak nitelenip dışlanmaya uğramaya başladıklarını aktarıyor. Lamsa da bir göçmenin dört kişi tarafından dövüldüğünü, kentte birkaç göçmenin kovalandığını ve dernek üyelerinin tehdit ve hakarete uğradığını bildiriyor.
Lamsa'nın genel müdürü Mamad Mohamad, kentin beş kişinin kaybının yasını tutmak ve tüm bu olayla yüzleşmek zorunda kalmasından rahatsız olan "tamamen ahlaksız insanlar"ı işaret ediyor. Mohamad saldırılar ve yanlış anlatıların yayılmasının, Magdeburg'un şu anda ihtiyaç duyduğu son şey olduğunu söylerken "Kalbinden vurulmuş kent barış bulmalı ve sağcı propagandayla daha fazla parçalanmamalı," diyor.
Magdeburg'daki araştırma kuruluşu Miteinander'in sağcı aşırılıkçılık bölümü çalışanlarından David Begrich, kentin saldırıdan "derinden yaralandığını" söylüyor. Şimdi "yas ve içsel düşünme" zamanı, "kutuplaşma veya hatta siyasi sömürü" zamanı değil diyen Begrich, "göçmen kökenli insanlara yönelik şeytanlaştırma ve tehditler" konusunda çok daha kaygılı.
Magdeburg-Stendal Üniversitesi'nde sosyoloji profesörü ve sağcı aşırılıkçılık uzmanı olan Matthias Quent de saldırının barışçıl bir Noel sezonu olması gereken zamanda kenti ve ülkeyi "kalbinden" vurduğunu söylüyor. Quent, aşırı sağcı grupların protesto çağrısında bulunmalarını ve faile dair güvenilir bir bilgi olmadan önce bile saldırıyı istismar etmeye çalışmalarını eleştiriyor.
Son dönemlerde özellikle ülkenin doğusunda büyük bir oy patlaması elde eden, ırkçı, protofaşist, göçmen ve sol düşmanı, soykırım inkarcısı ve Hitlerciliğin hayranı Almanya için Alternatif'in (AfD) destekçilerinden olan Magdeburg saldırısı failinin 2019'da kendisini "tarihin en saldırgan İslam eleştirmeni" olarak tanımladığı biliniyor. Failin ayrıca sağcı gruplarca yayılan komplo teorilerine inandığına gönderme yapan Quent şunları söylüyor: "Mevcut bulgular ışığında, saldırının sağcı aşırılık yanlıları tarafından motive edildiği varsayılmalı; saldırganın kökeni veya ten rengi ne olursa olsun, odak noktası vahşi saldırının tetikleyicisi olarak ideolojik motivasyondur."
Salam'dan Hans Goldenbaum da yerel radyo istasyonu MDR ile yaptığı röportajda şüpheli Taleb al-Abdulmohsen'in "dijital küresel sağcı aşırılığın kesişiminde", "marjinal bir figür" olduğunu söyledi. Goldenbaum, Taleb al-Abdulmohsen'in AfD temsilcileriyle şahsen görüştüğüne inanmadığını güçlü bir dijital ağ üzerinden ağdakilerin birbirlerini cesaretlendirip radikalleştirdikleri "çevrimiçi bir topluluk" kurduğunu düşündüğünü söyledi.
İçişleri Komitesinin özel görüşmesi
Magdeburg saldırısı faili güvenlik yetkilileri ve politikacılar için de hala şaşırtıcı bir kişi konumunda.
Güvenlik yetilileri muhtemelen Magdeburg'daki saldırıya kadar al-Abdulmohsen'in suç profilinin çok belirsiz olduğunu düşünmüşlerdi. Kendisi İslamcı değildi; güvenlik yetkilileri bu tür insanlarla uğraşmaya alışkındı. Şimdi Alman güvenlik mimarisinin bu arka plana karşı uyarlanması çağrıları yapılıyor. Vatandaşların nasıl daha iyi korunabileceği sorusunun yaklaşan seçim kampanyasında daha da büyük bir önem kazanması muhtemel.
Bunun ötesinde al-Abdulmohsen'in esasen İslamdan hiçbir zaman dönmediği ve Magdeburg saldırısının bir "takiyye"den ibaret olduğuna dair bir alt anlatı da sosyal medyada süre gidiyor.
İslam'daki anlamıyla "mürted" kod adını kullanan bir "eski İslamcı", X'te, bu anlatıyı değerlendiren bir post zincirinde saldırının nedenleri kadar, al-Abdulmohsen'in neden Almanya'da yaygın olarak AfD yanlısı olmadığına inanılmak istendiğini yorumluyor.
Bir "mürted"e göre saldırgan "hem aşırı sağcı hem akıl hastası olabilir"
Ben eski bir Müslümanım.
Birçok eski Müslümanın ve İslam eleştirmeninin, Almanya'daki Noel pazarı teröristinin, Müslüman olmayanlara zarar vermek için İslam'a karşıymış gibi davranan gizli bir cihatçı Müslüman olduğuna inanmak istediğini biliyorum.
Bundan daha karmaşık bir durumsa şu:
Birincisi: Bunu neden yaptı?
Ona göre, eski Müslümanların kurduğu bir mülteci örgütüyle savaş halindeydi. Alman hükümetini, Suudi mültecilere kötü muamele etmek için bu örgütle işbirliği yapmakla suçladı. Hükümetin, suçlarını ortaya çıkarmaya çalıştığı için peşinde olduğunu iddia etti.
Onu hapse atmak, öldürmek istediklerini ve raporlarını çarpıttıklarını ve posta kutusundan bir şeyler [ç]aldıklarını (evet) iddia etti, çünkü İslam'ı yaymak için Suudi Arabistan ile gizli bir anlaşmaları vardı ve şiddet kullanmaktan başka seçeneği kalmamıştı.
[Bunlar] paranoya ve sanrılar gibi görünüyor.
Peki, neden Noel pazarı?
Eski Müslümanlara gönderdiği mesajlarda, dikkat çekmek için rastgele Almanları öldüreceği konusunda uyardı. İslamcı teröristlerin de sevdiği Noel pazarından daha iyi bir yer olabilir mi?
İnsanlar bu tehditleri Alman yetkililere bildirdi [ama hiçbir şey yapılmadı].
Yani [buna göre], terörist saldırı, Almanları temsil eden Almanya'nın, bazı eski Müslümanlarla birlikte, Suudi mültecilere kötü muamele etmek ve İslam'ı yaymak için bir örtbas etme olayına karıştığı yönündeki sanrısal fikrinin bir sonucu.
Doğrudan İslam karşıtı veya İslam yanlısı bir saldırı değil.
Daha çok Almanya karşıtı.
Bunun şu kişilere yönelik bir saldırı olduğunu iddia edebilirsiniz:
1. Almanya
2. Eski Müslüman bireyler ve örgütler
3. İslam/Müslümanlar
Ne yazık ki, bu çılgınlıktan en çok zarar görenler Alman halkı.
En az zarar görenler ise Müslümanlar.
Doğal olarak, insanlar bunu şüpheli buluyor ve İslam adına hareket ettiğini düşünüyor.
Bu [açıklama], [saldırgan] çok zeki, 18 yıl boyunca İslam karşıtıymış gibi davranmada çok iyi ve yabancı bir gücün gizli ajanı olsaydı mantıklı olabilirdi.
Elbette bu imkansız değil, ancak kanıtlar yanıltıcı veya zayıf. ⬇️
"Allahu Ekber" dediği iddiası gerçek dışı
İnsanlar videoda [saldırganın] "Allahu Ekber" diye bağırdığını duyabileceğinizi iddia ettiler. Ben hiç "Allahu Ekber" duymuyorum. Ayrıca "İslamofobikleri" çerçevelemeye çalışıp sonra da Allahu Ekber diye bağırmak da pek mantıklı değil. Bununla birlikte, yaptığı hiçbir şey pek mantıklı değil.
Sonra, terörist olduğu veya IŞİD teröristlerini yücelten biri olduğu iddia edilen Omar Abdulaziz'e (@oamaz7) teşekkür ettiği ekran görüntüsü var.
Bu doğru değil. Omar Abdulaziz, İslamcıları ve Suudi Arabistan'ı hicveden bir hicivci ve demokrasi yanlısı muhalif. Google'da arayın.
Bu tweet'te, iddiaya göre Şii veya Vahhabi olduğunu itiraf ediyor, ancak söylediği bu değil.
1. "Sevgili Suudi Eski Müslümanlar" diyor.
2. Kendisi Şii idi.
3. Asla Vahhabi olduğunu söylemedi, yalnızca "orijinal İslam" olduğunu söyledi.
Vahhabiler [kendileri için] aşağılayıcı "Vahhabilik" terimini kullanmazlar.
Sonra, insanların Hamas'ı desteklediği şeklinde yorumladığı bir gönderi var, ancak bağlam [olarak] @Israel'in gönderisine yorum bırakan başka birine yanıt veriyor.
Arapça konuşanların [aldığım yanıtlara göre], bunun genel olarak Hamas'ı destekleyen birine karşı alaycı bir yanıt gibi algılamakta birleştiklerini gördüm.
Saldırıyla alakasız olsa da, Suudi Arabistan tarafından aranan bir suçlu olduğu fikri de var. Sorun şu ki: Suudi Arabistan'da hükümete karşı çıkmak ve kadınların kaçmasına yardım etmek yasadışıdır. Suudi Arabistan bunun için onun iadesini istiyorsa, Almanya'nın bunu reddetmesi normaldir.
Dengesiz ve nefret dolu bir kişi olması çok daha muhtemel
Hiç kimse GERÇEK cevabı bilmiyor, ancak gördüğüm ve düşündüğüm her şeyden, dengesiz sanrıları ve öfkesi yüzünden rastgele insanları öldürecek kadar hasta olan aşırı derecede rahatsız ve nefret dolu bir kişi olması çok daha olası görünüyor.
Diğer seçenekler açık olsa da, aslında gizli bir cihatçı olduğu sonucuna varmak için uygun bir neden göremiyorum, ki bu ikinci en olası açıklama olurdu, ya da bunun Müslümanlara saldırmak veya onları suçlamak için mükemmel bir yol olacağını düşünen normal bir eski Müslüman olduğu sonucuna varmak için uygun bir neden göremiyorum, ki bu oldukça saçma.
İnsanlar akıl hastası, kafası karışık, çılgın, nefret dolu olabilir ve sizin veya benim düşünülemez olduğunu düşünebileceğimiz şeyler yapabilirler. Aynı şey eski Müslümanlar veya İslam eleştirmenleri için de geçerli. İslam dünyasının ve dininin ne kadar rahatsız edici olduğunu düşünürsek, onu terk eden bazı insanların da bundan ciddi şekilde zarar görüp rahatsız olması şaşırtıcı olmamalı. Elbette, rahatsızlık İslam ile ilgisiz de olabilir ve bunun yerine kültür, yetiştirilme tarzı, genetik vb. ile ilişkilendirilebilir. Her şey mümkün.
Herkes hemen sonuçlara varıp komplo teorilerini destekleyebilir, ancak daha fazla kanıt elde edilene kadar bunlar yalnızca komplo teorileridir.
(AEK)