22 Ekim’de alınan kararın Tahran 32. Devrim Yüksek Mahkemesi’nce gazetecilerin avukatı Salih Nikbaht’a 5 Kasım’da “gerekçesiz” olarak tebliğ edildiğini açıklayan Uluslar arası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü, kararın “çok ciddiye alınması” gerektiğini bildirdi.
“Kazemi’nin katilleri ortada yok, idam onanıyor”
Avukata göre, Hasanpur, “İran’daki askeri tesislerin yerini açıkladığı ve ABD Dışişleri Bakanlığı ile ilişki geliştirdiği” gerekçesiyle suçlu bulundu. Hakkındaki hüküm usülden bozulan Botimar’ın dosyası Marivan Devrim Mahkemesi’ne geri gönderildi. Savunma avukatları kararlara itiraz edecekler.
RSF’den yapılan yazılı açıklamada, “Bizler, İran asıllı ve Kanada vatandaşı Zehra Kazemi’nin katil zanlılarıyla ilgili dosyanın yeniden açılmasını altı aydan beri beklerken aynı mahkeme, Hasanpur’un mahkumiyetini birkaç haftada onaylayabiliyor. İran adaleti, daima iktidara taraf meyil ediyor” denildi.
RSF, uluslar arası toplumun, yılbaşından bu yana 300 kişinin idam edildiği İran’da Hasanpur’un idamını mutlaka engellemesi gerektiğini bildirerek, “Bu karar kabul edilemez” dedi.
RSF’nin temas kurduğu avukat Nikbaht, “Bu karar, Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi’ne ve İran’ın da altına imza attığı Uluslar arası Sözleşmelere değil, Şeriat Yasası’na ve İslam Cumhuriyeti Yasaları’na da aykırı” diye bildirdi.
“Yıkıcı faaliyet, “bölücülük”, “casusluk”…
Amanpur ve Botimar, 16 Temmuz’da “Ulusal güvenliği tehlikeye düşüren yıkıcı faaliyetlerde bulunmak”, “bölücülük” ve “casusluk” suçlamalarıyla idama mahkum edilmişlerdi. Gazeteciler, Kültür ve İslami Yönelim Bakanlığı’nca çalışmaları Ağustos 2005’te yasaklanıncaya kadar haftalık Asu gazetesinde çalışıyorlardı. Hasanpur, aynı zamanda Amerika’nın Sesi radyosu ve Radio Ferda gibi yabancı medya kuruluşlarına da çalışıyordu.
Kürtlerin kültürel hakları için verdiği mücadeleyle tanınan Hasanpur, 25 Ocak’ta evinden gözaltına alınarak Mahabad Cezaevi’ne konurken, çevreci Sabzchia örgütünde çalışan Botimar, 25 Aralık 2006 tarihinde tutuklanmıştı. (EÖ)