İran Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf, dün gece İsrail'e gerçekleştirdikleri hava saldırısının, Suriye'deki İran konsolosluğuna düzenlenen saldırının cevabı olduğunu söyledi.
Kalibaf, İran Meclisi'nde milletvekillerine hitaben yaptığı konuşmada, Devrim Muhafızları Ordusu tarafından İsrail'e düzenlenen saldırıyı değerlendirdi.
"İsrail'e askeri hamle, diplomatik misyonlarımıza saldırıya cevaptı ve Birleşmiş Milletler kurallarına uygundu" ifadesini kullanan Kalibaf, İsrail veya ona destek veren ülkelerin "hata" yapması durumunda İran'ın daha kararlı bir şekilde karşılık vereceğini kaydetti.
"Operasyonun devamına yönelik bir düşüncemiz yok"
İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri, İran devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, “Operasyon başarıyla tamamlandı. Biz bu operasyonu tam bir sonuç olarak görüyoruz ve operasyonun devamına yönelik bir düşüncemiz yok” dedi.
Tel Aviv yönetiminin, İran'ın Suriye'nin başkenti Şam'daki konsolosluğuna saldırarak kırmızı çizgiyi aştığını belirten Bakıri, İran'a yönelik yeni bir saldırının olması durumunda İsrail'e daha geniş kapsamlı bir saldırı düzenleyeceklerini ifade etti.
Sivil yerleşim yerleri ile ekonomik bölgelerin vurulmadığını kaydeden Bakıri, çok daha fazla füze atabilme kabiliyetine sahip olmalarına rağmen İsrail'e saldırının uyarı seviyesinde kalmasına çaba gösterdiklerini kaydetti.
İran, BM Sözleşmesi'nin 51. Maddesini işaret etti
İran Devrim Muhafızları Ordusu, ABD'nin İran'a karşı saldırıya herhangi bir destek veya katılımının, İran Silahlı Kuvvetlerinin "kararlı ve pişman edici" tepkisiyle sonuçlanacağı uyarısında bulundu.
Devrim Muhafızları Ordusunun İsrail'e başlatılan saldırıyla ilgili yayımladığı ikinci bildiride, İsrail'in İran'ın Şam'daki konsolosluğuna yönelik saldırısına karşılık, İran'ın, Birleşmiş Milletler (BM) Sözleşmesi'nin 51. maddesi uyarınca meşru müdafaa hakkı çerçevesinde İsrail'in işgali altında bulunan topraklardaki askeri hedeflere saldırı başlattığı belirtildi:
“İran, haklarını güvence altına almak ve saldırganı cezalandırmak amacıyla siyonist terör ordusunun işgal altındaki topraklarda bulunan önemli askeri hedeflerine saldırarak, stratejik istihbarat yeteneklerini, füzelerini ve insansız hava araçlarını başarıyla vurup imha etti.”
Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın 51. Maddesi: “Bu Antlaşmanın hiçbir hükmü, Birleşmiş Milletler üyeelerinden birinin silahlı bir saldırıya hedef olması halinde, Güvenlik Konseyi uluslararası barış ve güvenliğin korunması için gerekli önlemleri alıncaya dek, bu üyenin doğal olan bireysel ya da ortak meşru savunma hakkına halel getirmez. Üyelerin bu meşru savunma hakkını kullanırken aldıkları önlemler hemen Güvenlik Konseyine bildirilir ve Konseyin işbu Antlaşma gereğince uluslararası barış ve güvenliğin korunması ya da yeniden kurulması için gerekli göreceği biçimde her an hareket etme yetki ve görevini hiçbir biçimde etkilemez.”
Bildiride, ABD’nin İsrail'e desteği vurgulandı: “Terörist Amerikan hükümeti, İran'ın çıkarlarına zarar verecek herhangi bir destek ve katılımının, İran Silahlı Kuvvetlerinin kararlı ve pişman edici tepkisiyle sonuçlanacağı konusunda uyarıldı.”
Bildiride, “İsrail'in eylemlerinden ABD yönetiminin sorumlu olduğu ve İsrail'in engellenmemesi halinde hem Tel Aviv'in hem de Washington'un bunun sonuçlarına katlanmak zorunda kalacağı” belirtildi.
Devrim Muhafızları, herhangi bir ülkeden ABD veya İsrail adına gelecek tehdidin kaynağına da karşılık verileceğini ve İran'ın meşru çıkarlarını her türlü saldırgan eylem ile yasa dışı güç kullanımına karşı koruyacaklarını bildirdi.
Ne olmuştu?
İsrail, İran'ın Şam'daki konsolosluk binasına 1 Nisan'da hava saldırısı düzenlemişti.
Saldırıda, İran Devrim Muhafızları Ordusundan 2'si general rütbesinde toplam 7 kişi ölmüştü.
İran, İsrail'in konsolosluk saldırısının ülkesinin topraklarına saldırı anlamına geldiğini ve misillemede bulunacaklarını duyurmuştu. İsrail ise İran'ın saldırısına karşılık vereceğini bildirmişti.
(AS)