İran'da eski parlamento başkanı ve İran başkanlık seçimlerinin reformcu adayı Mehdi Karrubi saldırıya uğradı.Hazirandaki tartışmalı seçimlerde üçüncü sırada yer alan ve halen de muhalif kanadın lideri olan Karrubi önceki gün Tahran'da bir camide yapılacak toplantıya katılmak üzere giderken köktencilerin maruz kaldığı saldırıdan yara almadan kurtuldu. Saldırganlarsa kaçtı.
Öte yandan bu saldırı, son haftalarda sokak gösterilerinin yoğunlaştığı ülkede muhaliflere yönelik bir dizi eylemin sonuncusu. Geçtiğimiz aylarda Karrubi'nin 'Etternad-e-melli' adlı gazetesi kapandı, çalışanları tutuklandı. 27 Aralık'ta çatışmalı geçen Aşura kutlamaları sırasında da Karrubi, cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad taraftarı muhafazakâr kesimin hedefi haline gelmişti.
Göstericilerin hapishanede gördükleri işkence ve tacizleri kamuya ilk defa anlatma cesareti gösteren Karoubi, muhalif "yeşiller hareketi"nin en çok dinlenen liderlerinden biri haline geldi. Karoubi mücadelesini sürdürüyor olsa da acaba güvende mi?
Mehdi Karrubi'nin eşi Fatemeh ise bir kadın dergisi olan "Irandokht"un başında. Geçtiğimiz günlerde Le Monde gazetesine bir söyleşi veren Fatemeh İran'daki politik tabloyla ilgili görüşlerini anlattı.
"Uzlaşma olanaklarını görmezden gelen politikaları anlamsız buluyorum. Ancak görünen o ki İran'daki iktidar uzlaşma yerine baskı yolunu seçiyor. Oysaki ulusal tarihimizde hiçbir baskıcı yöntem cesur İran halkına karşı başarılı olmadı. İnanıyorum ki bu sefer de başaramayacaklar" diyen Fatemeh yine de kendisinin ve ailesinin can güvenliği için endişelendiğini söylüyor.
"Günümüzde iktidar bize hiçbir destek ve ya koruma sunmuyor" diye belirtiyor Fatemeh Karoubi. "Aslına bakarsanız son iki haftadır eşimin güvenliği için görevlendirilen ekip de onlara verilen talimatlar doğrultusunda eşimi koruma görevlerini aksatıyorlar. Ailemizin güvenliğini sağlamak için kendimiz önlemler almaya çalışıyoruz.
"Yaşanan birçok olayda sivil giyimli ordu mensuplarının saldırıları ve tehditleri söz konusuydu ve bu ajanlar güvenlik kuvvetleri tarafından destekleniyor ve korunuyor. Beni asıl endişelendiren ve tepki göstermeme neden olan şey tehditlerin bize Ulusal Güvenlik Komisyonu başkanı ve ulusal medyanın aşırı sağcı figürleri tarafından gelmesi. Bir de 'Yeşil hareketin liderlerine karşı olan saldırılarda halk tamamen kendi inisiyatifiyle hareket etmiştir' diyorlar."
Peki, bu ne anlama geliyor? Fatemeh'e göre "'halk adına' diyerek bize saldırıp görevlerini yaptığını düşünen paralı askerleri iktidarın desteklediği" anlamına geliyor.
Fatemeh şunları ekliyor: "Eğer eşimin başına bir şey gelirse, bunun sorumlusu hükümettir. Böyle bir durumda hükümet suçu başka gruplara ya da yabancılara atarak kendini suçsuz gösteremez."
Olay bu noktalara gelmese de, Mehdi Karrubi ve bir diğer muhalefet lideri Mir Hüseyin Musavi tutuklanırsa neler olur? Fatemeh bu konuda neler düşünüyor?
"Yeşil hareket, İran İslami Cumhuriyeti Anayasası'na uygun taleplerde bulunuyor. Eşim yaptığı tüm açıklamalarda İran anayasasının doğru bir şekilde uygulamasını talep etti, aynı şekilde Musavi de."
"Her kim şu anki probleme bir çözüm bulmak istiyorsa kabul etmelidir ki asıl olan kanundur ve herkese aynı şekilde uygulanır. Gayri resmi tutumlar bir son bulmalıdır. Yoksa şu an yaşanan kriz git gide büyür. Mehdi Karrubi ve Musavi'nin tutuklanması sadece onlara yapılmış bir adaletsizlikten öte, toplumun öfkesini provoke etmek, yangına körükle gitmek olur."
Böyle bir durumda yeşil harekete ne olur? "Böyle bir durumda halkın önceden olduğu gibi mücadeleye devam etmesi için ve büyük bedeller ödenmemesi için hepimizin çaba göstermesi gerekir."(ÇT/EÜ)
* Marie-Claude Decamps'ın Le Monde'da yayınlanan makalesini Çiçek Tahaoğlu kısaltarak Türkçeleştirdi.