* Fotoğraf: Mezopotamya Ajansı (MA)
Başörtüsünü "düzgün bağlamadığı" gerekçesiyle "ahlak polisi" tarafından gözaltına alındıktan sonra götürüldüğü karakolda komaya giren Mahsa Amini'nin öldürülmesi ve ardından ülkede başlayan protestolar devam ediyor.
Kadınlar, baskıları sokaklarda ve sosyal medyada başları açık bir şekilde protesto ederken güvenlik güçleri protestolara şiddetle karşılık veriyor.
Resmi açıklamalar protestolarda 26 kişinin hayatını kaybettiğine işaret etse de Norveç merkezli İran İnsan Hakları (IHR) örgütü dün (22 Eylül) paylaştığı bilgilerle ölü sayısının en az 31 olduğunu duyurdu.
Amini'nin ölümü ve devam eden protestolar ise İrlanda'dan İspanya'ya Avrupa basınında da geniş yer buluyor.
Avrupa basınından öne çıkan yorum ve değerlendirmeleri, euro|topics'in derleme ve çevirisiyle aktarıyoruz...
"İran yönetimine ciddi bir meydan okuma"
İrlanda'nın The Irish Times gazetesi, bugünkü baskısında İran yönetiminin ciddi bir meydan okumayla karşı karşıya olduğu değerlendirmesine yer verdi:
"Protestolar, rejimi hiç beklemediği bir anda yakalamış görünüyor. İktidar sahipleri, protestocuların dış güçlerden ilham aldıklarını iddia ediyor. Ancak, Amini'nin göz altına alınmasını savunacak hiçbir üst düzey siyasetçi de çıkmadı.
"Ahlak polisinin acımasızlığı bilinen bir şey ve rejim onlara açıkça göz yumuyor. Cop, mermi ve biber gazıyla bastırılan cesur protestolar, rejimin son yıllarda karşılaştığı en büyük meydan okuma ve yerin altında gerilimlerin fokur fokur kaynadığının işareti. Ellerindeki baskı araçları, iktidar sahiplerini yalnızca sınırlı bir süre boyunca koruyabilir."
"Kadınlar cesur bir rol üstleniyor"
Hollanda'nın De Volkskrant gazetesi de bugünkü baskısında "İranlıların kurtuluşu hak ettiğini" yazdı:
"Kadınlar, protestolarda üstlendikleri cesur rolle dikkat çekiyorlar. Artık yetkililerin katı kıyafet kurallarından da şiddet uygulamalarından da kurtulmak istiyorlar. Protestoları her yere yayılıyor ve mollalardan bıkmış bir toplumda giderek daha fazla destek buluyor.
"Şiddetin büyümesi gibi bir endişe söz konusu, ancak içten içe değişim umudu da yeşeriyor. Zira pek çok İranlının istediği ve hak ettiği şey bu: reform değil, kurtuluş."
Uzlaşı mümkün mü?
Fransa'nın France Inter gazetesi, "protestoların İran rejiminde zihniyet değişikliğine yol açmaktan çok uzak olduğu" görüşünü paylaştı:
"Hiç kimse, bu rejimin geçmişte olduğu gibi iktidarda kalmak için yine elinden geleni yapma dirayetini küçümsememeli.
"İran'ın nükleer programı konusundaki müzakerelerin çıkmaza girmesi ve Tahran'ın Rusya'yla yakınlaşması dolayısıyla oluşan uluslararası iklim, bir uzlaşıya varılması umutlarını tüketiyor.
"Devletin başındaki yaşlı mollalarla özgürce yaşamaktan başka bir şey istemeyen gençler arasındaki uçurumun bu denli büyüdüğü pek görülmemişti. Tıpkı Taliban döndükten sonra Afganistan'da olduğu gibi, İran'da da bu teokratik yöneticilerin kefaretini ödeyenler en başta kadınlar oluyor."
"Cesur eylemcileri yüzüstü bırakmayın"
İspanya'nın El Mundo gazetesi, "İranlı kadınların cesaretini hiç kimse unutmasın" diyerek şu yorumda bulundu:
"Sokaklarda başları açık protestolar gerçekleştiren yüzlerce genç kadının görüntüleri, uluslararası toplumun görmesi gereken bir haykırış.
"Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi soruşturma açılacağı sözü verirken, aşırı muhafazakâr hükümeti, insanları şiddet uygulayarak tutuklayan, fiziksel ve sözlü olarak taciz eden ahlak polisi eliyle kadın yurttaşlara yönelik baskıyı yoğunlaştırıyor.
"ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın dün vurguladığı gibi, Tahran uluslararası toplum tarafından dışlanmaya devam etmek istemiyorsa, 'kadınlara yönelik sistematik zulmü sona erdirmeli' ve 'protestolara izin vermeli'. İradeleri her gün bastırılan bu kadınların cesaretini hiç kimse unutmasın." (SD)