İranlı Parvaneh, dört ay önce Türkiye'ye geldi. 43 yaşında ve evli olan Parvaneh'in bir çocuğu var. Oradayken kuaförlük yapan Parvaneh, İran'da kadın olmayı anlatıyor.
"İran'da kadınların karar verme hakkı yok, seçme hakkı da yok. Bir erkek bir kadınla rahatça irtibat kurabilirken bir kadının bir erkekle görüşmesi çok yanlış anlaşılıyor."
Parvaneh'in verdiği bilgiye göre kadınlar "mahrem, namahrem" kavramlarına dikkate derek yaşamak zorunda.
"İran'da en iyi kadın evinde oturup çocuk yapan kadındır!" diyen Parvaneh İran toplumunda çok az da olsa 'açık görüşlü' erkekler olduğunu, ancak bir erkeğin ne kadar açık görüşlü olursa olsun kadının asla erkekle eşit haklara sahip olamadığını söylüyor.
"Saç boyama, çizme, açık renk pardesü yasak"
Kadınların kılık, kıyafetle ilgili yaşadıkları sıkıntıları sorduğumuz Parvaneh şöyle cevap veriyor.
"Kadınlar makyaj, saç ve giyim konusunda çevrelerine göre hareket ediyorlar. Eğer Tahran'ın zebgin bölgesinde yaşayan bir kadınsa rahatça giyinebiliyor. Ancak güneyde, mahrumiyet bölgesindeyse, yoksulsa giyimine çok dikkat etmek zorunda. Başörtüsünden saçı gözüktüyse o kadın hakkında iyi düşünülmüyor. Ahmedinecad'la kadınlar baskı altındalar kısa ve açık renk pardesüye izin yok. Saç boyamaya izin yok. Dize kadar çizme giymek yasak. Yakalanırlarsa çizmeler parçalanıyor. Bu yasaklara uyulmadığı takdirde ağır para cezaları veriliyor ve kadınların bir yasakları delmeyeceğine dair belge imzalamaları isteniyor."
İş yaşamında kadının yerine dair Parvaneh eşi 'açık görüşlü' olan kadınların devlet dairelerinde diğerlerininse sadece kadınların çalıştığı iş yerlerinde çalışabildiği bilgisini veriyor.
Ancak şartlar asla eşit değil:
"Bir kadın ve bir erkek aynı işi yapsalar bile kadın çok daha düşük ücret alıyor. Kadına karşı ayrımcılığın en büyük göstergelerinden biri bu.
Bu ayrımcılığın çoğu defa ikilemden beslendiğini dile getiren Parvaneh "Çocuklarımızı yetiştirirken de en çok bu sorun etkili oluyor. İktidar "İslam'a aykırı' deyip yasak koyarken fiiliyatta böyle davranmıyor. Yani söylemiyle ameli bir değil" diyor.
Mülteci Parvaneh çocukların okul yaşamında başarılı olmalarının üniversiteye girmeye yetmediğini, 'onlar' gibi olmayınca torpilsiz üniversiteye girilmediğini, yaşamın her alanında hile, torpil vs. ile karşılaştıklarını anlatıyor.
"Erkekler yasakları suistimal ediyor"
Erkeklerin de yasakları kadını suistimal ederek kullandığını dile getiren Parvaneh örnek veriyor:
"Mesela Tahran'ın yoksul kesiminde yaşayan bir arkadaşımı, eşi erkeklere pazarlıyordu. Üstelik arkadaşımın iki çocuğu vardı. İran'da kural erkeklerin sözünden çıkmamak. Erkeklere kadın olarak karşı gelemezsiniz. Eşi bu durumu suistimal ediyordu."
Şimdi İran sokaklarına çıkan ve protestolara katılan kadınlar içinse Parvaneh "Onlar eşit haklar için, özgürlükleri için sokağa çıkıyorlar" diyor.
İran'da olanlarıysa şöyle yorumluyor:
"Ben siyasetten anlamam. Yaşananların nedeni iktidar kavgası. Her iki taraf da gücü elde etmek için mücadele ediyor. Ancak arkalarında ABD ve İsrail var diye doğrudan söyleyemesem de tek başlarına olmadıklarını ya da yaşananların iktidar elde etme oyunu olduğunu söyleyebilirim"
"Savaşsız bir dünya istiyorum"
Parvaneh'in dileği savaşsız ve kadınlarla erkeklerin eşit haklara sahip olduğu bir dünya.
Dört ay önce geldiği Türkiye'de nasıl bir erkek evden çıkarken başını kapamıyorsa aynı şekilde evden çıktığı, nasıl bir erkek başkalarıyla iletişim kurarken sakınmıyorsa aynı şekilde başkalarıyla iletişim kurduğu ve bir erkek gibi fikrini özgürce ifade edebildiği için mutlu.
Mülteci olarak geldiği Türkiye'den İran'daki yakınlarıyla telefon aracılığıyla irtibat kurduklarını ancak çok zorlandıklarını söyleyen Parvaneh "Tıpkı devrim olduğundaki yaşananlar gibi, şartlar çok zor ama tek fark halk onlara güvenmiyor" diyor. (EZÖ)